İhracata 'laboratuvar' engeli
Devlet Laboratuvarı'nın birçok gıda ürününde Tağşiş (karışım) ve 'kalite kriterlerine ilişkin analiz yapmadığını' belirten yerli üreticiler, 'sağlık sertifikası' edinemedikleri için mallarını yurt dışına satamadıklarını söyledi
Devlet Laboratuvarı'nın birçok gıda ürününde Tağşiş (karışım) ve 'kalite kriterlerine ilişkin analiz yapmadığını' belirten yerli üreticiler, 'sağlık sertifikası' edinemedikleri için mallarını yurt dışına satamadıklarını söyledi. Üreticiler, bu yüzden ihracatın engellendiğini anlattı: "İhracat yapamıyoruz!"
Fehime ALASYA
Devlet Laboratuvarı'nın birçok gıdada Tağşiş (karışım) ve kalite kriterlerine ilişkin analiz yapmadığını belirten yerli üreticiler, yurt dışına ihracat gerçekleştiremediklerini söyledi. Üreticiler iç piyasada ise ‘haksız rekabet ve sağlık denetimlerinin’ yapılamamasını eleştirdi.
Laboratuvardan hangi analizlerin yapılıp yapılamadığına ilişkin ise bir açıklama yapılmadı.
Ürünlerin uzun süredir depoda ihracat için bekletildiğini anlatan bazı üreticiler, Devlet Laboratuvarı’nda gıda analizi yapılmadığından dert yandı.
Teknik ekipman ve yetersiz personel nedeniyle bu sıkıntının yaşandığını ileri süren üreticiler, sıkıntının ne zaman giderileceğine ilişkin de tatmin edici açıklama almadığını kaydetti.
Analizlerin yapılmamasıyla iç piyasada ürünlere olan güvensizliğin doğduğu dile getirilirken, dış piyasaya ise ihracatın durma noktasına getirildiği savunuluyor.
Devletin iç piyasadaki denetimlerini de yapamadığını anlatan üreticiler, “Kaliteli ve kalitesiz ürün bir arada satılıyor” diyerek isyan etti.
Özellikle zeytinyağı, süt ürünleri ve bal gibi gıdaların denetim ve ihracatlarında büyük sıkıntı yaşandığı vurgulandı.
Kıbrıs Türk Sanayi Odası Başkanı Candan Avunduk:
“İhracatta sağlık sertifikası verilememesi kabul edilemez!”
Tüm dünyada devam eden kriz ortamında sanayicilerin bulduğu ihracat bağlantısını korumasının büyük önem arz ettiğinin altını çizen Kıbrıs Türk Sanayi Odası Başkanı Candan Avunduk, Devlet Laboratuvarında mikrobiyoloji ve kimyasal testleri yapan bazı cihazların arızalı olması nedeniyle sağlık sertifikası verilememesinin kabul edilemez olduğunu kaydetti.
Bu durumun devam etmesi halinde ihracat kapılarının teker teker kapanacağına vurgu yapan Avunduk, bunun sorgulanması gerektiğini belirtti.
Avunduk, “Devlet Laboratuvarında mikrobiyoloji ve kimyasal testleri yapan bazı cihazların arızalı olması nedeniyle sağlık sertifikası verilememesi kabul edilemezdir. Devletin, özellikle böyle kriz ortamlarında ihracatçısına sahip çıkması, ihracatın önünü açması ve cihazların tamiri konusunda seferber olması gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, içerisinde bulunduğumuz bu kriz ortamında ürünlerimizi talep eden yurtdışındaki firmaların, keyfimizi bekleme gibi yaklaşımı yoktur. İlgili ürünü biz veremezsek, onu başka ülkeden alacak, Kıbrıslı Türklerin de ihracat kapıları teker teker kapanacaktır. Bununla birlikte, 2016 yılında çıkan yangından sonra büyük oranda kullanılmaz hale gelen Devlet Laboratuvarına yeni bina yapılması, makine ve ekipmanlarının yenilmesine yönelik neredeyse hiçbir şey yapılamaması anlaşılabilir bir şey olmadığı gibi, hem ekonomimizi hem de sağlığımızı riske atmaktadır. Geçen bunca zaman içerisinde halen daha zeytin ülkesinde zeytinyağı analizi bile yapılamıyorsa, alkolle ilgili testler ve diğer üretimle ilgili testler yapılamıyorsa, bu artık sorgulanmalıdır.” dedi.
