Berberde tıraş olurken içeri tanımadığım biri girdi, selam verdi, oturdu, sırasını beklemeye başladı.
Aynadan selamlaştık.
Doğrudan konuya girdi sonra…
- Gardaş, siz bilirsiniz muhakkak, müzakereler nasıl gider? Anlaşma var mı yakında?
Herhalde tanıyor, ‘gazeteci buldum, bilgi alayım, sohbet açayım’ diye düşünmüş olmalı…
Fazla uzatmadan, üç beş cümleyle söyledim söyleyeceğimi:
- İyi gidiyor işte… En azından Akıncı da Anastasiadis de pozitif durmaya devam ediyorlar. BM umutlu. Garantörler destek sözü verip duruyorlar. Ama bence sorunu biz çözemeyiz, zira öyle bir iç dinamik hareketi yok ortada… Gaz konusunda uluslararası çıkarlar denk düşerse eğer, Kıbrıs’ta iki günde anlaşma olur. Değilse işimiz zor…
Bir yandan kafamda giderek seyrekleşen ve bu yüzden de kesim sonrasında iyice ‘kabak’ görüntüsü veren saçlarıma berberin neler yaptığını izliyorum aynadan, diğer yandan da soru sahibinin mimiklerine bakıyorum, tatmin oldu mu cevaplardan diye…
Pek öyle görünmüyor aynadan!..
- Yok be abi… Ben Kıbrıs müzakerelerini sormadım.
- Ya neyi sordun?
- Su müzakerelerini… O nasıl gider? Yakında anlaşma var mı Türkiye’yle?
- Haa!!!

***

İster inanın, ister inanmayın, TC-KKTC arasındaki ‘su’ meselesi sokaktaki vatandaşın ilgisi bakımından 50 senelik Kıbrıs müzakerelerinin pabucunu dama attı.
Hem de ne atma!..
‘Ana’ ile ‘yavru’ arasındaki bu garip tartışmayı sadece politikacılar, bürokratlar ve basın izlemiyor. Vatandaş da çok yakından takip ediyor olup bitenleri…
Kim ne söylemiş, kim ne yapmış, kamuoyu yakinen ilgili…
Berberdeki sohbeti açan da bunun farkında…
- Boşver abi Akıncı’yı, Anastasiadis’i… Onlar anlaşacaksa anlaşacak zaten de bizimkiler Ankara’yla anlaşabilecek mi, sen ondan haber ver!
‘Ankara’ algısının sokaktaki vatandaş bakımından geldiği nokta bakımından bu diyalog önemli…
Toplumun genelinde bir ‘kaygı’, bir ‘tepki’ var. Bunun adı tam olarak nedir, bilemiyorum doğrusu… Ancak ‘Ankara’nın hal ve tavırları Kıbrıslı Türkleri mutlu etmiyor. Bu ilişki biçiminin ‘adil’ ve ‘hakkaniyet ölçüsü içinde’ olmadığını düşünüyor ‘sokaktaki vatandaş’…

**

Kesmesi, taraması, temizlemesi topu topu 6-7 dakikayı bulmayan saçlarımla ilgili operasyonu bitiren berber “Sıhhatler olsun” dediği sıralarda, yanlış anladığım ‘müzakere’ sorusunun doğrusunu yanıtlamaya çalışıyordum kendimce ve uzatmadan… Lakin araya girdi soru sahibi ve şunu dedi:
- Abi, belli ki bu iş bizim istediğimiz gibi olmayacak. Bence su gelmesin artık!..
Başka söze gerek yoktu. Berbere borcumu ödedim, selamlaştık, çıkıp gittim…