Kimlik ve nüfus araştırmalarını yıllardır sürdüren Mete Hatay, çok güzel özetledi, "iki arada bir derede" kalma hallerimizi…
Bu anlamda, Nezire Gürkan'ın TAK'taki röportajını ilgiyle okudum.
Mete Hatay diyor ki;

·        “Pilavuna-gullurigya satışlarında patlama oldu…"

·        "Manilere ilgi arttı… ‘Gonnara’, ‘Galbur’ gibi restoran isimleri çoğaldı..."

·        "Televizyonlarda yerelliği ön plana çıkaran köy programlarına talep arttı..."

·        "Folklor ekibi sayısı 70’i aştı..."

·        "… Harnup’tan ‘Lale’ye her alanda festivaller tavan yaptı..."

·        "Reklamlarda Kıbrıslı figürler kullanılır oldu”

·        “Hiç bu kadar Kıbrıslı olmamıştık”

* * *
İnsanoğlunun bilincinde var bu, "kaybettiğine" dört elle sarılmak…
Ve şu saptama da hem "çıkmazımızı" anlatıyor, hem de kimi anlarda "iki yüzlülüğümüzü"…

·        “Kıbrıslı Rumlara karşı Türk, Türkiyelilere karşı Kıbrıslı… Duruma göre tanım veya ağırlık değiştiren bir kimlik… İki arada bir derede kalma durumu”

* * *
"Kıbrıs Cumhuriyeti" pasaportu almaya ilk koşanların, "en milliyetçiler" olduğu biliniyor küçücük ülkemde…
Yine de…
İki arada bir derede kalma hallerimizde, ezilen ve bocalayan biz oluyoruz genelde…
Yoksa Türkiye de memnun halinden…
Güney’deki refiklerimiz de…

Nasıl görüyorsa!

İki manşet, aynı gün…
Yan yana koydum sakladım.
İçim yana yana okudum…
Başbakan İrsen Küçük, Haberdar'da diyor ki, "2012 çok daha güzel olacak…"
Yani geride bırakmaya hazırlandığımız bu yıl "güzel" ya, yenisi "daha da güzel" olacak demek ki (!)
"Güzeli buysa, yandık" deyişleriniz, duyar gibi oluyorum!

* * *
Halkın Sesi ise ekonomi uzmanlarının sözlerinden bir manşet yapıyor:
"Bugünleri arayacağız…"
Ekonomik anlamda hepimizi daha da kötü günlerin beklediğinden endişe ediyorlar ortak görüşle…

* * *
Ülke ekonomisinin "iyiye" gittiğini, "bolluk ve bereketi" hiçbir uzman, akademisyen, ekonomist, örgüt, yatırımcı göremiyor…
Bir tek Küçük görebiliyor!..
Hangi gözle bakıyor, nasıl beceriyorsa (!)

- "İki tel saçımız kaldı, onu da siz dökeceksiniz!.. Reklam uğruna maymun maskara olduk yani (!)…"