1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “İdeale göre değil, realiteye göre hareket”
“İdeale göre değil, realiteye göre hareket”

“İdeale göre değil, realiteye göre hareket”

Sağlık Bakanı Dr. Salih İzbul, sağlığın özellikli bir alan olduğunu ve sağlıkta çalışanların diğer sektörlerde çalışanlarla kıyaslanamayacağını belirtti

A+A-

• “Önümüzde bir ideal bir de realiteler var. İdeale göre değil, realiteye göre hareket etmemiz gerekir. İdeali, belki de doktorlar ve sağlık çalışanlarına hak ettikleri ücreti verip görev yerlerini devlet hastanesi olarak belirlemektir. Özelde çalışmak isteyen de özele çıkar. Sağlık başka hiç birşeye benzemez. Sağlıkta çalışan insanları, hekimleri, hemşireleri ne bir devlet memuruyla, ne bir kurumda çalışanla kıyaslayabilirsiniz. Sağlık çok özellikli bir alandır”

• “Hekimin dışarıda mesleğini icra etmesine ikinci iş diyorlar aslında hekim ikinci iş yapmıyor, mesleğini yapıyor, mesleği de insan hayatıdır. Hekimliği tamamen ayrı bir yere koymamız ve bunu herkesin anlaması gerekiyor. Bunu insanlara anlatabilirsek, sanıyorum çözüm yönünde büyük bir adım atmış oluruz”

• “Herkesin sigortalı olacağı, hastanelerin tamamen özerk olacağı bir sistem kurmayı hedefledik. Hastaneler kendi bütçesine göre döner sermayesini kuracak, doktorlara ve sağlık çalışanlarına performans ödenecek. Miktarla ilgili de bazı öngörülerimiz var ama onu gerçekleştirdikten sonra konuşmamız gerekiyor”

• “2011 sonrası başlayan sağlık çalışanlarımız komik maaşlarla çalışıyorlar. Bu ne devletteki hiyerarşiye sığar, ne vicdana sığar. Bu tartışılmaz bile. Onların özlük haklarıyla ilgili nasıl iyileştirmeler yapabileceğimizle ilgili çalışmalar yapıyoruz”

• “Tıp-İş’teki arkadaşlarımız da doktor arkadaşlarımızdır, onlar da bu ülkenin insanıdır, bu ülkenin realitelerinin farkındadırlar. Bazı şeylerin mevcut şekliyle yürümeyeceğinin de farkındadırlar... Hekim kadroları konusu çok önemlidir. Gerçekten çok eksik kadrolarımız var, onları tamamlama yönünde oldukça fazla efor harcıyoruz”

 

Ödül AŞIK ÜLKER

   Sağlık Bakanı Dr. Salih İzbul, sağlığın özellikli bir alan olduğunu ve sağlıkta çalışanların diğer sektörlerde çalışanlarla kıyaslanamayacağını belirtti.

   Dr. İzbul, “Önümüzde bir ideal bir de realiteler var. İdeale göre değil, realiteye göre hareket etmemiz gerekir” dedi.

   Dr. İzbul, “Hekimin dışarıda mesleğini icra etmesine ikinci iş diyorlar aslında hekim ikinci iş yapmıyor, mesleğini yapıyor, mesleği de insan hayatıdır. Hekimliği tamamen ayrı bir yere koymamız ve bunu herkesin anlaması gerekiyor. Bunu insanlara anlatabilirsek, sanıyorum çözüm yönünde büyük bir adım atmış oluruz” diye konuştu.

   Doktorlar için devlet hastenelerinde çalışmayı cazip kılacak bir sistem amaçladıklarını anlatan İzbul, şunları söyledi:

   “Herkesin sigortalı olacağı, hastanelerin tamamen özerk olacağı bir sistem kurmayı hedefledik. Hastaneler kendi bütçesine göre döner sermayesini kuracak, doktorlara ve sağlık çalışanlarına performans ödenecek. Miktarla ilgili de bazı öngörülerimiz var ama onu gerçekleştirdikten sonra konuşmamız gerekiyor.”

