Son 48 saat içerisinde yaşananlarla ilgili kısa bir soru sorsanız ne derdiniz?

En moda terimi ile "Ne oldu?" derdim!

Gerçekten koca koca adamların memleketi getirdiği duruma bakar mısınız?

Önce Maliye Bakanı ile didişti Başbakan, sonra görevden almak istedi, Cumhurbaşkanı "düşüneyim/değerlendirelim" dedi, bu kez Başbakan istifa mektubu sundu.

Cumhurbaşkanı da istifayı 24 saat sonra kabul etti.

Peki neden?

                                                            ***

Sunat Atun'u görevden almak yerine neden tamamen hükümeti devirdiler?

Yani elmayı koparmak yerine komple ağacı söktüler.

Yarın bu ağacı yeniden dikecekler.

Biri anladı mı bu safsatanın neden sergilendiğini?

Ne yapmaya çalışıyorsunuz a ağalar –paşalar?

Memleketin her yeri dökülüyor, farkında mısınız?

Belediyelerde iflas var, kamu maliyesi batmış, borçla maaş ödeniyor.

Şimdi uzun uzun neler yaşadığımızı saymayayım.

Ama benzin krizi, gaz krizi, pahalılık ve dahası…

Neler yaşattınız neler!

                                                            ***

Kimilerine göre Ankara’nın adamı olan Sunat Atun’u görevden alamadılar, kimilerine göre rest çekecek diye hükümet düştü.

Ama bir şeyler yaşandı ve 48 saatte bir karışıklıktır gitti.
Gerçek neydi peki?

Atun Ankara’nın adamıysa yeni hükümette de yer almayacaksa bu kriz kime yaradı?

Atun mu kazandı?

Sucuoğlu mu?

Yoksa Tatar mı?

Kim haklı, kim haksız derken hayatımız mahvoldu gitti.

İradesini teslim eden toplumun geldiği hale bakın siz.

UBP denen parti de parti olmaktan çıktı tam bir rezalet sahnesine dönüştü.

                                                            ***

Olan yine ezilen halka oldu.

Pahalılık yerinde kaldı.

Krizler yerinde…

El attıkları her şey ama her şey darmadağın oldu.

Adına “hükümet” dedikleri yapı da bozuldu, “devlet” denen şey de dağıldı.

İflas da etti, fesih de…

Sadece ilanı kaldı.

Kıbrıs’ın kuzeyindeki yapının tamamen bittiğinin ilanı.

[Fesih:  Geçersiz kılma, sona erdirme, kaldırma, bozma. Dağıtma, dağıtılma, kapatma, kapatılma]