Eralp Adanır

Eralp Adanır

Hz. Zeytin

A+A-

Zeytin ağacının kutsallığına inanan biriyim. Özellikle Yunan Mitolojisi’nde de birçok şey anlatılır zeytin ağacı hakkında. Hiçbiri de olumsuz değil, aksine insanlık adına olmazsa olmaz bir ağaç.

Bugüne kadar yağından yararlandığımız gibi, zeytin-çakıstes’ini de kurar, ezmesini ekmeğimize süreriz de yaprağı ne işe yarar diye düşündüğümüzde; aklıma ilk ve tek gelen “buhur” işidir. Kem gözlere diyerek buhurlandığımız zeytin yaprağından çıkan buhur, kötülüklerden bizi koruyacağına olan inançla aslında atalarımızın Şamanizm geleneğine bir merhaba demekteyiz.

Fakat yaprağının bir adaçayı, yasemin çayı gibi kullanıldığını ve inanılmaz yararları olduğu müjdesini! ise dostum Niyazi Nasıfoğlu’ndan duydum. Dedim bir internetten araştırayım. Meğer nelere kadir miş zeytin yaprağı... inanılmaz. Şimdi bu bilgileri paylaşalım...

     Zeytin ağacı (Olea europaea) Oleaceae familyasına ait her dem yeşil bir bitki olduğunu her zaman görmekteyiz. Zeytin yaprakları binlerce yıl önce insanlar tarafından hastalıkların tedavisinde çare olarak kullanılmış. Biliyoruz ki, gerek ülkemizde gerekse dünya nezdinde kanser vakalarından, birçok farklı hastalıkların başgöstermesinden sonra organik tarımda arayışlar sürmektedir. Diyebiliriz ki son yıllarda dünyada, doğal organik bitkiler üzerindeki araştırmalar gittikçe önem kazanmaktadır. Özellikle Amerikan Kanser Araştırma Enstitüsü zeytin yaprağının 21. yüzyılın en önemli doğal antimikrobiyal, antiviral bir etkiye sahip çok önemli bir bitki olduğunu belirtmiş. Bu konuda 69 kitap, 1800 den fazla makale, dergi ve çeşitli yayınlar yapılmış.

    Zeytin ağaçları dünyadaki en dayanıklı ağaçlardandır. Uzun süreli yaşamlarını büyük ölçüde kendilerine hastalık ve zararlılara karşı direnç kazandıran "oleuropein" adlı bir madde üretmelerine borçluymuşlar. Araştırmacılara göre 40 yılı aşkın bir süredir kullandığımız antibiyotiklere karşı artık çoğu mikroorganizma direnç kazandığı belirtilmektedir. Geçmiş zamanlarda antibiyotiklerle tedavi edilebilen bir çok hastalık, artık tedavi edilemez hale gelmiş. Bakterilerin ve virüslerin bu ilaçlara daha dirençli hale gelmeleri antibiyotiklerin aşırı doz alımı ya da yanlış kullanılmasının bir sonucuymuş. İşte zeytin yapraklarında bulunan "oleuropein" maddesi ve hidrolizleri, antibiyotiklere direnç kazanmış mikroorganizmalar üzerinde etkili ve çok değerli bir bileşenmiş. Bugüne kadar zeytin yaprağında 100'e yakın madde elde edilmiştir. Zeytin yaprağı çayı, vücuda giren mikropları, vücudun doğal bağışıklık sistemi tepki gösterinceye dek yavaşlatırmış. Zeytin yaprağı, etkileri sarımsak ve soğana da benzeyen doğal bir antibiyotik ve antioksidanmış.

Zeytin ağacının tamamında bulunan ve acı-buruk bir tadı olan oleuropein, zeytinin işlenmesi sırasında uzaklaştırılırmış. Oysa zeytin ağacının hastalık ve zararlılara karşı direncini sağlayan en önemli savaşçının oleuropein olduğu düşünülmektedir. Oleuropein' in içeriğinde bulunan "elenolik asit" ve oleuropein türevi olan "kalsiyum elenolat" çok çeşitli mikroorganizma gruplarını uzak tutma özelliğine sahiptir. Bugün çok az insan, zeytin yaprağının çok faydalı kullanımı kolay tıbbi bir bitki olduğunu biliyormuş. Zeytin yaprağı çay olarak tüketildiğinde vücuda alınan oleuropein iki enzim tarafından elenolik aside dönüştürülüyormuş. Bakterilerin hücre duvarını etkiler ve böylece doğal yolla bağışıklık sistemi güçlenmiş olur. Böylece birçok antibiyotiğe direnç kazanan mikro organizma ve dolayısıyla bunların neden olduğu birçok hastalık doğal yollarla ortadan kaldırılmış olmaktadır deniliyor. Zeytin yaprağı Vitamin C ve E nin gösterdiği antioksidan aktivitenin yaklaşık 2,5 katı kadar daha yüksek bir antioksidant aktiviteye sahipmiş.

KORONER DAMARLAR ÜZERİNE ETKİSİ

Bu konuda yapılan birçok çalışma oleuropein' in vasodilator (damar genişletici) etki yaptığını, tansiyonu düşürdüğünü ve anti-aritmik özellik gösterdiği ortaya koyulmuş. Aynı zamanda LDL kolesterol seviyesinde düşmeye neden olduğu sonucuna varılmış. Kalp rahatsızlıklarında zeytin yaprağı çayı ile iyi sonuçlar elde edilmekteymiş. Laboratuar ve klinik çalışmaların sonucu olarak, zeytin yaprağı çayı kalp yetmezlikleri, damar tıkanıklıkları üzerinde de etkili bulunmuş. Yine yapılan çalışmalarda, zeytin yaprağının etken maddesi oleuropein, hipoglisemik etki göstermiş ve yüksek kan şekeri seviyesinde düşme gözlenmiştir.

Kısaca şu özellikleri varmış: Kan Şekeri Seviyesini Düzenleme, LDL Kollestrol Seviyesini Düzenleme, Antioksidan Etki, Bronşit, Soğuk Algınlığı, Kulak Enfeksiyonları, Fibromalarya, Fungal (Mantar) Enfeksiyonları, Herpes Virüsü, Salmonella sp., Kandidiyasis, Dizanteri, Streptococcus sp., Hepatit A,B,C, Zatürre...
Şimdi; “Hz.Zeytin” demem yanlış mı?

Bu yazı toplam 3318 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar