1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “Hükümetin tavrı, insan ticareti sorununun varlığını inkar”
“Hükümetin tavrı, insan ticareti sorununun varlığını inkar”

“Hükümetin tavrı, insan ticareti sorununun varlığını inkar”

“Sivil toplum örgütleri olarak, ‘İnsan Ticareti ile Mücadele ve Mağdurların Korunması Yasa Taslağı’ adında kapsamlı bir yasa önerisi geliştirdik. Bu yasa taslağını meclise ilettik, ne ivediliği alındı, ne de mecliste tartışıldı”

A+A-

30 Temmuz Dünya İnsan Ticaretiyle Mücadele Günü... İnsan Hakları Platformu, İnsan Ticaretiyle Mücadele ile Mülteci Hakları Program Koordinatörü Av. Fezile Osum, mevcut hükümetin Kıbrıs’ın kuzeyindeki insan ticareti sorununu inkar eden bir tavra sahip olduğunu belirtti.

Av. Osum, ilgili sivil toplum örgütleri olarak, “İnsan Ticareti ile Mücadele ve Mağdurların Korunması Yasa Taslağı” hazırladıklarını ve bunu mecliste ilettiklerini ancak ne ivedilik alındığını ne de konunun tartışıldığını söyledi.

Mart 2020’de Ceza Yasası’nda değişiklik yapılarak, insan kaçakçılığı ve insan ticaretinin ağır suç kapsamına alındığını hatırlatan Av. Osum, bunun yeterli olmadığını, mağdurları koruma ve destekleme konusunda proaktif bir bakış açısı geliştirilmesi gerektiğini de vurguladı.

“İnsan tacirlerinin çoğu, organize suç örgütleridir” diyen Av. Osum, insan ticaretini soruşturmak ve cezalandırmak sorumluluğunu yerine getirmek adına poliste özel bir birim oluşturulmasının gerekliliğine dikkat çekti. Av. Osum, etkin soruşturma ve cezalandırmanın yanı sıra mağdurların korunması ve desteklenmesi gerektiğinin de altını çizdi.

Korunma sağlanamayan ve yeterli desteği alamayan mağdurların, bir noktadan sonra umutlarını kaybedip kendileriyle de iletişimi kestiklerini anlatan Av. Osum, “İletişimi kestiklerinde, çok büyük ihtimalle yeniden insan tacirlerinin eline düşüyor. Bu, dünya genelinde de böyle...” dedi.

Av. Osum, mağdurlar yabancı olunca, toplumun da daha tepkisiz kaldığını belirterek, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı nedeniyle konunun önemsizleştirildiğini kaydetti.

Av. Fezile Osum, Kıbrıs’taki iki taraf arasında bu konudaki diyalog eksikliğinin, söz konusu alandaki eğilimlerin yeterli şekilde anlaşılamamasına ve üzerine gidilememesine neden olduğunu söyleyerek, “Adanın bölünmüşlüğü tacirler için ciddi bir nimet. Bu bölünmüşlüğü hem cezadan kaçmak için, hem de daha fazla mağdura ulaşmak için kullanıyorlar” dedi.

 

Otorite, mağdurları koruma, destekleme konusunda proaktif bir bakış açısı geliştirmedi`

Soru: İnsan ticareti konusunda Kıbrıs’ın kuzeyindeki durumun uluslararası raporlarda yer aldığını biliyoruz. 2020’de Ceza Yasası’nda değişiklik yapılıp, insan kaçakçılığı ve insan ticareti ağır suç oldu. Şu anda Kıbrıs’ın kuzeyindeki bu konuda durum nedir?

Av. Osum: Mart 2020’de Ceza Yasası’nda değişiklik yapıldı ve insan kaçakçılığı ile insan ticareti ağır suç oldu. İnsan ticareti suç kapsamına alındı fakat otorite, mağdurları koruma, destekleme konusunda proaktif bir bakış açısı geliştirmedi. Yani sadece gelen vakayı soruşturup, dosyalamaktan öte, meselenin insani boyutunu da ele alan adımlar olmalı. Sivil toplum örgütleri olarak, “İnsan Ticareti ile Mücadele ve Mağdurların Korunması Yasa Taslağı” adında kapsamlı bir yasa önerisi geliştirdik. Yasa taslağında bunlar var. Bu, 2021 başlarında, farklı paydaşların görüşleri alınarak, Barolar Birliği ile Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı’nın yürüttüğü, AB destekli, İnsan Ticareti Mağdurları için Adalet Projesi kapsamında yapılmıştı. Bu yasa taslağını meclise ilettik, ne ivediliği alındı, ne de mecliste tartışıldı.

