1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. ‘İKİ AYRI DEVLET’ NE Mİ GETİRECEK?
Sami Özuslu

Sami Özuslu

‘İKİ AYRI DEVLET’ NE Mİ GETİRECEK?

A+A-

Her şeyden önce hatırlatmakta fayda var ki, Kıbrıs için ‘iki devletli çözüm’ yeni bir kavram değil. Bunun mimarı rahmetli Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’tı. UBP de Denktaş ile birlikte uzun yıllar ‘KKTC tanıtılacak’ diyerek halka hayal sattı.

Lakin ‘iki devletlilik’, yani ‘KKTC’nin tanıtılması’ konusunda hiç adım atılmadı.

Neden?

Bu sorunun cevabı basittir: Türkiye böyle bir adım atamazdı da ondan.

Bunun aksini iddia edenlere FIFA’yı, FIBA’yı ve benzerlerini hatırlatmak yeter de artar bile…

Yani spor alanında bile ‘KKTC takımlarının önünü açın’ diyemeyen Ankara, ‘tanınma’ için BM nezdinden nasıl girişim yapsındı?

İç tüketim, yani ‘bizim mahalle’de sağ-muhafazakar kesimlerin kulağına hoş geliyor kuşkusuz ‘iki devlet’ kavramı… Çoğu zaman da ‘mevcut durum’, yani Kuzey’de de bir devlet örgütlenmesi oluşu birçok insanın algısında ‘zaten iki devlet vardır’ varsayımı ‘basit bir gerçek’ olarak yer alıyor.

“KKTC var mıdır?” sorusunun cevabı bizim için ‘evet’tir.

Soruyu ‘uluslararası hukuk’ bakımından sorarsanız ama, yanıt değişir.

Mevzu özetle budur.

***

BM Geçici Temsilcisi Lute bugün iki ‘toplum lideri’ ile görüşecek.

Tatar ikide birde ‘iki ayrı devlet’ ve ‘egemen eşitlik’ deyip duruyor.

‘Egemen eşitlik’ kavramı uluslararası ilişkiler bakımından önemli. Özellikle BM’nin ‘hamur’unda çok ciddi bir yer tutuyor ‘egemen eşitlik’. Özetle ‘üye ülkelerin kendi iç meselelerinde egemen oldukları ve buna her ülkenin saygı göstermesi prensibi’ olarak izah ediliyor bu kavram.

Lute bugünkü görüşmede “Sayın Tatar, bana şu ‘egemen eşitlik’ kavramını biraz açar mısınız?” derse, ne cevap alacak acaba?

“Muradınız nedir bu kavramdan söz ederek? Kıbrıs sorununa bulunacak çözüme nasıl bir katkısı olacaktır?” diye sorarsa Lute, Tatar’ın buna yanıtı ne olacak?

Daha doğrusu bir cevap verebilecek midir Tatar?

Gerçekten merak ediyorum, çünkü anlamak istiyorum.

KKTC bağımsız ve tanınmış bir ülke midir ve BM üyesi midir ki ‘egemen eşitlik’ talep ediyoruz biz?

Kıbrıs’ta bulunacak çözümde zaten her iki toplum da ‘tüm ada üzerinde egemenlik’ olmayacak mıdır?

***

Niyet ‘iyi’ değildir.

Niyet Kıbrıs’ta ‘kalıcı bölünme’ye yol açmak, buna zemin hazırlamaktır.

Ankara’nın sadece Maraş’ı değil, Kıbrıs sorununun tamamını kendi ihtiyaçları çerçevesinde ‘koz’ olarak kullanmakta olduğu açıktır. Bugün başka yarın başka, akşam başka sabah başka, içe başka dışa başka mesajlar vermesinin nedeni budur.

Dolayısıyla Türkiye yarın tüm söylediklerinden vazgeçebilir. “Dün dündür, bugün bugündür” diyebilir.

Lakin BM nezdinde ‘Kıbrıs Türk Toplumu Lideri’ olarak tanımlanan ve ‘tek temsilci’ olarak görülen bir makamda oturanın ağzından çıkacak her sözcük Kıbrıslı Türkleri bağlar.

Türkiye bu işten sıyrılır, sıyrılamazsa da umurunda olmaz. Ama okkanın altında Kıbrıslı Türkler kalır.

Neler mi olur ‘iki ayrı devlet’ ve onun örtülü şekli olan ‘egemen eşitlik’ten söz etmekle?

Tatar’ı ne kadar ciddiye alırlar bilemem ama çok şey olur!

Geçmişte ‘ayrılıkçı’ siyaset izlendiğinde olanlar olur.

Birincisi ‘suçlu sandalyesi’ne geri döner bu toplum…

Ambargolar, izolasyonlar daha da artar.

Hatta Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki ‘bireysel hakları’ dahi tehlikeye girebilir.

Kimlik, pasaport, doğum belgesi de dahil!..

Tatar’ın ‘taksim’ politikası ile gidilecek ‘köy’ belli ne yazık ki…

Umarım Lute Tatar’dan duyacaklarını ciddiye almaz.

Tek umudum bu!..

Bu yazı toplam 1553 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar