İç piyasada dövize endeksli ticaret ‘alt üst’ oldu: Etiketler fırladı, dengeler sarsıldı!
Bazı elektronik ve beyaz eşya satıcıları Türk Lirası üzerinden satışı durdurdu, raflardaki ürünlerin etiket fiyatları ilk kez dövizle tanıştı.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın (TCMB), faiz indirim kararıyla Türk Lirası’ndaki rekor değer kaybı, piyasaları alt üst etti.
‘İthalata bağımlı’ ekonomi dengeleri yerle bir etti. Bazı elektronik ve beyaz eşya satıcıları Türk Lirası üzerinden satışı durdurdu, raflardaki ürünlerin etiket fiyatları ilk kez dövizle tanıştı. Ev ve iş yeri kiralarının döviz üzerinden olması vatandaşları aylık taksitleri ödeyemez noktaya getirdi.
Ayşe GÜLER
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın (TCMB), faiz indirim kararıyla Türk Lirası’ndaki rekor değer kaybı, piyasaları alt üst etti.
‘İthalata bağımlı’ ekonomi dengeleri yerle bir etti.
Bazı elektronik ve beyaz eşya satıcıları Türk Lirası üzerinden satışı durdurdu, raflardaki ürünlerin etiket fiyatları ilk kez dövizle tanıştı.
Ev ve iş yeri kiralarının döviz üzerinden olması vatandaşları aylık taksitleri ödeyemez noktaya getirdi.
Araç satışlarının da dövize endeksli olması galerileri siftah yapamaz hale getirdi.
Birçok vatandaş, bütçesine göre tasarruf tedbiri arayışına girdi. Yaklaşan kış nedeniyle elektrik faturalarını en aza indirgeme hedefiyle ‘battaniye altında ısınma’ yurttaşlar tarafından dillendirildi.
Gayrı menkul piyasası da benzer tehlike ile karşılaştı, döviz cinsinden yapılan satışlar durma noktasına geldi.
Tarım ve hayvancılık sektöründe hammadde fiyatlarının döviz üzerinden olması üreticileri çıkmaza soktu.
Gelecek kaygısı taşıyan gençler, uzun yıllar sonra yeniden “ülkeden kaçış” ve “göçü” gündeme getirdi.
TL’deki değer kaybı nedeniyle yastık altındaki altınları çıkaran vatandaşlar kuyumculara koştu.
Ekonomist Prof. Dr. Mustafa Besim, TL’deki değer kaybı nedeniyle ekonomik ve finansal krizin Türkiye’ye kıyasla ülkemizi daha çok etkilediğini söyledi.
İthalata bağımlı bir ülke olmamız nedeniyle Besim, kamuda gümrük, tapu ve diğer dövizle işlem yapılan yerlere kur sabitlemesine gidilmesi gerektiğini dile getirdi.
Ekonomist Mehmet Saydam ise Aralık ayında da Türk Lirası faizlerinde bir puan gerileme olabileceğinin konuşulduğunu hatırlattı, “Böyle bir durum olursa Dolar’ı 15 TL, Sterlin’i 20 TL göreceğiz” dedi.
Hızlı Tüketim Ürünleri Tedarikçileri Derneği Başkanı Bertan Özberkman, döviz kurlarındaki artış nedeniyle temel gıda ve ihtiyaç maddelerinde ciddi fiyat artışı yaşandığını söyledi, halkın ihtiyaçlarını karşılamasına yardımcı olmak adına fonların sıfırlanması, vergilerin düşürülmesi önerisinde bulundu.
İş çevreleri de TL’deki değer kaybını yorumladı.
Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz, TL’deki değer kaybı karşısında ithalatta 3 ay süreyle kur sabitlemesine gidilmesi gerektiğini dile getirdi.
Kredilerin yeniden yapılandırılmasının şart olduğunu söyleyen Deniz, “Buradan doğacak harç ve vergiden devlet feragat etmeli, bankalar komisyon almayarak sıfır maliyetle vadeler uzatabilmeli” dedi.
Öte yandan Sanayi Odası Başkanı Ali Kamacıoğlu, TL’nin yılbaşından bugüne yüzde 25-30 oranında değer kaybettiğini söyleyen Kamacıoğlu, bu durumun yerli ürünlere yansımasının ise yüzde 11 civarında olduğunu dile getirdi.
Kamacoğlu, döviz kurlarındaki dalgalanmadan daha az etkilenmek için yerli ürünlerin daha fazla kullanılması gerektiğini de söyledi.
