İddia Ederim ve Derim Ki…
Tatar-Özersay Hükümeti nihayet zevahiri kurtardı, uzun zamandan beri “İmzalanacak” dedikleri KKTC-TC Mali ve Ekonomik Protokol Ramazan Bayramı’nın üçüncü günü imzalandı.
İddia ederim ve derim ki, apar-topar imzalandı, imzalanan metni Başbakan Tatar bile son anda gördü, pek fazla bir gören de olmadı… Koalisyon ortağı HP önceden gördüğünü açıkladı ama şiddia ederim ve derim ki görmediler… Çünkü, Başbakan Tatar’ın evrakta imza attığı yerde “KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ADINA Ersin TATAR, Başbakan” yazıyor… Önceden görmüşlerse, buradaki hatayı görememişler mi?! Evrağı önceden görmediler, imzalanacağını da bilmiyorlardı… Başbakan Tatar da sevincinden farketmeden imzaladı herhalde… Sonradan görüldü ki, düzeltme yaptılar…
İddia ederim ve derim ki, Avrupa Birliği’nden Kıbrıslı Türklere onbir milyon euro tutarında bir destek paketi açıklandığı için ve bu fonun gelişi yakın olduğu için, gelmesinden önce KKTC-TC Protokolü hazırlandı ve apar-topar imzalandı. Endişeleri, AB yardımı gelir de Türkiye’den mali yardımın kokusu çıkmamışsa Kıbrıslı Türklerin Türkiye ile ilgili hayal kırıklığı ve sevimsiz yorumlar yapması ihtimali ile ilgilidir…
İddia ederim ve derim ki, bu protokole göre KKTC’ye verilecek olan bir milyarlık hibe yardımı, TL’nin yabancı para birimleri karşılığında değer kaybetmesi nedeniyle, KKTC hükümetinin bütçesinde yaratılan kaybın telaffisi için düşünülmüştür ama meblağ olarak gerçek kayıpları karşılamıyor. Bundan gayri, halkın yaşadığı kayıplar ise TC Merkez Bankası’na akmıştır.
İddia ederim ve derim ki, bu hibe yardımı pat diye de verilmeyecek, serum gibi damlaya damlaya akıtılacak, “Şimdi ne kadar eksildin, al o kadar da gene …” şeklinde ödenecek ve belki de yılın sonuna gelindiğinde, tamamı ödenmemiş bile olacak…
İddia ederim ve derim ki, bu protokolün apar-topar imzalanmasının bir başka nedeni de yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimleridir. Türkiye’nin adayı Tatar’ın öne çıkabilmesi için seçim sürecinde bankör olması gerek, halk dalkavukluğu (populism) yapacak kaynak gerek, ihaleler açması gerek, kamu sektörünün çalışanlarının maaşlarından yaptığı kesintiyi iade etmesi gerek… Protokolün imzalanması gecikirse, örneğin, altyapı projelerinin ihaleye çıkabilecek şekilde hazır olduğunu söyleyen Ulaştırma Bakanı, seçim yasakları nedeniyle ihaleleri açamayabilir. Dolayısıyla, Protokol şimdi imzalansın ki, projeler sıraya konulsun, ihalelere çıkılsın, ihale süreçlerinde sıkıntı yaşamadan hallolsun, işler başlasın, tamamlanan işlerin kurdele kesimi ile açılışı bile yapılabilsin; açılış törenleri seçim yasakları dönemine denk gelir de yapılamazsa dert değil, medyada bol bol haberleri yayınlanır.
İddia ederim ve derim ki, kamu çalışanlarının maaşlarından üç defa yapılan kesintiler seçimlerden önce ödenmeye başlanacak… Hani, Başbakan ve Maliye Bakanı tarih veremeyeceklerini söyleyip duruyordu ya, bu tarih seçim öncesidir… Ve iddia ederim ve derim ki, seçim öncesi bir kısmı ödenecek, bakiyesinin de Tatar kazanırsa ödeneceğinin dedikodusun yayacaklar. Kazansa, kazanmasa, bakiye’nin ödenmesi hep ötelenecek. İddia ederim ve derim ki, Türkiye’nin adayı Tatar Cumhutbaşkanı seçilemezse, zaten hükümet de dağılacak, erken seçim bile gündeme gelecek; bu Protokol da yerinde sayacak.
İddia ederim ve derim ki, kredi yardımının dolara endekslenmiş olması TL’nin daha ve önemli oranda değer kaybedeceği öngörüsünden dolayıdır. Alacaklı kendini korumaya aldı, gaileyi çeksin krediyi kullanacak olan…
İddia ederim ve derim ki, Türkiye hükümeti iki milyardan fazla parayı KKTC’ye aktaracak diye imza atarken, içi rahattı; KKTC hükümeti sözlerini yerine getirmeyecek, üstlendiği ödevleri yapmayacak; dolayısıyla da TC parayı ödemeyecek…
İddia ederim ve derim ki KKTC Maliye Bakanı’nın Türkiye hükümetinden talep ettiği 3.3 milyar TL tutarındaki yardımı dayandırdığı paketi Türkiye tarafı didik-didik etti, hatalar buldu, abartılar gördü ve KKTC tarafına sağlanması gereken yardım miktarının doğru rakkamının yaklaşık 2.3 milyar TL olduğu sonucuna vardı. KKTC Maliye Bakanı’nın çıkıp açıklaması gerek; kendi hesabı doğru idi de Türkiye kendisi de mali sıkıntılar yaşadığı için mi Kıbrıslı Türklere 1 milyar TL eksik destek veriyor yoksa kendi hesaplarında hata ve abartı mı vardı da bu 1 milyar TL eksiltildi.
İddia ederim ve derim ki, bir önceki Protokol 20 Temmuz 2019’da imzalanmıştı ve 2020 ylına hazırlık yapıp, yılın başlarında 2020’nin Protokolü imzalanacaktı; 20 Temmuz 2020^ye iki aydan az zaman kaldı ve daha imzalamasalardı artık çok tuhaf olacaktı…
Yani, nereseinden bakılsa, bu Protokol gerçek amacı için değil, zevahiri kurtarmak için imzalandı; heyecanlanmaya gerek yok…