'Hükümlülerin iadesi yargıya açık müdahale'
Şefik, suçluların iade edildikten sonra cezasını geri gönderildiği yerde de çekmesinin sağlanması gerektiğini vurguladı. Şefik, “aksi takdirde KKTC suç cenneti olma yolunda ilerleyecektir” dedi.
Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, tüm vatandaşların kurallara uymakla yükümlü olduğunu; kurallara uyulmaması, tanınmamasının kaos, belirsizlik, itaatsizlik ve kanunsuzluk getireceğini söyledi.
Şefik, “bir ülkedeki hukuk düzenini korumak sadece mahkemelerin görevi değildir. Kuralların uygulanmasını ve bunlara uyulmasını sağlamak için tüm kurumlarda denetim yapılması gerekir. Denetim yapılmadığı takdirde kurallara uyulmasını beklememek gerekir. Şu anda ülkemizdeki tüm sorunların altında düzgün ve gerektiği şekilde denetim yapılmaması yatmaktadır” dedi.
2017-2018 Adli yılı bugün AKM’de düzenlenen törenle açıldı.
Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, adli yılın açılış töreninde yaptığı konuşmada, 2017-2018 adli yılının ülke ve camialarına hayırlı olmasını temenni ederek, bir önceki adli yılın çok yoğun bir tempoyla geçtiğini anımsattı.
Bir önceki yıl, çok önemli kararlara imza atıldığına işaret eden Şefik, Kıbrıs meselesinde maalesef Türk tarafının tüm çabalarına rağmen bir sonuç alınamadığını söyledi.
“ADALETİN DÜZGÜN ÇALIŞMASI İÇİN EN ÖNEMLİ UNSUR DÜZGÜN ÇALIŞMA ORTAMI”
Bağımsız bir yargı için yargıçların ve çalışma hayatlarının rahat şartlarda olması gerektiğini ifade eden Şefik, adaletin düzgün çalışması için en önemli unsurlardan birinin uygun çalışma ortamı olduğunu vurguladı.
Lefkoşa Kaza Mahkemesi yanındaki eski polis binasının restorasyonuna bu yıl başlandığını anlatan Şefik, binanın yılsonuna kadar bitirilmesinin hedeflendiğini aktardı.
Diğer kazalarda bina sorunlarının devam ettiğine işaret eden Şefik, diğer bölgelerde yapılan çalışmalar hakkında da bilgi verdi.
YÜKSEK MAHKEME BİNASI İÇİN YARIŞMA…
Geçen adli yıl içinde Yüksek Mahkeme binası için Bakanlar Kurulu kararıyla bir arazi tahsil edildiğini, buraya yapılacak bina için bu yıl bir yarışma düzenleme hedefinde olduklarını kaydetti.
Bina sorunu yanında en önemli sorunlarından birinin ise personel sıkıntısı olduğuna değinen Narin Ferdi Şefik, hali hazırda 289 personelleri bulunduğunu, bu sayının yetersiz olduğunu belirtti.
39 kadronun Başbakanlık ve Maliye Bakanlığı tarafından onaylanarak, münhallerin açıldığına işaret eden Şefik, sınavların yılsonuna kadara Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından yapılmasının hedeflendiğine dikkat çekti.
“BİR DAİREYE GİREN BİR KAMU GÖREVLİSİNİN, BAŞKA KURUMA GEÇİŞİ KOLAY OLMAMALI”
Personelle ilgili en önemli sıkıntılarından birinin, başka dairelere ve kurumlara geçmek isteyenler olduğunu ifade eden Şefik, bir daireye giren bir kamu görevlisinin, başka kuruma geçişinin bu kadar kolay olmaması, Kamu Görevlileri Yasası’nın bu yönüyle de ele alınması gerektiğini vurguladı.
Geçen yılki konuşmasında Yargıçların özlük hakları ve disiplin işlemleriyle ilgili eksiklikler olduğunu ifade ettiğini anımsatan Şefik, bu konuda 2017-2018 yılı içinde, kendileri için çok önemli bir gelişme gerçekleştiğini, konu hakkında tadilat yasasının ivedilik kararıyla Meclisten geçtiğini anlattı.
Nüfus artışıyla çoğalan dava sayılarının, daha fazla yargıç ihtiyacını da beraberinde getirdiğini söyleyen Narin Ferdi Şefik, binaların yeterli hale getirilmesiyle yeni yargıç atamasının da mümkün olacağına dikkat çekti.