 

“Olay sadece ceza kapsamı altında değerlendiriliyor”

Soru: Bu konuda bir devlet politikası yok. MHD, insan ticareti ile mücadele strateji plan da hazırlamıştı...

Av. Osum: Mülteci Hakları Derneği olarak, AB destekli,  İnsan Ticaretine Karşı Koordineli Önlemler ve Mekanizlamalar Projesi bağlamında yerel strateji ve eylem planı oluşturduk. Sadece sivil toplum örgütlerinden değil, kamu kurumlarından da görüşler alarak bunu hazırladık. Devletlere önerilen, yerel eylem planı oluşturmaları, insan ticaretini hem ceza kapsamında değerlendirilmeleri, hem de kapsamlı yasalar hazırlamalarıdır. Şu anda bizde, olay sadece ceza kapsamı altında değerlendiriliyor, bu da tek başına bir çözüm değil ve alanda bir sürü sorun devam ediyor. Bu kapsamlı eylem planı, aslında yasa yapıcıların bu konuya nasıl eğilmeleri gerektiğini gösteriyor. Çünkü insan ticareti çok boyutlu, çok katmanlı, farklı sektörleri ilgilendiren bir problem ve sürekli yeni türleri çıkabiliyor. Bu, sadece yasa yaparak değil, proaktif politika üretilmesi ve proaktif bir mücadele yürütülmesi gereken bir konudur. Biz bu planın içerisinde bir yerel koordinasyon mekanizması oluşturulmasını öneriyoruz. Bu koordinasyon mekanizmasının İçişleri Bakanlığı altında olması gerektiğini ve ilgili bakanlıkların, özellikle içişleri, sosyal hizmetler, polis muhaceret ve adli birimlerin yanında, ilgili sivil toplum örgütlerinin de buna dahil olması gerektiğini savunuyoruz. Dolayısıyla strateji ve eylem planımız çok bütüncül bir şekilde, sorunla nasıl baş edilebileceği ile ilgili yol haritası çiziyor.

2020’nin sonlarında bir çok bakanı ziyaret ettik, milletvekiline çalışmamızı ilettik. Fakat o dönemde, gerek ülkedeki siyasi durumun karışık olması, gerekse covid derken, hiç kimse bu planları okuyup ciddi anlamda savunuculuğunu yapmadı. Bu konu, siyasetçiler arasında da, kamu kurumları arasında da öncelik olmadı, her ne kadar süreci geliştirirken kamu kurumlarıyla iş birliği yapmış olsak da beklediğimiz sahiplenmeyi göremedik.

Şu an geldiğimiz aşamada, sivil toplum örgütleri, normalde yerel kurumların geliştirmesi gereken belgelerin hepsini geliştirdi. Tabii ki pozisyonumuz, “bunlar harfiyen yapılsın” değildir ama en azından bunların tartışmaya açılması ve bir uzlaşı alanı bulup yürürlüğe sokulmasıdır.

Bu belgelerin hepsi, ülke gerçeklerine uygun şekilde oluşturulmuştur.

 

“Polis konuyu başka şekilde ele almaya alışmış”

Soru: Polisin konuya yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Av. Osum: Platform, 2002 yılında 17 Nijeryalı, 1 Kamerunlu, 2 İranlı, 2 Kazak ve 1 Rus olmak üzere toplam 23 insan ticareti mağduru kadın tespit etti. Hepsi fuhuşa zorlanmış ve 18’i adaya “öğrenci vizesi” ile getirilmişti. Polisin, insan ticaretini ciddi anlamda algılamada ve vakaları düzgün şekilde değerlendirmede sıkıntısı var. İnsan ticaretinin modern anlamda tanımı, uluslararası hukukta 2000 yılında yerini buldu, yeni bir şey. Poliste bu konuda eğitim boşluğu olduğunu düşünüyorum. Polis bu konuyu başka şekilde ele almaya alışmış. Mesela, söz konusu olan kadın ticaretiyse fuhuş, iş yerinde yapılan bir istismarsa şiddet veya pasaportun zaptedilmesi gibi farklı ceza maddeleri üzerinden işlem yapmaya alışılmış. Bu suçun ağırlığı, öznel koşulları bu güne kadar çok değerlendirilmedi.

 

“İnsan ticareti mağdurlarının sadece %1’i tespit edilebiliyor”

Poliste, insan ticareti konusunda bir birim oluşturulmalı. Kıbrıs’ın güneyinde de benzer bir model var. Bu suçun mağdur profili genelde yabancı kişiler ve suçun koşulları da ciddi özel değerlendirmeler gerektiriyor. Polisin proaktif soruşturma yürütmesi gereken bir süreç olmalı. BM Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin hazırladığı global rapora göre, dünya genelinde insan ticareti mağdurlarının sadece %1’i tespit edilebiliyor. Modern kölelik denen insan ticaretinin mağdurlarının, kölelik koşulları altında yetkililere ulaşması çok zordur. Mağdurun kendini “insan ticareti mağduru” olarak tanımlaması da çok zordur. Sömürülen insanların çoğunun, ekonomik ve eğitim olarak daha geri planda kalmış, dezavantajlı gruplar olduğunu düşünürsek, yaşadığını anlamlandırması, yasal mecraları bilip, bunlara ulaşması çok zordur. Dolayısıyla burada, proaktif adımların atılması lazım. Polisin resen soruşturmalar yürütebileceği bir çalışma şekli benimsemesi gerekir. Öncelikle “bu ülkede böyle bir sorunum vardır” tespiti yapıp, proaktif yöntemler denemesi lazım.

 

“İnsan tacirlerinin çoğu organize suç örgütleridir”

İnsan tacirlerinin çoğu organize suç örgütleridir. Organize suçlarda tahkikat aşaması diğer adli suçlardan çok daha teferruatlı bir araştırma, istihbarat gerektirir. Bu işin organize suç boyutunu da ele alacak şekilde, poliste özel bir birim oluşturulursa, hem proaktif yöntemlerle araştırmalar ve soruşturmalar yürütülebilir, hem de mağdurlara doğru yöntemlerle nasıl yaklaşılması gerektiği belirlenmiş olur. Bu konuda uzmanlaşmış polislerimiz olması lazım. Çok fazla sayıda polis olması gerekmez, birkaç polisi bile uzman olarak yetiştirirsek, ülkenin boyutlarını düşündüğümüzde, bu alanda çığır açmış oluruz.

 

“Kıbrıs’ın kuzeyinde farklı suçlarla kol kola çalıştıklarını görüyoruz”

Bu organize suç örgütleri sadece insan ticareti yapmaz, Kıbrıs’ın kuzeyinde farklı suçlarla kol kola bir şekilde çalıştıklarını görüyoruz. İnsan ticaretini soruşturmak ve cezalandırmak sorumluluğunu yerine getirmek adına poliste özel bir birim olması şarttır. Etkin soruşturma ve cezalandırma sorumluluğunu yerine getirmek adına bu çok önemli, ama bu, tek başına hiçbir şey çözmez. Etkin soruşturmanın olması halinde bile, eğer mağdurları koruyamıyorsak bir sonuç elde edemeyiz.

 

“Koruma ve destek yok”

Soru: Mağdurların korunması ve desteklenmesinin önemine vurgu yapıyorsunuz. Şu anda kamuda böyle bir düzenleme yok, bu eksiği İnsan Hakları Platformu olarak siz kapatmaya çalışıyorsunuz. Bu konuda bilgi verir misiniz?