   Hekim kadrolarındaki eksikliğin de altını çizen Dr. İzbul, kadroların tamamlanmasıyla ilgili yoğun bir çaba gösterdiklerini söyledi.

• Soru: Tıp-İş son dönemde eylemler yapıyor, doktorların mevcut düzenle ilgili bazı rahatsızlıkları var. Siz yaptığınız bir açıklamada doktorları haklı bulduğunuzu, sağlık sisteminin bozuk olduğunu söylemiştiniz. Haklı buluyorsunuz ama ne yapılabilecek?
• Dr. İzbul:
Mevcut yapıdan memnun olan kimseyi bulamazsınız. Ne idari kısımdaki bizler, ne de sağlık çalışanlarımız gidişattan memnun. Dolayısıyla birşeylerin yapılması gerekiyor. Bugüne kadar neden yapılamadı? Bu çok uzun zamandan beridir gelen bir sorunlar yumağıdır. Bunlar maalesef hep ötelendi. Sağlık tarihimize bakarsanız, sadece CTP’nin iktidarda olduğu iki dönemde çok ciddi çalışmalar yapıldı ama onlar da sonuçlandırılamadı. 2004-2009 hükümetinde, diğeri de Eylül 2013’de kurulan hükümet döneminde bazı yasal çalışmalar, sistem çalışmaları yapıldı, ki en büyük eksiklik buydu, bu belli bir noktaya kadar geldi. Biz geldiğimizde yeni bir sisteme geçememenin sıkıntılarını yaşıyorduk, sorunlar birikti ve bu dönemde, özellikle Kamu Hizmeti Komisyonu’nun bir hekimin kamu hizmetindeki görevine son verilmesi kararıyla birlikte patlama noktasına geldi. Hekimler ve sağlık çalışanları arasında ikinci iş nedeniyle ciddi bir huzursuzluk oluştu. Kamuda çalışıp ikinci iş yapmayan doktor sayısı çok az, bunlar realitelerimizdir bunları hepimizin konuşması lazım. Hemen hemen tüm doktorların ya özel muayehaneleri vardır, ya özel hastanelerde çalışırlar veya kendilerinin özel hastaneleri vardır. Bu yıllardır bu şekilde devam ediyor. Söz konusu dava emsal bir dava oldu. Bu huzursuzluk yıllardır düzeltilemeyen altyapısal sorunlar, düzensizlikler nedeniyle birikti ve patlama noktasına geldi. Bir takım istifalar yaşandı, biz bunları çok ciddiye aldık. Sonrasında da eylemler başladı.

“Her kriz bir fırsat habercisidir”

   Bu bir krizdi. Her kriz aynı zamanda bir de fırsat habercisi olur. Biz de bunu değerlendirmek istedik. Kriz çıktı, konular bu süreçte epeyi tartışıldı, günlerce doktor arkadaşlarımızla, sendikayla, sağlık çalışanlarıyla bu konuları tartıştık ve şu anda belli bir noktaya geldik.

   Önümüzde bir ideal bir de realiteler var. İdeale göre değil, realiteye göre hareket etmemiz gerekir. İdeali, belki de, doktorlar ve sağlık çalışanlarına hak ettikleri ücreti verip görev yerlerini devlet hastanesi olarak belirlemektir. Özelde çalışmak isteyen de özele çıkar. Sağlık başka hiç birşeye benzemez. Sağlıkta çalışan insanları, hekimleri, hemşireleri ne bir devlet memuruyla, ne bir kurumda çalışanla kıyaslayabilirsiniz. Sağlık çok özellikli bir alandır.

Herhangi bir devlet dairesinde yapılacak bir hata ya paraya ya da zamana mal olur ama sağlıkta yapılan bir hata insan hayatına mal olabilir. Sağlığın farklı değerlendirilmesi lazım. Bu dünyanın her yerinde böyledir.

“Hekim ikinci iş yapmıyor”

   Hekimin dışarıda mesleğini icra etmesine ikinci iş diyorlar aslında hekim ikinci iş yapmıyor, mesleğini yapıyor, mesleği de insan hayatıdır. Hekimliği tamamen ayrı bir yere koymamız ve bunu herkesin anlaması gerekiyor. Bunu insanlara anlatabilirsek sanıyorum çözüm yönünde büyük bir adım atmış oluruz.

• Soru: Bugüne kadar hükümetler ikinci işe karşı açıklamalar yaparken, sizin farklı bir yaklaşımınız var?
• Dr. İzbul:
Dediğim gibi, bir ideal var bir de realitelerimiz var. Realiteye göre hareket etmemiz gerekir. Ben bütün meslek hayatım boyunca, Kıbrıs’ta olduğum süre zarfında, hastanede çalıştığım dönemde 7-8 yıl klinik açmadım, hep hastanede çalıştım. 7-8 yıl sonra klinik açtım çünkü yetersiz oluyor, benim de bir ailem oldu, bir hayat kurmam lazımdı. 8 yıldan sonra özelde çalışmaya başladım.

“2011 sonrası başlayanlar komik maaşlarla çalışıyorlar”

• Soru: Doktorları ikinci işe mevcut sistemin ittiğini söylüyorsunuz... Realiteye göre nasıl bir düzen kuracaksınız?
• Dr. İzbul:
Herkesin sigortalı olacağı, tamamen hastanelerin özerk olacağı bir sistem kurmayı hedefledik. Hastaneler kendi bütçesine göre döner sermayesini kuracak, doktorlara ve sağlık çalışanlarına performans ödenecek. Miktarla ilgili de bazı öngörülerimiz var ama onu gerçekleştirdikten sonra konuşmamız gerekiyor. Bunun finansal tablosunu yani Genel Sağlık Sigortası’nın bütçesini geçen senenin rakamlarına göre hazırladık, şu anda Maliye Bakanlığı’ndadır. Maliye Bakanlığı inceliyor, onlarla da istişare edeceğiz. Bu sistemin sağlık çalışanlarımıza bir getirisi olacak. Hükümet programına bu konuyu koyduk ve ona göre gitmeye çalışıyoruz.

  Buna ek olarak 2011 sonrası başlayan sağlık çalışanlarımız komik maaşlarla çalışıyorlar. Bu ne devletteki hiyerarşiye sığar, ne vicdana sığar. Bu tartışılmaz bile. Onların özlük haklarıyla ilgili nasıl iyileştirmeler yapabileceğimizle ilgili çalışmalar yapıyoruz. Biz bu sistemi kurduktan, bu sistem oturduktan sonra, ki bu belli bir süre ister, tam gün çalışma dışında hekimlerin ikinci iş yapmalarını yasal zemine oturtma çalışması içindeyiz.

“Adil bir sistem”

• Soru: Dolayısıyla ikinci işi yasaklama değil, hastanede çalışmayı cazip kılmayı amaçlıyorsunuz...
• Dr. İzbul:
Aynen öyle, esas amacımız odur, devleti cazip kılacağız. Şu anda öngörülerimiz var, realitenin nasıl olacağı, nasıl gerçekleşeceği hakkında kesin birşey söyleyemeyiz. Sistem otursun, yeni sistemde hastanede tam gün çalışma olacak, hekimlerden isteyenin hastanede özel hasta bakma hakkı olacak, isteyen kendi özel kliniğinde hasta bakacak. Yeni kurulacak sistemin bir avantajı da bardağı dolu getirenle boş getiren eşit olmayacak. Adil bir sistem olacak. Bu süreç içinde herşey netleştikten sonra ikinci iş konusunu gündeme getirebiliriz.