“YARGIÇLARIN ÖZLÜK HAKLARIYLA İLGİLİ OLUMLU GELİŞMELER…NÖBET TUTAN YARGIÇLARA YÜZDE 3 EK TAHSİSAT”
Yargıçların özlük haklarında olumlu gelişmeler de kaydedildiğini söyleyen Şefik, nöbet tutan kıdemsiz ve kıdemli yargıçlara yüzde 3 ek tahsisat verileceğini belirti. Şefik, yapılan diğer olumlu gelişmelere de değindi.
Şefik, geçen yıl dile getirdiği kabarık dosya sorunun bu yıl da devam ettiğine işaret ederek, icra ile ilgili mevzuatın Baro Konseyi’nin öncülüğünde bir grup hukukçu tarafından gözden geçirilerek inceleneceğini, bu konuda çalışmalara başlandığını anlattı.
“İCRA İLE İLGİLİ MEVZUAT DEĞİŞTİRİLMELİ”
İcra ile ilgili mevzuatın en erken bir zamanda değiştirilmesinin zaruri olduğunu aktaran Narin Ferdi Şefik, kaza mahkemelerindeki yargıçların her gün bu tür istidalarla uğraşmadıkları taktirde huzurlarındaki dava dosyalarına daha fazla zaman ayırabileceklerini, davaların daha erken neticelenmesinin sağlanabileceğini söyledi.
Mazbatalar konusuna da değinen Şefik, Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nde 400, Mağusa Kaza Mahkemesinde 300, Girne Kaza Mahkemesi’nde 326, İskele Kaza Mahkemesi’nde 72, Güzelyurt Kaza Mahkemesi’nde 69 ve Lefke’de oturum yapan Güzelyurt Kaza Mahkemesi’nde 783 olmak üzere, toplam 1950 mazbata bulunduğunu aktardı.
Ceza davalarında ise, cezaları tahsil edilmesi için ısrar edilen bin 190 mazbata bulunduğunu, genel toplam olarak tahsil edilmeyi bekleyen 3 bin 140 mazbata bulunduğunu ifade eden Şefik, personel sıkıntısı çeken Polis Genel Müdürlüğü’nün bu iş için çok az sayıda polis memuru görevlendirebildiğini, bunun için daha fazla polis görevlendirilmesi gerektiğini anlattı.
Bu görevin polisten alınıp, mahkeme bünyesine verilmesi veya icra özelleştirilecekse ortaya çıkacak yeni düzen içine yerleştirilmesi gerektiğini vurgulayan Şefik, ülkede genç hukukçuların daha verimli kullanılabilmesinin de önemine işaret etti.
“ÜLKEDEKİ HUKUK MEZUNLARININ TÜMÜNÜN ARANAN NİTELİKLERDE OLDUĞUNU SÖYLEMEK ZOR”
Hukuk eğitiminin önemine de değinen Şefik, bu konuya dikkat edilmesi gerektiğini, ülkedeki hukuk mezunlarının tümünün aranan niteliklerde olduğunu söylemenin de zor olduğunu belirtti.
Geçtiğimiz adli yılda ülkenin gündemine damgasını vuran iki olaya değinen Narin Ferdi Şefik, bunlardan birinin mandamus emirnamesi, diğerinin de mahkeme gündemleriyle ilgili basın ve sosyal medyada yazılan yazılar olduğunu belirtti.
Serbest Çalışan Hekimler Birliği’nin, Sağlık Bakanlığı’na ikame ettiği başvuruyla mandamus emirnamesinin gündeme geldiğini anımsatan Şefik, mandamus emirnamesi ve süreç hakkında bilgiler verdi.
Şefik, cezai konularla ilgili yazılan yazılarda, eksik veya hatalı bilgilerin aktarılabildiğini, bu konularla ilgili kamuoyunda önyargının oluşturulabildiğini, fetüs davası diye bilinen davada da bunun bir benzerinin yaşandığını kaydetti.
“YARGI TOPLUMUN HALA ÇOK SAYGI DUYDUĞU KURUMLARDAN BİRİ”
Şefik şöyle devam etti:
“Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı, kararı okumayan, hukuk kurallarına aşina olmayan, ispat külfetinin ne olduğunu, şahadetin ne şekilde değerlendirileceğini bilmeyen kişiler tarafından eleştirilmiş, bir gazete daha da ileri giderek, tüm yargıçların rüşvet aldığını gösteren bir karikatür yayımlama cüretini göstermiştir. Yargı bu karikatürden çok rencide olmuştur.”