Av. Osum: Desteği biz yapmaya çalışıyoruz ama biz sivil toplum örgütüyüz ve tabii ki sunduğumuz hizmetler çok kısıtlı. İhbar hattı yürütüyoruz, +90 542 862 00 60, başvuruları İngilizce ve Türkçe olarak alıyoruz. Mağdur meseleyi polise şikayet etmek isterse, kendisine soruşturma ve mahkeme safhasında hukuki destek ve danışmanlık sağlıyoruz. Ancak mağdurun iyileşmesi için de gerekli bazı adımlar var. Bizim, LTB ile yaptığımız protokol ışığında, sığınma evinde insan ticareti mağdurlarına ayrılmış bir kota var, burayı sadece kadın mağdurlar için kullanabiliyoruz. Bunu geçici bir çözüm olarak bulabildik. Diğer yandan, kısıtlı tıbbi veya psikolojik destek bütçemiz var, mağdurlara o anlamda destek olmaya çalışıyoruz.

Kıbrıs’ın kuzeyinde insan ticareti mağdurlarının korunması çok büyük sıkıntı. Çünkü polise şikayet ettikten sonra polisin sağladığı ek bir koruma yok. Bunu öğrenen mağdur, polise gitmek istemiyor. Bu yıl daha az başvuru almaya başladık, bunun nedenlerinden biri de korunma eksikliği olabilir. Gerçekten etkili bir koruma yöntemi yok ve sivil toplum bununla başa çıkamıyor. Mağdur koruması konunun çok önemli bir bacağıdır, tacirler çoğu zaman mağdurları izliyor oluyor. Mağdurun korunmasını, bir sivil toplum örgütü olarak biz nasıl sağlayalım? İnsan ticareti mağdurlarına yönelik, tüm cinsiyetleri kapsayacak, devlet tarafından yürütülen bir sığınma evi olmazsa, koruma sağlanamaz. Biz bu korumayı sağlayamayız, bu işi yapan insanlar olarak biz de risk altındayız. İnsan ticareti, insan hakları alanında en yüksek riskin olduğu alanlardan biridir, çünkü organize suçla mücadele etmeyi gerektirir. Biz, 2022 yılında yaptığımız izlemede, bu boyutun çok hayati bir önemi olduğunu gördük. Korunma sağlanamayan ve yeterli desteği alamayan mağdurlar, maalesef, bir noktadan sonra umutlarını kaybedip bizimle iletişimi kesiyor. İletişimi kestiklerinde, çok büyük ihtimalle yeniden insan tacirlerinin eline düşüyor. Bu, dünya genelinde de böyle...

 

“Hükümet olayları münferit vakalar olarak görüyor”

Destek konusunda da sorun var. Sosyal hizmetler vatandaş odaklı destek veriyor. İnsan ticaretine yönelik zaten hiçbir kapasiteleri yok, ne bilgi, ne de hizmet sağlama anlamında... Diğer yandan, Kıbrıs’ın kuzeyinde kamu kurumları genel olarak insan ticaretinin varlığını inkar eder boyuttadır. Bu da siyasilerin ilgisizliğindendir. Özellikle şu anki hükümetin tavrı, böyle bir sorunun olduğunu tamamen inkardır. Olayları münferit vakalar olarak görüyorlar, özellikle kadın ticareti boyutunda, “yeterince mağdur” olarak görmüyorlar. Bunun birçok sebebi var. “Bilerek geldi”, “isteyerek yapıyorlar”, “öğrenci kılıfıyla geldi ama ülkemizde başka işler yapıyorlar” gibi mağdur suçlayıcı boyutta değerlendiriyorlar. Muhalefet milletvekillerinde sorunu belirli bir kabulleniş var, hatta konuyla ilgili talepler ilettiklerini görüyoruz. Fakat mevcut iktidar, tamamen inkar modunda, bu da tabii ki bütün kamu kurumlarının algısına yansıyan bir şey.

Yıllardır konuştuğumuz gece kulüpleri konusu var. Bu, insan ticaretinin yaşandığı, riskli bir sektör. Gece kulüplerinin denetimi doğru düzgün yapılmıyor. Gerek bazı belediyeler, gerekse merkezi hükümet bu konuda üç maymunu oynuyor.

