Huzur Vermeyen Kamuflaj Kıyafetli Silahlı Adamlar
Ülkede yaşanan suç oranlarının her geçen gün artması neticesinde, devlet yetkilileri de kollarını sıvamaya başladı. En bildik ve uygulanabilir yöntemlerden biri olan polis kontrolleri, her bölgede ardı ardına yapıldı. Mağusa’da gerçekleştirilen operasyon, farklı anlara sahne oldu. Yaklaşık yirmi dakikalık bir video görüntüsünden anladığım kadarıyla, içinde pek çok sorun barındıran bir gece yaşandı.
Öncelikle videoyu izlediğinizde, polisin kişilere yaklaşımı nedeniyle, üzerlerinde arama yapılan şahısların sanık sandalyesine oturtuldukları algısına kapılıyorsunuz. Sanki bir suç işlemişler de aleyhlerine bir yargılama yapılıyor gibi. Sokak ortasında dolaşan şahısların, hangi gerekçeler ile durdurulup kimlik bilgisi sorulduğu belli değil. Öncelikle kendilerine bir açıklama yapılmadan, hangi statüde adada bulundukları, evraklarının yanlarında olup olmadığı gibi sorular soruluyor. Tabi ki bu noktada Türkçe bilen ve bilmeyenler arasında bir ayrım yaşanıyor. Huzur getirmek maksadı ile işlem yapan polis mensupları, yabancı dil bilmiyor. Oysa ki bu gibi bir meselede, kişiye anladığı dilde açıklama yapılması ve ona göre adım atılması gerekir. Böylece keyfi bir uygulamanın da önüne geçilmiş olur. Buna karşın çantasında ve üstünde arama yapılan ve kimlik bilgileri talep edilen yabancılara, polise sordukları sorular karşılığında Türkçe cevap veriliyor. Kısacası neyle karşılaştıklarına dair hiçbir fikirleri yok.
Diğer bir nokta ise, operasyon sırasında dahi olsa, kişilerin görüntülerinin kamu oyu ile paylaşılması kabul edilebilir değildir. Yaşadığımız coğrafyanın özelliklerini de hesaba kattığımız zaman, bu gibi durumlarda basın aracılığıyla yapılan yayınların, hem özel hayatın gizliliğini hem de masumiyet karinesini ihlal edici nitelikte olduğunu söylemek mümkün. Ayrıca bu konuda çok daha önemli bir mesele de var. Eğer o videoda yer alan kişilerden biri mülteci ise (ki öyle olduğuna dair açıklama yapıldı) ve ülkesindeki zulümden kaçarak buraya sığınmışsa, onun açık görüntüsünün paylaşılması da yaşam hakkını tehdit eden bir sonuca neden olabilir. Bu tip adımların basın aracılığıyla paylaşılması ve topluma yönelik “polis örgütü güvenliğinizi sağlıyor” algısının yaratılması, hiç hesapta olmayan mağduriyetlere de neden olabilir.
Gelelim birçoğumuzun hayret ve üzüntü ile karşıladığı meşhur görüntüye. Bir siyah erkek şahıs, elinde kocaman tüfeği olan kamuflaj kıyafetli “Özel Harekat Polisi” olduğu söylenen kişi tarafından kovalanıyor. “Dur polis” ihtarı karşısında koşmaya devam ediyor ve ardından ellerini teslim olduğunu gösteren şekilde havaya kaldırıp dizleri üzerine çöküyor. Kişinin yüzündeki korku, net bir şekilde yansıyor. Birçoğumuz; “demek ki bir suç işledi ki bu şekilde korkuyor veya kaçıyor” diyebilir. İşte bu, hukuk devleti yerine polis devletine dayalı bir zihniyetin algımızda yaratmaya çalıştığı husustur. Belki de biraz empati yapıp, konuyu o boyutu ile de değerlendirmek gerekir. Şahsen bu ülkenin vatandaşıyım ve elinde silahı olan asker kıyafetli bir şahıs gördüğümde tedirginlik yaşıyorum. Keza şahıs da kendi ülkesinde binlerce insanı öldüren eli silahlı bir örgüt olan Boko Haram’ın yarattığı korku nedeniyle öyle davrandığını açıkladı. Çatışmanın olmadığı bir yerde yaşıyor olmanın yarattığı konfor sebebiyle, bu tip hissiyatları anlamamız mümkün olmayabilir. Yine de farklı düşünüp davranabilmek için çaba sarf etmeliyiz.
Tüm söylediklerime bakarak, suçların ortaya çıkışının önlenmesi ve eğer yasa dışı bir olay varsa onun cezalandırılması için yapılan operasyona karşı olduğum izlenimi yaratılabilir. Ama durum o kadar da basit değil. Hukuk sistemimize bakıldığında, eğer insan haklarına duyarlı bir hukuk devletinde yaşadığımızı ortaya koyan bir anayasamız varsa, ona göre hareket etmek zorundayız. Güvenliği sağlarken; hak ve özgürlükleri görmezden gelmek, anayasa ile korunan hakların ihlâl edilmesine zemin yaratmak ve bu şekilde suçların önüne geçileceğini iddia etmek doğru değildir. Birçok yasadışı mesele ortaya çıkarılmış olabilir. Ama bunu nasıl yaptığınız da önemlidir. Huzur, kamuflaj kıyafetli silahlı adamların tesis edeceği değerin ötesinde bir anlama sahiptir. Aman dikkat!