Yargının toplumun hala çok saygı duyduğu kurumlardan biri olduğunu ifade eden Şefik, “bilgisizce, bilinçsizce, cahil cesaretiyle, neticelenmemiş davalarla ilgili basında veya sosyal medyada yazı yazma, yorum yapma, konuşma adaletin tecellisini önleyebileceği gibi, tanıkların ortaya çıkmasını ve konuşmalarını da engelleyebilmekte, olayların çözülmesine gerçeklerin ortaya çıkmasına da engel teşkil edebilmektedir” dedi.
“YARGININ HALKIN GÖZÜNDE KÜÇÜK DÜŞÜRÜLMESİNİN ÖNÜNE GEÇİLMESİ ÖNEMLİ”
Yargının halkın gözünde küçük düşürülmesinin önüne geçilmesinin önemine vurgu yapan Şefik, şartlı tahliye tüzüğü ve TC-KKTC hukuk ticari ve cezai konularda adli yardımlaşma, tanıma ve tenfiz, suçluların geri verilmesi ve nakli sözleşmesi onay yasasına da değindi.
Mevcut uygulamalardaki sorunlara değinen Şefik, siyasi atamaların çoğunluğunun oluşturduğu bir kuruldan çıkan kararların tartışmalı olduğunu kaydetti.
2007-2017 yılları arasında toplam 144 hükümlünün TC’ye geri iade edildiğini anımsatan Şefik, bu hükümlülerin cezalarının belirli bir kısmının KKTC’de çekmeleri gerektiğinin ilgili sözleşmede yer almadığını, bu hükümlülerin iade edildikten sonraki akıbetlerinin de bilinmediğini belirtti.
Bunun yargıya açık bir müdahale olduğuna dikkat çeken Şefik, suçluların iade edildikten sonra cezasını geri gönderildiği yerde de çekmesinin sağlanması gerektiğini vurguladı. Şefik, “aksi takdirde KKTC suç cenneti olma yolunda ilerleyecektir” dedi.
“TÜM VATANDAŞLAR KURALLARA UYMAKLA YÜKÜMLÜ”
Hukuk devleti ve hukukun üstünlüğüne değinen Şefik, tüm vatandaşların kurallara uymakla yükümlü olduklarını söyledi.
Kurallara uyulmaması, tanınmamasının kaos, belirsizlik, itaatsizlik ve kanunsuzluk getireceğini ifade eden Şefik şöyle devam etti:
“TÜM SORUNLARIN ALTINDA DÜZGÜN VE GEREKTİĞİ ŞEKİLDE DENETİM YAPILMAMASI YATMAKTA”
“Bir ülkedeki hukuk düzenini korumak sadece mahkemelerin görevi değildir. Kuralların uygulanmasını ve bunlara uyulmasını sağlamak için tüm kurumlarda denetim yapılması gerekir. Denetim yapılmadığı takdirde kurallara uyulmasını beklememek gerekir. Şu anada ülkemizdeki tüm sorunların altında düzgün ve gerektiği şekilde denetim yapılmaması yatmaktadır.”
Kuralların uygulanmasını sağlamak için kurallara uymayanlara cezai müeyyide uygulanmasının zaruri olduğunu vurgulayan Narin Ferdi Şefik, hatır, direktif ve benzeri nedenlerle kanunlara ve kurallara aykırı davrananların cezalandırılması gerektiğini kaydetti.
Ülkede gündem olan pek çok yolsuzluk konusunun mahkemeye taşınmadığını belirten Şefik, yargının ancak mahkemeye bir dava ikame edildikten sonra devreye girebileceğini de anımsattı.
“SEÇİM VE HALKOYLAMASI YASASI SON HALİNİ ALMAK ÜZERE”
Konuşmasının sonunda bu yıl yapılacak milletvekilliği seçimlerine de değinen Narin Ferdi Şefik, Seçim ve Halkoylaması Yasası’nın son halini almak üzere olduğunu, Yüksek Seçim Kurulu’nun da buna paralel olarak çalışmalarına devam ettiğini kaydetti.
“SEÇİM ALIŞILAN SÜREDEN DAHA UZUN BİR ZAMANDA NETİCELENECEK”
Şefik, yeni seçim sistemiyle ülke genelinde 50 adaya oy verileceği için, gerek vatandaşların oy kullanma süresi gerekse oyların sayımını yapacak sandık kurullarının, onları kontrol edecek ilçe seçim kurullarının ve en son birleştirmeyi yapacak Yüksek Seçim Kurulu’nun görevlerinin uzayacağını anlattı.
Şefik, seçimin alışılan süreden daha uzun bir zamanda neticeleneceğini sözlerine ekledi.