 

“Polisteki süreçlerde, mağdurlar yeniden travmatize edilebiliyor”

Soru: Mart 2020’de Ceza Yasası’nda bir değişiklik yapıldı ve bu ağır suçlar kapsamına girdi. Bu konuda ilk mahkumiyet 30 Aralık 2022’de verildi. Buna benzer davalar var mı?

Av. Osum: 2023 yılı içerisinde, polise şikayetçi olmak isteyen mağdur olmadı. Mağdurlar polise gitmeden kendini kurtarmaya çalışıyor. 2022’de söz konusu dava sürecinde gerçekten çok kötü bir sınav verdik, yaşadıklarımızı mağdurlarla birlikte yaşadık. Süreci gören mağdurların korktuğunu düşünüyorum, çünkü gerçekten çok yalnız bırakıldık. Az önce de söylediğim gibi, korunma sağlanmıyor. Polisteki süreçlerde de, mağdurlar yeniden travmatize edilebiliyor çünkü uzmanlaşmış bir birim yok.

 

“Mağdurlar yabancı olunca toplum daha tepkisiz kalıyor”

Soru: Söz konusu mağdurların yabancı olması konuya bakışa nasıl etki ediyor?

Av. Osum: Mağdurlar yabancı olunca toplum daha tepkisiz kalıyor. Özellikle Afrika’dan gelen kişilerin mağduriyetlerini duymak ve anlamak istemiyoruz. Toplum olarak direnç gösteriyoruz, o yüzden mesele yavaş ilerliyor. Irkçılık ve yabancı düşmanlığı nedeniyle konunun önemsizleştirildiğini ve algılanmadığını görüyoruz. Bugün, Kıbrıslı Türk bir kızın bir eve hapsedilip, aylarca fuhuşa zorlandığı bir hikayeyi düşünelim; bu olay medyaya yansıdığında toplumdan gelecek tepkileri tahmin edebiliyoruz. Yabancıların yaşadıklarını anlattığımızda, toplumdan istediğimiz duyarlılığı göremiyoruz ve maalesef toplumun her kesiminden ırkçı tepkilerle de karşılaşabiliyoruz.

 

“İnsan ticaretinde, kuzey ve güneyin bağlantılı oldukları çok yer var”

Soru: Ada genelinde benzer mağduriyetler yaşanıyor. Kıbrıs’ın güneyiyle kısıtlı işbirliği vardı. MHD ve güneyde faaliyet gösteren bir sivil toplum örgütü olan Step Up Stop Slavery ile ortaklaşa yürüttükleri İnsan Ticaretine Karşı Birleşik Eylem Projesi, Nisan 2023 başladı ve 30 ay sürecek. Bu proje kapsamında ne yapılması amaçlanıyor?

Av. Osum: Biz, sivil toplum örgütleri olarak işbirliği yapıyorduk ama bu işbirliği çoğu zaman vakalar üzerinden oluyordu. Sadece Step Up Stop Slavery ile değil, Cyprus Stop Trafficking ve Cyprus Refugee Council da bizim güneydeki partner kuruluşlarımızdır. Vakalara ortak müdahaleler, bilgi alışverişi yaptık, vakalara ortak takip etme pratiği var. Bu pratiği yaparken, alanda daha fazla araştırma yaptıkça, daha fazla iletişime geçtikçe şunu fark ettik, insan ticaretinde kuzey ve güneyin bağlantılı oldukları çok yer var. Kuzeye girişler muhaceret bağlamında daha kolay olduğu için, kişi önce kuzeye geliyor, başta kuzeyde mağdur oluyor ve daha sonra, kaçakçıların aracılığıyla güneye geçiyor. Güneye geçtiğinde, örneğin polisteki insan ticareti müdahale birimine gittiğinde, kendisine “başına gelenler kuzeyde başına geldi, bunu kanıtlayamayız. Senin söylediklerinin doğruluğunu anlayamayız, o yüzden mağdur değilsin” denebiliyor. Bu kişiler istemedikleri halde sığınma başvurusu yapmak durumunda kalıyor. Oysa gerçekte sığınmacı değil, insan ticareti mağdurudur. Mağdurların korunması ve desteklenmesi anlamında ciddi bir açık var.