• Soru: 2011 sonrası işe girenlerle ilgili düzenleme yapılmasından bahsettiniz. Amaçlanan nedir? Hekimleri “göç yasası” olarak bilinen yasa kapmasından çıkarıp, ayrı bir yasa altında mı düzenlemek yoksa yasada düzenleme yapmak mı?
• Dr. İzbul:
Yasa kapsamından çıkaramayız. Yasada genel olarak iyileştirme olursa, ki hükümetin çalışmaları da bu yöndedir, bundan tabi ki yararlanacaklar. Ama biz, hekimler ve sağlık çalışanları için farklı şeyler de düşünüyoruz, farklı düzenlemeler de yapabiliriz. Bunun çeşitli yolları vardır, onları çalışarak bulacağız. Tahsisatlar olabilir, performansla ilgili bazı ek ödemeler olabilir. Bunların çalışmasını yapacağız. Sizin “göç yasası” dediğiniz, bana göre yanlış bir değerlendirmedir, Kamu Görevlileri Yasası’nı düzenlemek, bütün kamu çalışanlarının refahını yükseltmek esas amacımızdır. Bir uzman hekimi 3 bin 5 yüz TL işe başlatmak olacak gibi değil. Bu maaşa çalışacak hekim bulamazsınız zaten. Kıbrıs’a gelmek isteyen Kıbrıslı insanlarımız var, profesörlük mertebesine ulaşanlar var. Birini medikal onkolog olarak getirtmek için uğraştım, Türkiye’de 30 bin TL’ye işe başladı. Nasıl gelsin 3 bin 5 yüz TL’ye? Realiteler çerçevesinde öngörülerimiz doğru çıkarsa bütün hekimlerimiz özele gitmelerine gerek kalmadan maddi ve manevi açıdan hastanede oldukça iyi bir konuma gelebilecekler.


“Yasalar geçecek”

Genel Sağlık Sigortası, Döner Sermaye Yasası ve Hasta Hakları Yasası gibi yasaların temel yasalar olduğunu ifade eden Sağlık Bakanı Salih İzbul, bu yasaların Meclis’ten onay alacağı konusunda inançlı olduğunu belirtti. Yasaların en zaman geçeceği ile ilgili soruya “net birşey diyemem ama herhalde birkaç yıl alacak” şeklinde cevap veren İzbul, yasaların Meclis’ten onay almasının gelişmelere bağlı olduğunu kaydetti. İşte İzbul konu ile ilgili sorulara verdiği yanıtlar…

• Soru: Sistemi oturtmak için öngördüğünüz süre nedir? Hükümet programında yasalar için öngürdüğünüz süre 9 aydı.
• Dr. İzbul:
Yasalar geçecek. Sistemin oturması konusunda net birşey diyemem ama herhalde birkaç yıl alacak. Bu biraz da gelişmelere bağlı olacak.
   Genel Sağlık Sigortası, Döner Sermaye Yasası ve Hasta Hakları Yasası temel yasalardır. Sağlık Çalışanları Yasası’nda bazı değişiklikler ve Özel Hastane Yasası’nda da bazı tüzükler var. Biz 4 yasayı göndereceğiz. Özel Hastane Yasası’nda da değişiklik gerekiyorsa yapacağız, tüzüklerini tamamlarsak sanırım sorun olmaz. Ad-Hoc komite oluşturma kararı verdik. Yasalar bu ayın içinde tamamlanacak, muhtemelen ay sonunda meclise sevk edeceğiz. Sevkedince Ad-Hoc komiteyi oluşturacağız. Mecliste bütçe dönemi başlıyor, biraz sıkışık bir dönem olabilir. Ama mümkün olan en kısa sürede, sadece bu yasaları görüşmek için oluşacak olan komite bu yasaları görüşecek ve bunları bir an önce yasalaştıracağız. Yasalaştıktan sonra tüzük çalışmaları bitecek ve sistemimizi kuracağız.

