HP’nin UBP ile ortaklık hükümetinden çekildiğini açıklamasının üzerinden bir aydan fazla zaman geçti… Cumhurbaşkanlığı (CB) seçimleri nedeniyle, dönemin Başbakanı hükümetin istifasını dönemin CB’na vermediği nedeniyle o günden beri KKTC hükümetsiz…

Bir hafta önce yeni hükümeti kurma görevi UBP Başkan vekili Ersan Saner’e verildi ama henüz bir sonuç yok; kurması için de bir haftası kaldı… UBP’nin içi ise darmadağın; parti başkanını seçecek kurultayı yapmaktan dahi acizler… Aslında, mevcut UBP-HP hükümetinin nikah tazeleyerek devam edeceği bekleniyordu ama HP isteksiz. CTP de UBP ile bir ortaklık hükümetine girmeyeceğini açıkladı; geri kalan seçenekler de uygulamada hükümet olmak ve ülke yönetmek için yetersiz.

Yarın KKTC’nin kuruluş yıldönümü kutlanacak… Ve halen bu KKTC’nin sosyo-ekonomik ve sosyo-politik durumu içler acısı durumda, demokrasisinin kalitesi yerlerde sürünür… Atanmışın seçildiği bir CB seçiminden sonra, atanacağın parti başkanı olarak seçileceği UBP Kurultayı ise partinin iç dinamiklerine toslamış vaziyette… Bu koşullarda ekonomik deprasyon kaçınılmazdır, yurttaşın satınalma gücü olsa bile (ki erimiş durumdadır) iç pazar faaliyetlerinin akamete uğraması da olağandır.

Bu sırada da, yarınki kutlama törenine katılmak üzere TC CB Erdoğan, MHP Başkanı Bahçeli ve kalabalık bir ekiple birlikte geliyor. Hem de ne geliş?! Ercan Uçak Alanı 10:00-22:00 saatleri arasında diğer uçuşlara kapalı… Hangi Ercan Uçak Alanı?! Daha geçenlerde yaklaşık 17 kilo uyuşturucunun bavul içinde geçebildiği, yani güvenliği güvenilmez olanı Ercan Uçak Alanı… Dolayısıyla, hükümetin hangi üyesinin yüzü tutar Erdoğan’ın gelişinde güvenlik önlemlerini abartmaya gerek yok demeye… Hem hükümet mi var?! Hem hükümet resmen var iken bu Ercan’a özel izinli jet gelmemiş miydi, yolcuları da kontrolsüz olarak ülkeye giriş yapmamış mıydı?! Hani onun polis araştırma raporu olacaktı da halk da bilecekti?! Yani bu UBP-HP Hükümeti resmen var iken de pratikte yoktu; şimdi resmen yok iken, hepten ve külliyen yok… Erdoğan gelecek diye güvenlik önlemini güvenilir olarak almak için CB’yi seçtirenler herhalde Ercan’ı kapatmak için de bastırdı ve seçtirdiğine yaptırdı…  

Evet, yarın kuruluşu kutlanacak olan KKTC’nin bir hükümeti bile yok… Ama gene de ne büyük laflar edilecek KKTC’ye dair, geleceğine dair, uluslararası tanınacağına dair?! Türkiye’de ne var ise KKTC’de de olacağı yeniden vurgulanacak; eksik kalanları, örneğin siyasi İslam’ın güçlenmesi gibi, tamamlamak üzere bir hükümet aranacak… Bu hükümeti de herhalde kutlama törenleri sırasında aramayacaklar; bunun için sessiz, sakin bir yerde muhabbet ederek arayacaklar… Nerede mi?! Maraş’ta… Nasıl mı?! Piknik yaparken muhabbet edip yeni hükümeti kuracaklar… Ne yani CB’nını atanmak üzere seçtirenler, hükümeti kurmaya etkisiz unsur mu kalacak?! Gelmişken, bunu da hallederler, UBP’nin başkanını da belirlerler ve öyle giderler… Ercan da uçuşlara tekrar açılır…

Yani, hükümet yok ama Maraş’ta piknik var… O piknik masasında KKTC’nin kuruluş yıldönümünde yeni hükümet de kurulacak… Şükran-İtaat-Biat Hükümetini kuracaklar… Ve gelecek yıl KKTC bütçesine milyarlarca TL katkı vereceklerini söyleyecekler, uzun süreden beri olduğu gibi sonunda taahhütlerinin üçte birini bile vermeyecekler… Ama olsun… Maraş’ta piknik masasındalar ya, her söz mübah…
Sonrası mı?! Yeni bir hükümet olacak ama Kuzey Kıbrıs için içerde ve dışarda yeni bir dönem de başlamış olacak… İçerde Kuzey Kıbrıs insanının hak etmediği siyasal, ekonomik ve sosyal koşulları değiştirme mücadelesi yurtseverlerin 2002’de olduğu gibi yeniden sokağa akmasıyla başlamış olacak… Dışarda ise Maraş’ta yapılan pikniğin Maraş’ın uluslararası hukuktaki statüsünü değiştirmediği, oralarda aslolan piknik yapmak değil, 1974 öncesi yaşayanların geri dönüş hakkını vermek olduğu Maraş’ta piknik yapanlara anlatılacak… Sokağa akan yurtsever Kıbrıslı Türkler derdinin Maraş’ta piknik olmadığını, bu pikniğin onun sorunlarına çözüm olmadığını, amacının da adada sürdürlebilir barış olduğunu anlatacak… Sürdürülebilir barışın da BM ölçütlerinde bir çözüm ile başlatılabileceği ve başarılabileceği Maraş’ın piknikçilerine anlatılacak…

KKTC’nin kuruluş gününde KKTC’nin bir hükümeti yok, Maraş’ta piknik yapanlar var… Yapsınlar… Piknikte yedikleri içtikleri onların olsun; görecekleri ise sokaklardaki Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs’ta federal çözüm ve sürdürülebilir barış mücadelesi olacak… Yirmi yıl öncesi gibi…