 

“İki tarafın otoriteleri arasında işbirliği olabilse, daha fazla yol katedebileceğiz”

Diğer yandan, insan ticareti yapanların bağlantılı olabileceğini düşündüğümüz yerler var. Ancak, iki tarafın polisi arasındaki irtibat eksikliğinden dolayı, bunlar yeterli şekilde araştırılamıyor. İki bacaklı grupların yeterli şekilde soruşturulmadığını fark ettik. İnsan tacirlerinin, adanın kuzeyini giriş noktası olarak kullanıldığı görülüyor. Bunun en büyük nedeni, yeterli denetim olmaması. Aslında burası bir araç olarak, bir köprü olarak kullanılıyor. İki tarafın polisi, otoriteleri arasında işbirliği olabilse, istihbarat anlamında da daha fazla yol katedebileceğiz. Bu alandaki mevcut durumdaki diyalog eksikliği, bu alandaki eğilimleri de yeterli şekilde anlayamamamıza ve üzerine gidemememize neden oluyor.

İki taraf arasında etkili bir işbirliği olmadığını görünce, İnsan Ticaretine Karşı Birleşik Eylem Projesi (United Action Against Human Trafficking) kapsamında bir ağ kurma kararı aldık. Bu ağ aracılığıyla, yeni oluşan insan ticareti konusunu konuşacağız. Savunuculuk anlamında ne gibi sıkıntılar olduğunu tespit edip, birlikte bir savunuculuk ve farkındalık geliştireceğiz. Kıbrıs’taki toplumlarda, mevcut bölünmüşlüğün, suç gruplarını nasıl beslediği ve yarattığı mağduriyetlerle ilgili farkındalık eksikliği var. Bu proje bağlamında, özellikle insan ticaretinin adanın bölünmüşlüğüyle olan bağlantısına dikkat çeken farkındalık çalışmaları yapacağız. Diğer yandan kapasite güçlendirme aktivitelerimiz var. Bunlara iki taraftan örgütler de katılacak, eğitmenleri de eğiteceğiz.

 

“Adanın bölünmüşlüğü tacirler için ciddi bir nimet”

Soru: İki Toplumlu Suç ve Suça İlişkin Teknik Komite’nin bu konularla ilgili rolü nedir?

Av. Osum: 2008’de kurulan komitenin binden fazla vakayla ilgilendiğini biliyoruz ancak bir tane bile insan ticareti vakasıyla ilgilenmediler. Bunun nedenini anlamıyorum. Suç ve Suça İlişkin Teknik Komite’nin eş başkanlarından birine de sordum ama cevap alamadım. Bu kadar yıldır komitenin önüne hiç mi insan ticareti gitmedi, gitmediğini düşünmüyorum. Pek çok sebep olabilir, kapasite eksikliği olabilir, iki tarafın siyasi olarak bu konuyu önceliklendirmiyor olması olabilir. 

Adanın bölünmüşlüğü tacirler için ciddi bir nimet. Bu bölünmüşlüğü hem cezadan kaçmak için, hem de daha fazla mağdura ulaşmak için kullanıyorlar. O yüzden bunun üzerine teknik komitenin de çalışması lazım.

 

Cevapsız sorular...

Soru: Düzensiz göç konusunda Türkiye ile bir anlaşma imzalandı. Bunun kapsamı nedir, bu konuda bilginiz var mı?

Av. Osum: Ne yazık ki, ne İnsan Hakları Platformu, ne de Mülteci Hakları Derneği bu sürece dahil edilmedi. İçeriğini bilmiyoruz. Hükümette sivil toplumu genel anlamda süreçlere katmama eğilimi var. Bu konuda İçişleri Bakanlığı’na dilekçe verip, metni talep ettim.

2022 yılında, insan ticaretiyle ilgili izleme yaparken, idareye 12 dilekçe verdim ve toplamda 76 soru sordum. Bu 12 dilekçenin, sadece 4’ü ve 76 sorunun 30’u yanıtlandı. Verilen yanıtların çoğu ya eksikti ya da hatalıydı. Bilgi Edinme Hakkı Yasası bağlamında yaptığımız dilekçelerin çok büyük çoğunluğuna cevap alamıyoruz. Düzensiz göç konusunda yapılan mutabakat metniyle ilgili verdiğim dilekçeye cevap alıp alamayacağımız da bir muamma. İnsan Hakları Platformu olarak, yakında insan ticaretiyle mücadeleye dair 2022 yılını kapsayan şekilde yaptığımız izleme çalışmasının raporunu yayınlayacağız. Orada tüm yönleriyle uluslararası hukuk ışığında ülkedeki duruma dair analizler ve alandaki zorluklar hakkında detaylı bilgi sağlayacağız.

