Hz. Ömer’e bile rüşvet!
İddia çok mühim…
Girne’nin doğusunda…
Çatalköy’de…
Tam da TC Büyükelçisi’ne ait villanın bitişiğinde bir yapı…
Tarihi…
Dini…
Kültürel…
Ve doğal…
Her bakımdan turistik…
Her yönüyle önemli…
Hz. Ömer Türbesi…
Memleketin bütün kıyılarını ‘kumarhaneli otel’e çevirmek için yemin etti ya birileri…
Bu önemli arazi de bir Türkiye firmasına verildi.
Hatta konu ‘İslami ibadet bakımından öneme sahip bir tekkenin dibine nasıl olur da İslam’ın haram saydığı kumarhane açma izni verilir’ şeklinde tepkilere de neden oldu.
Bunlar yeni değil.
* * *
Yeni olan şu:
Meğer araziyi alan Türkiyeli firmanın sahibinden ‘bizimkiler’ sağlam ‘rüşvet’ almışlar!
Öyle 300-500 değil anladığım kadarıyla…
Çok büyük rakamlar.
İddianın sahibi, İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer…
Dün TV’de konuğumdu.
Konu ‘ihaleler’den açıldı.
Merkezi Cezaevi ihalesiyle ilgili süreçten başlayarak durumu anlattı. TC Müteahhitler Birliği ile varılan mutabakat uyarınca ihale Lefkoşa’da açılacaktı. Her şey yolundaydı.
Lakin bir anda, kimsenin haberi olmadan ihale ‘pat’ diye Ankara’da açıldı. “Aman nedir bu” dediklerinde bizimkiler, Türkiye’dekiler özetle şunu söylemiş:
“Sizden pis kokular geliyor. O yüzden ihaleyi burada açtık.”
‘Pis kokular’ neymiş?
Gürcafer’in anlattıklarına göre şunlar:
- Güzelyurt Hastanesi ihalesinde yaşananlar…
- Denktaş, Eroğlu, Atun gibi forslu isimlere verilen askeri ya da devlet arazileri…
- Ve bir de Hz. Ömer civarındaki araziyi alan iş insanının ‘benden rüşvet aldılar’ diye Türkiye’de üst düzeyde yaptığı şikayetler…
* * *
İnsan ne diyeceğini şaşırıyor tabii…
Memlekette ‘tuz’un dahi koktuğunu biliyoruz.
Tuz koktu muydu et de kokar, balık da kokar, tavuk da kokar.
Uzaktan kimin koktuğu da kolay anlaşılmaz.
Koku memleketin ve toplumun üzerine siner.
Kolay kolay da geçmez.
Bir milyon litre kolonya, yarım ton karbolit sabunu, bidonlar dolusu parfüm kesmez artık o pis kokuyu.
Rüşvet ‘dini mabet’e, Hz. Ömer’in türbesine kadar girdi.
Anlayın artık!