Osman Ruhi (Con Kahveleri):
“Depoda hazır olan ihracatlarımın tümü duruyor ve ben bekleyen alıcılara gönderim yapacağım tarihi söyleyemiyorum”
Ülkede yıllardır kahve sektöründe yer alan Con Kahveleri Direktörlerinden Osman Ruhi, yurt dışına ihracatlarının durduğundan dert yandı.
Bununla ilgili sürecin ne zaman çalışmaya başlayacağını da bilmediklerini belirten Ruhi, “Normal zamanda 2, 3 günde çıkan testler şimdi bu süreçte yeterli kimyager olmadığı için ve makinenin arızalandığı için 15 günde çıkıyor. Laboratuvardan bize ‘1 Temmuz’da uçakların başlamasıyla yedek parça ve teknisyen gelecek ve 15 gün sonra tahlil sonuçları çıkabilir’ dediler. Makine bozukmuş. Yerli üretici olarak çok mağdur olduk, ihracat yapmak için ürünlerimiz depomuzda bekliyor, alıcılar yurt dışında bekliyor ama teknisyen ne zaman gelecek ve bu süreç yoluna girecek kimse bilmiyor. Laboratuvarda işi döndüren kişi sayısı çok az, teknik yetersizliği var, bu durumlar ihracatımıza büyük darbe vuruyor. Depoda hazır olan Ankara, İzmir ve İstanbul ihracatlarımın tümü depomda duruyor ve ben bu alıcılara ne gün gönderim yapacağım tarihi söyleyemiyorum. Makine çalışmadığı için birikme olduysa bu süreç 15 günü de bulacaktır.” dedi.
Ziya Sezai (Yeşil Lefke):
“Hem iç piyasada ürün güvencesi verelim hem de ihracatımızı hızlandıralım”
Analizlerin yapılamaması hem iç piyasadaki ürün güvencesini hem de yurt dışına ihracatın olumsuz etkilediğini anlatan Ziya Sezai, özetle şunları belirtti: “Analizleri yapılmaması Piyasanın genel sorunudur bu Devlet Laboratuvarı yandıktan sonra zeytinyağı analizleri tam olarak yapılamıyor, belli analizler yapılıyor bu da yurt dışına gönderilecek mallarda sıkıntı yaratıyor. Bu tesislerin yapılaması iç piyasada da sıkıntı doğuruyor.
İç piyasada bundan dolayı yerli ürüne güven eksikliği doğuyor. Bu bağlamda yurt içinde zeytinyağında ve zeytinde analizlerin yapılması gerek. Bu yatırım yapıldın ve bu eksiklikler giderilsin.
Devlet iç piyasa kontrolü için yerli ürünleri de yurt dışına analize götürüyor. Bizler yerli üretici olarak zorlanıyoruz.
Kendi oto kontrolümüzü de sağlamakta zorlanıyoruz.
Önümüzdeki bu engeller kalkmalı. Hem iç piyasada ürün güvencesi verelim hem de ihracatımızı hızlandıralım.
Zeytinyağında asitlilik kontrolü, karışım kontrolü, tağşiş analizi, kalite analizi yapılamıyor.”
Esnaf, Zanaatkârlar ve Üreticiler Pazarlama Kooperatifi (EZ-KOOP) Yönetim Kurulu Başkanı Hürrem Tulga:
“Kaliteli ve kalitesiz ürün bir arada satılıyor. Devlet denetim yapamıyor”
Devlet Laboratuvarında birçok tahlilin yapılmadığını dile getiren Esnaf, Zanaatkârlar ve Üreticiler Pazarlama Kooperatifi (EZ-KOOP) Yönetim Kurulu Başkanı Hürrem Tulga ise bunun da gıda güvenliği açısından risk oluşturduğunu kaydetti.
“Ürünlerin kalitesi, karışımı, içeriği bilinmiyor. Biz kooperatif olarak Türkiye veya Kıbrıs’a göndererek tahlil yapıyoruz ama bireysel üreticiler bunu yapamıyor.” diyen Tulga, bunun özellikle zeytinyağı, bal, pekmez gibi tüm gıdaları etkilediğini anlattı. Tulga, şöyle devam etti:
“İç piyasada insanlar ne yediğini bilmiyor, dış piyasada ise ihracat maliyetleri yükseliyor. Laboratuvar yandığı günden bu yana böyledir. Pek çok analiz maalesef hiç yapılamıyor. Laboratuvarın uluslar ası standartlara getirilmesi gerekiyordu ama getirilmedi. Sadece meye sebze pestisit analizleri yapılıyor. Maliyeti arttırıyor, zamanı çoğaltıyor, özellikle iç piyasada kayıt dışılığı çoğaltıyor. Kaliteli ve kalitesiz ürün bir arada satılıyor. Devlet denetim yapamıyor. 40 yılda 1 numune alınıp TC’ye gönderiliyor. Böyle iş olur. Hellim ve zeytin piyasasında başta olmak üzere tüm gıda sektöründe var. Tüketici hakları, dürüst tüketiciler ve haksız rekabet açısından çok büyük haksızlıklar var.”
