CTP-BG’nin UBP ile kurduğu koalisyon hükümetinin programı mecliste okundu, oylaması yapılacak… Yola koyulan her yeni hükümet gibi çok iddialı bir program; gerçekleştirdikleri oranda da başarılı sayılacaklar.

Yenidüzen’de dün hükümet programının takvimi çizelge halinde yayınladı. Hükümet programında takvimlenmemiş icraatlar da var; örneğin Gençlik ve Spor’un hiç yok, Turizm’de, Kültür’de ve Ulaştırma’da birer icraat takvimlenmiş. Takvimlenmiş olan,toplam 144 icraat, 36 ay içinde gerçekleşecek; bunların 92’si 12 ay içinde uygulanacak. 36 ay içinde yapılacak olan icraatlar, irili ufaklı toplam 100 yasa ve 67 tüzük ile ilgilidir; 12 ay içinde ise 67 yasa ve 18 tüzük yapılması öngörüyor.

Meclisin iki ay daha yaz tatilinde olduğu, bütçe döneminde bir ay kadar da sadece bütçe görüşüldüğü hesaba katılırsa, gelecek 12 aylık süre aslında temiz olarak 9 aydır. Bu da, başka hiçbir tatil ve neden hesaba katılmazsa, meclis en fazla 40 yasama, 40 da denetim oturumu yapabilecek, meclis komiteleri de yasalar ve tüzükler için en fazla 100 toplantı gerçekleştirebilecek demektir. Ayrıca, bu 12 aylık süre içinde UBP’nin de CTP’nin de kurultayları var; kim ne derse desin, kurultaylar hükümet partilerinin performansını etkiliyor.

Şimdi hükümet partilerinin durumu şu anlama geliyor, gelecek 12 ay içinde hükümet kendi içinde, milletvekilleri de komitelerde çalışıp, önlerindeki tasarıları sonuçlandırıp, mecliste yapacakları 100 komite ve 40 yasama toplantısında hükümet programında öngörülen en azından 67 yasayı geçirecekler… Olmazsa, “hükümet programı aksarsa, hükümetin devamı tehlikeye girer” diye yapılmış beyanlar var…

Bu program tam olarak uygulanabilecek mi,  uygulanamadı diye hükümetin devamı tehlikeye girecek mi, gelecek aylarda görülecek. Çok yüklü bir programdır, çok esaslı yasalar vardır, komiteler zaten yoğundur; milletvekilleri de ama, komitelerde görev yapan not tutucu ve hukukçu gibi meclis çalışanı memurlar da sayı olarak yetersizdir. Mesele, program uygulanmazsa hükümetin bozulacağını söylemekle ilgilidir, böyle popülist çıkışlar sonradan baş ağrıtır… Hangi hükümetin programı tam olarak uygulanabildi ki?!. Özerk Turizm Yönetimi kurulması gelmiş geçmiş her hükümetin programında vardı, gene var; 1994 hükümetinde de takvimlenmişti… Şimdi gerçekleşir mi?!. Keşke… Ama bu olmadı diye hükümet sarsılırsa, turizm sektörü bir de hükümet bunalımı nedeniyle zarar görür…

Aslında şunu söylemekte beis olmamalı; bu hükümet, iddialı programında öngörülenlerin yarısı yapılabilirse büyük başarıdır. Ayrıca, aritmetik kontrola göre, bu programın gerçekleşmesinin zor görülmesi, iddialı bir program hazırlanmış olmasından kaynaklanıyorsa, dert etmemek gerek… Ama eğer “hükümeti bozmak için elimizde bir koz olsun” mantığı ile yapılmışsa, çok tehlikelidir. İstikrarsız ve geleceği belirsiz hükümet özellikle ekonomiler için depresyon nedenidir ve ekonominin aktörleri için kötü senaryodur.

Programda dikkat çeken bir başka içerik de hükümetin ya mevcut, ya da yeni açılacak olan kamu birimlerine istihdam öngördüğüdür. Kamuda mevcut istihdam ihtiyacı dışında, 12 ay içinde, kimisi yeni, kimisi mevcut 10 birimde istihdam öngörüsü var. İlginçtir, bu süre içinde de her iki partinin de kurultayı var. İstihdamlar üç ay içinde yapılacak yeni yasaya göre ve tarafsız, torpilsiz yapılacak ama öngörülen üç ayın ikisinde meclis tatilde… Yasa geç geçecek, istihdamlar kurultay zamanlarına sarkacak… Hele UBP bildik UBP ise ve başkanlıkta yarışmalı bir kurultay ise, çıngar çıkacağını tahmin etmek müneccimlik mi olur?!.

Bütün bunlar, hükümet programının süreçleri ile ilgili yorumlardır. Programın özellikle ekonomiyi canlandırma boyutunu yorumlamak ise başka defaya… Ancak, özellikle de ekonomiyi ilgilendiren kapsamda yeni kurulacak olan birimler var, mevcut birimlerin de devamı halinde çok başlılığın olacağı, bunun da halen yapılanın dahi yapılamayacağı endişesini belirtmek gerek…

Programın Kıbrıs sorunu ile ilgili kısmı çözüm sürecinin olumlu gelişimi ve sonuçlanması açısından çok müstesna; UBP’nin bunlara katılımcı olması sıra dışı ve çok olumlu bir gelişme… Tarım politikaları maliyenin dar açılı kıskacından kurtulursa başarılı olabilecek. Yerel yönetimler açısından ise fazla sözü olmayan bir program… İşin garip tarafı da belediyelerden sadece bir tanesinin başkanı ana muhalefet partisinden, az sayıda da bağımsız görünen ama hükümet partilerine yakın başkanlar var, çok büyük çoğunluğunda başkanlar hükümet partilerine üye… Ve hükümetin programında gördükleri ilgi az…

Hükümet kendini “Reform Hükümeti” olarak adlandırdı. Programını gerçekleştirirse tartışmasız bir Reform Hükümeti olacak, daha da önemlisi iddialı programını gerçekleştirmiş olmakla, siyasette ‘söz verip yapmak’ gibi önemli bir reformu başarmış olacak.

Hükümetin programı ile ilgili daha birçok yorumlar yapılabilir, aslolan halkın kendini koşulsuz mutlu hissedeceği bir sosyo-ekonomik ve sosyo-politik ortam ve iklimin oluşmasıdır. Bu yönde gelişmeler için hükümet üyelerine ve koalisyon ortaklarına kolay gelsin ve başarılar…