 

(Fotoğraflar: ARŞİV)

İdareye teslim edilen ve cevapsız bırakılan sorular:

KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı

  1. 2022 yılının başından itibaren Bakanlığın düzenlediği insan ticareti eğitiminin toplam sayısı nedir? Toplamda kaç personele ve hangi birimlere yönelik gerçekleşmiştir?
  2. 2022 yılının başından itibaren insan ticaretiyle mücadeleye yönelik eğitime katılan toplam personel sayısı ve personelin bağlı çalıştığı birimlerin isimleri nelerdir?
  3. Bakanlık bünyesinde insan ticaretiyle mücadeleye yönelik bir birim ve/veya bu konuda çalışmak üzere görevlendirilmiş kişiler bulunuyor mu?

 

KKTC Çalışma Dairesi Müdürlüğü

  1. Çalışma Dairesi bünyesinde insan ticareti vakalarını tespit etmekle görevlendirilmiş toplam personel sayısı nedir?
  2. 2022 yılının başından itibaren insan ticaretini tespit etmeye yönelik gerçekleştirilen toplam işyeri denetiminin sayısı nedir?
  3. 2022 yılının başından itibaren işyerlerinde sömürü ve istismar vakalarını tespit etmeye yönelik gerçekleştirilen toplam işyeri denetiminin sayısı nedir?
  4. 2022 yılının başından itibaren yapılan iş yeri denetimlerinde tespit edilen toplam çocuk işçi vakası nedir?
  5. Çalışma Dairesi bünyesinde görev yapmakta olan ve işyerlerini denetlemekle sorumlu olan toplam memur sayısı nedir?

 

KKTC İçişleri Bakanlığı

Gece Kulüpleri ve Benzeri Yerler Komisyonu,

  1. 2022 yılının başından itibaren toplamda kaç kadının Gece Kulüpleri’nde çalışmak üzere konsomatris veya  vizesi aldığı;
  2. 2022 yılının başından itibaren konsomatris vizesi alan kadınların uyrukları ve yaşları;
  3. 2022 yılının başından itibaren Gece Kulüplerine toplamda yapılan denetim sayısı;
  4. 2022 yılının başından itibaren Gece Kulüplerine yapılan denetimlerde tespit edilen toplam insan ticareti ve/veya kötü muamele ve/veya sömürü vakasının toplam sayısı;
  5. 2022 yılının başından itibaren toplamda kaç kadının bağlı bulundukları Gece Kulübü ile anlaşma süresi bitmeden önce ülkeden gönderildiği;
  6. Gece Kulüplerinin toplam sayısı;
  7. 2022 yılının başından itibaren yeni Gece Kulübü açma izni alanların toplam sayısı.

 

Bundan sonra talep edilen bilgilerin tümü de 1 Ocak 2022 ve 1 Ocak 2023 tarihleri arası için bilgi talep etmektedir.

 

KKTC İçişleri Bakanlığı Muhaceret Dairesi

  1. Toplamda kaç kadının Gece Kulüpleri’nde çalışmak üzere konsomatris vizesi almıştır?
  2. Konsomatris vizesi alan kadınların uyrukları ve yaşları nelerdir?
  3. Konsomatris vizesi alan kadınların Gece Kulüplerine göre dağılımları nedir?
  4. İnsan ticaretini önlemek ve mağdurlara destek olabilmek adında ülkemiz giriş kapılarında insan ticaretine yönelik bilgilendirici broşür, kitapçık, afiş vs. bulunuyor mu?