EKONOMİDE BİZİ NE BEKLİYOR?
Ekonomist Prof. Dr. Mustafa Besim:
“İthalata bağımlıyız”
Ekonomist Prof. Dr. Mustafa Besim, TL’deki değer kaybı nedeniyle ekonomik ve finansal krizin Türkiye’ye kıyasla ülkemizi daha çok etkilediğini söyledi.
İthalata bağımlı bir ülke olmamız nedeniyle elektronik veya beyaz eşyaların döviz bazlı olduğunu ifade eden Besim, konut ve araç satışlarının da döviz cinsinden gerçekleştiğini kaydetti.
Besim, kamuda gümrük, tapu ve diğer dövizle işlem yapılan yerlere kur sabitlemesine gidilmesi gerektiğini dile getirdi.
Döviz cinsi borcu olanların dalgalanma sonucu yükümlülüklerini yerine getirmeme durumu olabileceğine de dikkat çeken Besim, şu anda bankalardaki borçlanmanın yüzde 37’sinin döviz cinsi üzerinden olduğunu kaydetti.
Besim, döviz borçlularını rahatlatmak için Merkez Bankası ve Bankalar Birliği’nin hükümetle birlikte durum tespiti yaparak, kredileri yeniden yapılandırılması gerektiğine işaret etti.
Döviz borçlarının TL’ye dönüştürülmesi için uygun faiz oranına yönelik çalışma yapılmasının önemine değinen Besim, bu konuda kaynağa ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Besim, “Para birliğinde olduğumuz Türkiye ile mağduriyeti gidermek için TC Merkez Bankası’nın kredi hattı açması gerekiyor” dedi, “Türkiye ile aynı parayı kullanıyoruz. Değer kaybı, enflasyon nedeniyle oluşan mağduriyetin giderilmesine yönelik destek yok. Bu konuda doğrudan politika da oluşturulmalı” şeklinde konuştu.
Birçok firmanın ürün satışını döviz cinsi üzerinden yapmaya başlamasını da değerlendiren Besim, “Firmalar ürünleri Türkiye’den bile satın alırken döviz cinsinden alırlar. Maliyetlerimiz neyse gelirlerimiz de o cins üzerinden olmalı’ mantığındadırlar. Eğer bunu yapmazsalar, sattıkları ürünü yerine nasıl koyacaklar? Şirketlerin böyle davranması normal…” dedi.
Besim, Euro’ya geçişin teknik olarak mümkün olduğunu, ancak bu konuda siyasi bir karar alınması gerektiğine vurgu yaptı.
Ülkede bankalardaki mevduatların yüzde 60’ının döviz cinsi üzerinden olduğunu ifade eden Besim, “Dövize tek geçmeyen kamudur” dedi.
Besim, Euro’ya geçişte herhangi bir yerden izin almaya gerek olmadığını sözlerine ekledi.
Ekonomist Mehmet Saydam:
“Faizler bir puan daha gerilerse, Dolar 15 TL’yi Sterlin 20 TL’yi görecek”
Ekonomist Mehmet Saydam, Aralık ayında da Türk Lirası faizlerinde bir puan gerileme olabileceğinin konuşulduğunu hatırlattı, “Böyle bir durum olursa Dolar’ı 15 TL, Sterlin’i 20 TL göreceğiz” dedi.
TL’deki ciddi değer kaybı sürerken, 23 Ocak’ta yapılması gereken seçimin iptal edilerek, geniş tabanlı bir hükümetin kurulması gerektiğini ifade eden Saydam, aksi halde seçim yasakları nedeniyle ekonomik kararın alınamayacağını dile getirdi.
Saydam, ülkede uzun yıllar Kıbrıs Lirası kullanıldığını, 1974’ten sonra TL’ye geçiş olduğunu hatırlattı.
Birçok vatandaşın daha düşük faiz olması nedeniyle döviz borçlanma yoluna gittiğini söyleyen Saydam, “Bu alışkanlık bizi 20-30 sene götürdü. Arada benzer krizler oldu, dengeledik. Bu başka bir şeydir. TC’nin uyguladığı bir politikadır” dedi.
Türkiye’nin dış borcunu kapatmak adına ihracatı artırmak istediğini söyleyen Saydam, bu nedenle de dövizin TL karşısında değer kazanmasını tercih ettiğini kaydetti.
İş Çevreleri, kurumlar ve esnaf, TL'deki değer kaybını nasıl yorumladı?
Krizin ‘sokaktaki’ sesi: “Başa çıkamıyoruz” Kaygı, isyan, endişe