İçi de dışı da boş!
Beklediler beklediler, derenin içine pandemi hastanesi inşaatını başlattılar.
Hangi akıldır bu, anlamak zor.
KTMMOB Başkanı Seran Aysal, hükümeti daha önce uyardıklarını söylüyor; Başbakana ve Sağlık Bakanına görüşlerini bildirmişler, herhangi bir sel felaketinde ilk olarak sular altında kalacak bölgenin hastane inşaatı olarak seçilen bölge olduğunu söylüyor Aysal ve 2010’daki sel baskınında morgdaki ölülerin sular içinde toplandıkları bölgenin orası olduğunu hatırlatıyor.
“Pandemi hastanesi yapılacaktı, oraya yapılacaktı, buraya yapılacaktı, yok yapılmayacaktı, hastane kiralanacaktı, yok satın alınacaktı” derken yapılmaya karar verildi ama derenin içine...
Mühendis-Mimar Odaları olayın içinde yok.
Görüş alınmamış, teknik bilgi alınmamış.
Alınmamış, sorulmamış da yani oraya yapılmasına karar verenler, yapacak olanlar yer hakkında hiç mi bilgi sahibi olmazlar, Sağlık Bakanlığı yetkilileri Aysal’ın hatırlattığı gibi dereden toplanan ölüleri hatırlamazlar mı, uyarı yapmazlar mı!
Onlar yapmasa da ülkenin bu işlerdeki uzmanı, yani Odası, KTMMOB uyarmış. Bu uyarı yeterli değil mi!
Uyarının dikkate alınması için ne gerekli!
Oda’nın uyarısına neden kulak tıkandı!
Duymamazlıktan gelmenin bir nedeni mi var!
İlle de o bölgeye pandemi hastanesi yapmanın gerekçeleri hükümet tarafından açıklanacak mı!
Açıklayacaksa derenin içine hastane yapmanın gerekçelerini nasıl açıklayacak?
İlginç hareketler hükümetten…
Bir ilginçlik de Ercan’ı yapan Taşyapı’nın pandemi hastanesini de yapıyor olması…
Bununla ilgili ihale açıldı mı bilmiyorum.
Belki açılmıştır da ben görmedim, duymadım!
Açılmamışsa da hükümet demek ki Taşyapı’nın Ercan’daki performansından çok memnun kalmış ki pandemi hastanesini de ona teslim etmiş!
İşler bir tuhaf…
Şakaya vurmaya çalışıyoruz ama neden derenin içine hastane yapılıyor olmasının, hastaneyi neden Taşyapı’nın yapıyor olmasının üzerinde ciddi ciddi durmak gerekiyor…
Pandemi Hastanesi’nin parası Türkiye’den mi geliyor?
Oradan geliyorsa ve “parayı veren bensem, inşaatı da ben istediğime yaptırırım” mı denmiştir?
KKTC denen devletin işleyişi bu mudur?
Eğer böyle bir devlet modeli varsa, o zaman Doğu Akdeniz’de “haklarımızı korumaya devam ediyoruz, hidrokarbonlarda bizim de hakkımız var” gibi sanki sizi dinleyenler, duyanlar varmış gibi verdiğiniz demeçlerin gülünçlüğünün de farkına varmak gerekir.
Bir pandemi hastanesini bile yapamayan, yapmak için aylardır farklı farklı demeçler veren, sonunda derenin içine hastane yaptıran, yapanı da seçemeyen bir hükümetin ve KKTC devletinin içte bile olmayan varlığını dışta varmış gibi göstermeye çalışmasına kargalar bile güler.
Bu kadar komikliğe de gerek yok!..