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Erkut Uluçam:
“Son yıllarda zeytinyağıyla ilgili herhangi bir analiz alınmadı”
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Erkut Uluçam, 2014 yılında bal ve zeytinyağı analizleri yapımı için 2014 yılında bir cihaz alımı yapılacağını anımsatarak, bu konunun sürüncemede kaldığını ifade etti. Son yıllarda zeytinyağıyla ilgili herhangi bir analiz alınmadığını anlatan Uluçam, “2016 Aralık ayında devlet Laboratuvarı yandı, bundan sonra gelişen olaylarda bu birim sağlıklı çalışamaz oldu. Hala da öyle… Burada çalışanlar çok özverili gıda mühendisleridir ama teknik kapasite olarak, yeterli cihaz olmadığı için oradaki çalışmalar ister istemez bu analizlerin yapılmasına el vermiyor. Görünmez bir el bu analizlerin yapılmasını istemiyor gibi.
Zeytinyağı olayında özellikle otelciler en ucuz ürünü almaya çalışıyor ve tağşiş yağlar ortaya çıkıyor. Bunların denetimi çok sık yapılmıyor. Son yıllarda zeytinyağıyla ilgili herhangi bir analiz alınmadı. Bu durum hem iç piyasayı hem de ihracatı çok ciddi olumsuz olarak etkiliyor.
Tağşiş analizi için cihaz alınıp tahlillerin yapılması çok önemlidir. Analiz talebinde bulunduğumuzda ‘paramız yok’ deniliyor. Bir zeytinyağı tağşiş tahlili Türkiye’de 300 TL’ye yapılırken, balın ise bu tahlili 600 TL’dir. Sağlık Bakanlığı ve Tarım Bakanlığı, analiz yapmama gayesinde mi bunu yapmakla birilerini mi koruyorlar bilemiyoruz. Sadece ihracat değil iç piyasa bu durumdan olumsuz etkileniyor, tüketicinin mağduriyeti söz konusudur, tüm ürünlerde rutin olarak analize gidilmeli. Belirli ay ve dönemlerde bu analizler yapılmalı, bakanlık tarafından bütçeye konulmalı. Gerekirse bir fon oluşturulmalı ve buradan ekonomik destek sağlanmalı.” şeklinde konuştu.
Kırata Kasapoğlu (Arıcılar Birliği Başkanı):
“Devlet bu toplumun sağlıklı gıdaya ulaşmasını sağlamalı ama yapmıyor”
Ülkede analiz yapamadıkları için yurt dışında çeşitli girişim yaptıklarını anlatan Arıcılar Birliği Başkanı Kırata Kasapoğlu da Tarım Bakanlığı’na atıfta bulundu. Kasapoğlu, “İç piyasada Birlik girişimiyle İzmir’de bir laboratuvar ile anlaşma için girişim yaptık ama anlaşamadık. Sadece değerler üzerine, tağşiş analizi olmadan yapılan analizleri doğru bulmuyoruz. Biz ülkede özellikle otellere verilen balların tağşiş olduğunu bulmuştuk. Ama bakanlıklar bundan korkuyor, tağşiş malları üzerine gitmeye korkuyor. Devlet, tarım bakanlığı üzerine düşen denetimleri yapmıyor. Biz birlik olarak canla başla uğraşıyoruz ama devlet memurları hiçbir iş yapmıyor. Laboratuvarda tahlil yapılmaması bizim iç piyasadaki dengemizi de bozuyor. Devlet bu toplumun sağlıklı gıdaya ulaşmasını sağlamalı ama yapmıyor. Devlet balda analiz yapamıyor ama AB her yıl üreticiden gelip bal alıyor ve analiz yapıyor, yayımlıyor. Ama devlet bunu yapmıyor, yaptıysa acaba AB kadar bal odalarına girdi mi? 12 yıldır her sene AB gelip bizden analiz alıyor, Türkiye Arıcılar Birliği bu raporları alıp inceliyor, sorunların çözümüne yardımcı oluyor. Bizde sadece Tarımcılık oynanıyor.” dedi.