 

Polis Genel Müdürlüğü

  1. Fasıl 154 Ceza Yasası Madde 254B (İnsan Ticareti) tahtında suçuyla ilgili yapılan soruşturma sayısı.
  2. Fasıl 154 Ceza Yasası Madde 165 (Fahişelik Yaptırma, Fahişelik Yapılmasına Yardımcı Olma veya Aracılık Etme) tahtında yapılan soruşturma sayısı.
  3. Fasıl 154 Ceza Yasası Madde 157 (Fuhuşa Teşvik) tahtında yapılan soruşturma sayısı.
  4. Fasıl 154 Ceza Yasası Madde 254B, Madde 165, Madde 157 altında yürütülen soruşturmalarda müştekilerin cinsiyeti, yaşı ve uyruğu.
  5. Fasıl 154 Ceza Yasası Madde 254B, Madde 165, Madde 157 altında yürütülen soruşturmalarda zanlıların cinsiyeti, yaşı ve uyruğu.
  6. Fasıl 154 Ceza Yasası Madde 254B, Madde 165, Madde 157 altında yürütülen soruşturmaların tamamlanarak savcılığa havale edilen dosya sayısı.
  7. Polis Genel Müdürlüğü çatısı altında insan ticaretiyle mücadeleye yönelik özel bir birim ve/veya departman bulunuyor mu?
  8. Konsomatris vizesi ile ülkemizde ikametgah eden kaç kadın çalışma süreleri tamamlanmadan ülkeden geri gönderilmiştir?
  9. Kaç polis memuru insan ticaretiyle mücadele eğitimi almıştır? Görev yaptıkları birimler ve bulundukları ilçeler hangileridir?
  10. İnsan ticareti mağdurlarını tespit etmeye yönelik özel bir prosedür geliştirildi mi? Mağdurlar hangi kriterlere göre belirlenmektedir?

 

KKTC Sosyal Hizmetler Dairesi

    1. Kaç insan ticareti mağduruna sosyal hizmet desteği verilmiştir? Mağdurların yaş, cinsiyet, uyruk ve bölgeye göre dağılımları.
    2. Çocuk işçiler tespit edildi mi?
    3. Eğer tespit edildiyse, çocuklar hangi sektörlerde ve ne görevlerde çalıştırıldılar?
    4. Çocukların yaş, cinsiyet, uyruk ve bölgeye göre dağılımları nelerdir?
    5. İnsan ticareti konusunda Sosyal Hizmetler Dairesi memurları ne kadar eğitim aldılar? Eğitimler periyodik miydi?
    6. Çocuk işçiliğinin tespitine yönelik özel bir çalışma bulunuyor mu?
    7. Çocuk işçiliğine yönelik bilgilendirme ve farkındalık çalışmaları yürütüldü mü?

 

KKTC Çalışma Dairesi Müdürlüğü

  1. İnsan ticareti vakalarını tespit etmekle görevlendirilmiş toplam personel sayısı nedir?
  2. İnsan ticaretini tespit etmeye yönelik gerçekleştirilen toplam işyeri denetimi sayısı nedir?
  3. İşyerlerinde sömürü ve istismar vakalarını tespit etmeye yönelik gerçekleştirilen toplam işyeri denetiminin sayısı nedir?
  4. Yapılan iş yeri denetimlerinde çocuk işçi tespit edildi mi? Eğer cevap evet ise, toplam çocuk işçi sayısı nedir?
  5. Çalışma Dairesi bünyesinde görev yapmakta olan ve işyerlerini denetlemekle sorumlu olan toplam memur sayısı nedir?

 

KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı

  1. KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesinde insan ticaretine yönelik eğitim yapıldı mı?
  2. Eğer yapıldıysa eğitiminin toplam sayısı nedir?
  3. Toplamda kaç personele ve hangi birimlere yönelik gerçekleştirilmiştir?
  4. İnsan ticaretiyle ticaretiyle mücadeleye yönelik eğitime katılan toplam personel sayısı ve personelin bağlı çalıştığı birimlerin isimleri nelerdir?
  5. Bakanlık bünyesinde insan ticaretiyle mücadeleye yönelik bir birim ve/veya bu konuda çalışmak üzere görevlendirilmiş kişiler bulunuyor mu?
Bu haber toplam 2464 defa okunmuştur