“Tıp-İş de ülkenin realitelerinin farkındadır”

• Soru: Son dönemde eylemler yapılırken doktorlarla vardığınız mutabakat nedir?
• Dr. İzbul:
Bu sistemi oturtacağımızı söyledik. Tıp-İş’teki arkadaşlarımız da doktor arkadaşlarımızdır, onlar da bu ülkenin insanıdır, bu ülkenin realitelerinin farkındadırlar. Bazı şeylerin mevcut şekliyle yürümeyeceğinin de farkındadırlar. Biz süratle sistemi oturtup hekim arkadaşlarımızın gelirlerini artırma yönünde çalışma yapacağımızın sözünü verdik, zaten yapıyoruz. Hekim kadroları konusu çok önemlidir. Gerçekten çok eksik kadrolarımız var, onları tamamlama yönünde oldukça fazla efor harcıyoruz. Bütün hekim arkadaşlarımızı tek tek arıyoruz, özelde çalışanları da arıyoruz.

Doktor münhalleri...

• Soru: Şu anda verilen maaşa çalışmıyorlar ama eksik kadrolar da tamamlamaya çalışıyorsunuz. Bu kısır döngü nasıl kırılacak?
• Dr. İzbul:
Onu kırmaya çalışıyoruz. Tam gün çalışmadan sonra, öngördüğümüz mevcut durumun devamının yasal hale gelmesiyle kamuda çalışmak isteyebilirler. Bu süreç içinde ikinci iş konusunda soruşturma yapmayacağımızı açıklamış olsak da şu anda hepsinin tedirginliği var. Arkadaşları bu yönde ikna etmeye çalışıyoruz. Çok uzun süredir bekleyen münhaller vardı. Onları hızlandırdık, Kasım sonu veya Aralık başında onların sınavları yapılacak. Bunların dışında Başbakanlık’la yaptığımız görüşmelerde münhal açma yetkilerini aldığımız başka branşlar da var. Onların da münhalleri açılacak.
   Bu arada Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi’nin teşkilat yasasında da değişiklik yapıyoruz. 1976’dan beri devam eden kadro sayılarını güncelleştiriyoruz. Önümüzdeki birkaç hafta içinde tamamlamayı öngörüyoruz. Dolayısıyla altyapıyı hazırlayıp kadrolarımızı doldurmaya büyük çaba göstereceğiz.

“Sağlıkta tasarruf yapamazsınız”

• Soru: Bütçede sıkıntı yok mu?
• Dr. İzbul:
Sağlıkta tasarruf yapamazsınız, bedeli ağır olur.

• Soru: Olmayan bir parayı nasıl vereceksiniz?
• Dr. İzbul:
Öyle veya böyle bunu bir şekilde halledeceğiz. Gerekirse başka yerden kısacağız. Bu sağlıktır, ertelenemez. Memnuniyetle söyleyebilirim ki Sayın Başbakan’dan bu konuda oldukça destek görüyoruz. Dolayısıyla bu konuları kısa bir süre içerisinde aşabileceğimize inanıyorum.

Yeni hastane...

• Soru: Hastanenin altyapısı da tamam değil, zaman zaman yeni bir hastane gündeme geliyor. Bu konu gündeminizde mi?
• Dr. İzbul:
O konu hala daha sıcak olarak gündemimizdedir. Benim sağlık sorunlarım nedeniyle bu çalışmalar bir aylık bir kesintiye uğradı. Biz geleli 3 buçuk ay, bu süreç içinde oldukça ciddi mesafeler aldık.
   Yeni hastane için çok güzel bir yer bulduk. Onun birkaç tapu işi var. Kamulaştırılması gereken birkaç yer var. Onların hazırlığını yapıyoruz, Bakanlar Kurulu’na göndereceğiz. Onları yaptıktan, araziyi üzerimize aldıktan sonra hiç zaman kaybetmeden projelendirmeye başlayacağız. Bunun için bütçeye kaynak da koyduk. Projelendirmeyi altı ay içinde tamamlayıp süratle inşaata başlamak ve en kısa sürede yeni hastanemizi tamamlamak temel hedeflerden biridir. Bu arada Dr. Burhan Nalbantoğu Hastanesi’nin genel görünümü ve park sorunuyla ilgili de  ihaleye çıkıyoruz. Mevcut hastaneyi de atıl bırakmayacağız.

• Soru: Onkoloji Hastanesi de açılıyor. Doktor olmadığı konuşuluyor. Ayrıca çocuk onkoloji bölümünün yeni binaya taşınmayacak olması da endişe yaratıyor. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
• Dr. İzbul:
Şu anda hekim arayışındayız, hekim istihdam etmemiz gerekiyor ki orada da nöbetçi doktor barındırabilelim. Bunu da aşar aşmaz, hastalarımızı hep birlikte oraya taşımak amacımız. Çocuk Onkoloji bölümünü de taşımak. Biraz gecikebiliriz ama emin olsunlar ki bütün gücümüzle bu yönde çalışıyoruz.
   Türkiye’ye yaptığımız son ziyarette onkolog sorununu aşma yönünde ciddi yardımları olacağına dair söz aldık. Şu anda Türkiye’den iki onkoloğumuz geliyor, tedavi planlamalarını yapıyorlar. Onlar gelmeye devam edecekler, başka onkolog gönderme konusunda da anlaştık. Bu arada radyoterapi cihazımız devreye girecek. Mümkün olan en kısa sürede onkoloji hastanesini tam kapasite çalıştırmak istiyoruz.

“Kardiyologlardan biri geri döndü”

• Soru: Kardiyoloji bölümünden iki doktor istifa etti. Kadro eksiği var. Bu kadrolar ne zaman doldurulacak?
• Dr. İzbul:
İki kardiyolog istifa etmişti. Biz kendileriyle görüştük, durumu anlattık. İkna ettiğimi ümit ederim. Biri işine döndü, diğeri birkaç gün süre istedi. Onun da olumlu karar vereceğini düşünüyorum. Bunun yanında hizmet alımının olanaklarını araştırıyorum. Kardiyoloji servisini rahatlatmak için elimizdeki bütün imklanları seferber ediyoruz.

Yeni tıp fakültesi...

• Soru: Yeni bir tıp fakültesi açılıyor. Bu konuyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
• Dr. İzbul:
Evet, ben de bunu yeni öğrendim. Kişisel fikrimi sorarsanız iyi düşünülmesi gereken bir olay olduğunu düşünüyorum.

• Soru: Mevcut şartlar doktor yetiştirmek için yeterli mi?
• Dr. İzbul:
Değildir. Burada hasta potansiyeli düşük. Belki sadece temel tıp bilimleri burada olacak sonrasında Türkiye’deki bir tıp fakültesiyle anlaşılacak. Eğitimde planlamayı çok iyi yapmak lazım. Bu planlamaları yapıp izinleri vermek doğru olur. Aklın yolu bir.


“Kaos, kriz kimseye bir şey kazandırmaz”

• Soru: Son olarak ne eklemek istersiniz?
• Dr. İzbul:
Uğraşlarımız devam ediyor. Sağlık Bakanlığı iyi niyetle çalışıyor. Olayları soğuk kanlılıkla değerlendirmek lazım, kaos, kriz kimseye birşey kazandırmaz, topluma kaybettirir. Sorunların farkındayız zaten ben içinden gelen biriyim. Sorunları çözme yönünde ciddi ve kararlı adımlar atmamız gerekiyor. O irade ve kararlılık bizde var. Biz bu adımları atacağız kimsenin kuşkusu olmasın. Umarım, kısa süre içinde hem hekimlerin, hem çalışanların hem de hastaların memnun olabileceği bir sistemi yaratırız.

Bu haber toplam 3368 defa okunmuştur