“İki kesimli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı federasyon tek seçenek”
Cumhurbaşkanlığı Siyasi İşler ve Tarih Özel Danışmanı, Teknik Komiteler Genel Koordinatörü Meltem Onurkan Samani, iki kesimli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı federasyonun tüm tarafların kabul edebileceği tek seçenek olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanlığı Siyasi İşler ve Tarih Özel Danışmanı, Teknik Komiteler Genel Koordinatörü Meltem Onurkan Samani:
“Kıbrıs sorunu, CransMontana’da neredeyse çözülüyordu. Aslında çözüm orada duruyordu. Ve hala duruyor. Bu süreçte yeniden teyid ettiğimiz en önemli nokta, iki kesimli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı federasyonun hâlâ tüm tarafların kabul edebileceği tek seçenek olduğudur”
“İki toplumun liderlerinin üzerinde uzlaşıp birlikte duyurdukları kararların uygulanmasının bu kadar uzun sürmesi elbette düşündürücüdür. Bir sorun düşünün ki, sorunun tarafları çözüm formülü konusunda uzlaşmış olsunlar ama onu 40-50 yılda gerçekleştiremesinler. Kıbrıs meselesinde yaşananı mikro düzeyde komitelerde ve güven yaratıcı önlemlerde yaşıyoruz aslında”
“Masada federasyon görüşülüyorsa, federal kültürün temel taşları, paylaşım ve uzlaşmadır. Bunların gelişebilmesi için hem işbirliği yapabilmek gerekir, hem Kıbrıs Sorunu’nun yarattığı iki tarafın yaşamakta olduğu gündelik sıkıntıları hafifletmek, iletişimi sağlamak gerekir ki güveni yaratabilelim”
Ödül AŞIK ÜLKER
Cumhurbaşkanlığı Siyasi İşler ve Tarih Özel Danışmanı, Teknik Komiteler Genel Koordinatörü Meltem Onurkan Samani, iki kesimli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı federasyonun tüm tarafların kabul edebileceği tek seçenek olduğunu vurguladı.
Meltem Onurkan Samani, “Kıbrıs sorunu, CransMontana’da neredeyse çözülüyordu. Aslında çözüm orada duruyordu. Ve hala duruyor. Bu süreçte yeniden teyid ettiğimiz en önemli nokta, iki kesimli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı federasyonun hâlâ tüm tarafların kabul edebileceği tek seçenek olduğudur” dedi.
Onurkan Samani, cep telefonlarının iki tarafta çalışması ve elektrik şebekelerinin sürekli bağlı olması konusunda alınan kararların 4 yıl sonra hayata geçecek olmasıyla ilgili şunları söyledi:
“İki toplumun liderlerinin üzerinde uzlaşıp birlikte duyurdukları kararların uygulanmasının bu kadar uzun sürmesi elbette düşündürücüdür. Bir sorun düşünün ki, sorunun tarafları çözüm formülü konusunda uzlaşmış olsunlar ama onu 40-50 yılda gerçekleştiremesinler. Kıbrıs meselesinde yaşananı mikro düzeyde komitelerde ve güven yaratıcı önlemlerde yaşıyoruz aslında.”
Teknik komitelerin çalışmaları hakkında YeniDüzen’e bilgi veren Onurkan Samani, federal kültürün temel taşlarının paylaşım ve uzlaşma olduğunun altını çizerek, bunların gelişebilmesi için hem işbirliği yapmak, hem de güveni sağlamak için Kıbrıs Sorunu’nun yarattığı gündelik sıkıntıları hafifletmek, iletişimi sağlamak gerektiğini söyledi.
Cep telefonlarının iki tarafta kullanılabilmesi konusunda operatörler arasında toplantıların sürdüğünü kaydeden Samani, önümüzdeki hafta Avrupa’daki bağlantı merkezi ile Avrupa Komisyonu’ndan üst düzey yetkililerin adada olacağını ve konuyla ilgili yol haritası ve takvimin bir-iki hafta içinde netleşmesini umut ettiklerini belirtti.
Meltem Onurkan Samani, Rum sanatçılara ait Kuzey’deki tabloların Güney’e iadesi ve Kıbrıslı Türklere ait PIK’teki kayıtların Kuzey’e iadesi konusunda Kıbrıs Türk tarafının hazır olduğunu, Güney’deki hazırlıklar tamamladıktan sonra değişimin yapılacağını ifade etti.
“Liderlerin üzerinde uzlaştığı kararların uygulanmasının uzun sürmesi düşündürücü”
Soru: 26 Şubat’taki liderler görüşmesinde GSM ve elektrik konusunun hayata geçirilmesi yönünde karar alındı. 4 yıl önce gündeme gelen bu konular şimdi uygulanıyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Onurkan Samani: Cep telefonlarının karşılıklı olarak iki tarafta çalışabilmesi ve elektrik şebekelerinin kalıcı olarak bağlanması, 2015 yılında Sayın Akıncı’nın Cumhurbaşkanlığı’na seçilmesiyle birlikte Sayın Anastasiades’le başlattıkları süreçte aldıkları ilk kararlardandır. Çok da isabetli kararlar olduğunu düşünüyorum. Öncelikle bu önlemler,her iki toplumun tüm bireylerinin yararlanabileceği niteliktedir. Her ikisi de gündelik ve pratik ihtiyaçlara yanıt verirken, aynı zamanda toplumlararası temas ve işbirliğinin uzun vadeli yararlarının görülebileceği kararlardır. Zaten kamuoyları bu kararları heyecanla karşılamıştı.
Ancak haklısınız bu kararların hayata geçirilebilmesi dört yılımızı almış olacaktır. Bu dört yılda karşımıza çeşitli zorluklar çıkarıldı. Tümü de kararlı ve samimi tavır ve ciddi çabayla aşıldı. Teknik sorun olduğu söylendi. Teknik olarak mümkün olduğu, yerli ve yabancı uzmanların da teyidiyle gösterildi defalarca. Yasal sorun olduğu söylendi. Onun da formülleri bulundu. Örneğin telefonlarla ilgili Avrupa’daki bir merkez üzerinden bağlantı kurulması bizim en baştan önerdiğimiz formüldü. Önemli olan sonuç. Dört yıl sürmüş olsa da inandığımız ve herkesin yararlanacağı bu adımların hayata geçecek olması çok kıymetlidir. Makul, mantıklı ve herkesin yararına olan formüllerde pes etmeden kararlı duruş sergilemenin sonuç getirmesi ayrıca umut verici olacaktır. Kıbrıs sorununun bütünlüklü çözümü için de mantıklı, dengeli, eşitlikçi, tüm tarafların içine sindirebileceği çizgiden sapmamak sonuç getirebilecektir.
İki toplumun liderlerinin üzerinde uzlaşıp birlikte duyurdukları kararların uygulanmasının bu kadar uzun sürmesi elbette düşündürücüdür. Bir sorun düşünün ki, sorunun tarafları çözüm formülü konusunda uzlaşmış olsunlar ama onu 40-50 yılda gerçekleştiremesinler. Kıbrıs meselesinde yaşananı mikro düzeyde komitelerde ve güven yaratıcı önlemlerde yaşıyoruz aslında. Kıbrıs sorunu denilen meselenin de nasıl çözüleceğine dair tüm tarafların kabul edebileceği formül on yıllar önce belirlenmişti; iki kesimli, iki toplumlu, siyasal eşitliğe dair federasyon.
“Federal kültürün temel taşları, paylaşım ve uzlaşmadır”
Soru: Kıbrıs meselesinde 40 yıldır federasyona ulaşılamamış olmasının nedeni nedir sizce? Komitelerin bu süreçteki rolü nedir?
Onurkan Samani: Bugüne kadar üzerinde uzlaşılabilen tek formül olan federasyona 40-50 yıldır ulaşamıyorsak, ya taraflardan bazıları samimi değildir, ya taraflar uzlaşılan çözümden farklı şeyler anlıyordur, ya da aradaki güvensizlik o derece ciddi boyuttadır ki uzlaşılan çözüme bile hazır hissetmemektedirler. Ortada güven sorunu varsa, statükodan hiçbir taraf memnun olmadığını ifade ediyor olsa bile statükonun devamını tercih ediyor veya acele etmiyor olabilir. Bunların üstüne iyice eğilmek lazım. Müzakere masasında çözümün siyasi ve hukuki metinleri üzerinde uzlaşılmaya çalışılırken, toplumların o çözüme hazırlanması ve çözümü sürdürülebilir kılmak için o çözümün kültürünü ve hazırlığını komitelerle yapmak gerekirdi. Komiteler bu nedenle kurulmuş olup, çok önemli rolleri var aslında ama maalesef Güney’de çok fazla kişinin bunun farkında olduğunu zannetmiyorum.
Masada federasyon görüşülüyorsa, federal kültürün temel taşları, paylaşım ve uzlaşmadır. Bunların gelişebilmesi için hem işbirliği yapabilmek gerekir, hem Kıbrıs Sorunu’nun yarattığı iki tarafın yaşamakta olduğu gündelik sıkıntıları hafifletmek, iletişimi sağlamak gerekir ki güveni yaratabilelim. Ayrıca birlikte üzerinde uzlaştığımız formülün de iyice anlatılması gerekir ki toplumlar müzakere etmekte olduğumuz federasyondan aynı şeyi anlayabilsin. Örneğin siyasi eşitlik olacaksa, bunun gereğinin, kararları birlikte almak olduğunun anlatılması gerekir.
Müzakere tarihinde ilk kez Sayın Akıncı ile Sayın Anastasiades döneminde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komitesi, Kültür Komitesi ve Eğitim Komitelerinin kurulmuş olması sözünü etmekte olduğumuz barış kültürünün, federal kültürün gelişmesinde umut vericidir. Sayın Akıncı’nın zaman zaman ifade etmekte olduğu zihniyette dönüşüm ancak eğitim ve kültüre yatırımla söz konusu olabilecektir.
GSM- Avrupa’daki yetkililer adaya geliyor...
Soru: Telefonların iki tarafta çalışabilir olması konusunda öngördüğünüz bir tarih var mı?
Onurkan Samani: Arzu edilen, en kısa sürede olmasıdır. Sayın Akıncı’dan talimatımız, “teknik olarak mümkün olabilecek en kısa zaman”dır. Bize verilen bilgi, 1.5-2 ayda olabileceğidir. Bu süre teknik görüşmelerin sonuçlanmasından sonra başlayacak süredir. Operatörler arasında toplantılar sürmektedir. Önümüzdeki hafta Avrupa’daki bağlantı merkezi ile Avrupa Komisyonu’ndan üst düzey yetkililer adada olacaklar. Konuyla ilgili yol haritası ile takvimin bir-iki hafta içinde netleşmesini umut ediyoruz.
Tablolar iade edilmeye hazır...
Soru: Rum sanatçılara ait Kuzey’deki tabloların iadesi ve Kıbrıslı Türklere ait PIK’teki kayıtların alınması konusu da heyecan yarattı. Bu değişim ne zaman yapılacak?
Onurkan Samani: En kısa zamanda. Biz hazırız. Tabloların tasnifi yapıldı, fotoğrafları çekildi, titizlikle paketlendi. Güney’deki muhataplarımız da hazırlıklarını tamamladıkları vakit bu değişim yapılacaktır. Tabloların ve kayıtların değişimi gerçek anlamda insanların içini ısıtan, karşılıklı jestlerin mümkün olabileceğini gösteren bir tür güven yaratıcı önlem oldu.
Soru: Toplumları, gelecek nesilleri hazırlamanın, federal kültürü yaymanın yolu eğitimden de geçiyor. Eğitim Teknik Komitesi’nin çalışmaları nasıl gidiyor?
Onurkan Samani: Eğitim Teknik Komitesi Akıncı-Anastasiades döneminde kurulabildi. Olumsuz bir olay, komitenin kurulmasına vesile oldu. 2015’te 15 Kasım’ı protesto gösterilerinde, çoğunluğu ortaokul-lise öğrencisi bazı Rum gençlerin Kıbrıslı Türk olduğunu düşündükleri kişilere ve araçlara saldırmaları sonucunda iki lider eğitime el atmak gerektiği, şiddet kültürü ve önyargılar üzerine eğilebilecek bir komitenin kurulması konusunda uzlaşmışlardı. Bunun üzerine 3 maddelik bir görev yönergesi üzerinde anlaşılmıştı. Birinci madde iki taraftaki eğitim sistemlerinin mevcut durumunu raporlamak ve kapsamlı öneriler hazırlamaktı. Komite bunu çok kısa sürede yaptı ve raporu liderlere sundu. Rapordaki önerilerin uygulanması durumunda eğitimde çok ciddi ilerleme kaydedilmiş olacaktır.
İkinci madde öğrencileri, öğretmenleri ve aileleri bir araya getirebilecek eğitsel faaliyetler düzenlemek ve barış kültürü programları uygulamaktı. Bu da başarılı gidiyor. “Imagine” adıyla gerçekleştirilen programa her iki taraftan binlerce öğrenci ve yüzlerce öğretmen katılmıştır. Bu program devam ediyor. Aileleri de bir araya getirmeyi planlıyoruz. Ayrıca eğitsel materyaller de hazırlanacak.
27 Mart’ta her iki taraftan 25’er öğrenci bir araya gelecek ve ilk kez Lefkoşa’daki kültürel ve tarihi yerleribirlikte yürüyerek gezecekler. Nisan ayında ise Kuzey’de Othello’ya, Güney’de ise Neolithic Dönem yerleşim yeriKhirokitia’ya birlikte ziyaret yapacaklar. Bu pilot uygulamalar için hazırlık çalışmalarımız sürüyor.
Biliyorsunuz federal çözümde eğitim, kurucu devletlerde kalıyor. İşten yönergedeki üçüncü madde, kurucu devletlerdeki eğitimin birbiriyle nasıl koordinasyon içinde olacağı, harmonizasyonun nasıl yapılacağı, bir takım işbirliği anlaşmalarıyla oluşturulacak ortak kurulların nasıl çalışacağı konusunda çalışma yapmaktı. Bu maddede biraz az ilerlendi; çünkü bu müzakerelerle bağlantılı bir konu. Konunun masada şekillenmesi, detayların netleşmesi sonrasında komite faydalı öneriler yapabilecektir.
Kültürel Miras Teknik Komitesi...
Soru: Kültürel Miras Teknik Komitesi’nin çalışmaları sık sık basına yansıyor, çok verimli çalışan bir komite olduğu görülüyor. Bu komitenin çalışmaları hakkında ne söyleyebilirsiniz?
Onurkan Samani: Kültürel Miras Teknik Komitesi en iyi çalışan komitelerimizden bir tanesidir. 2008 yılında oluşturulan ve kurumsallaşmış bir komitedir. Eş başkanları ve üyeleri gönüllü olarak ve iyi niyetle çalışan kişilerdir. Bu durumun, komitenin iyi çalışmasında önemli bir faktör olduğunu düşünüyorum. Diğer faktörler arasında, ortak kültürel mirasın korunmasına iki tarafın da destek veriyor olması, komitenin proje bazlı çalışıyor olması da sayılabilir. Bir proje hazırlanıp onaylandıktan sonra, BM Kalkınma Fonu’nun gözetiminde ve Avrupa Komisyonu’nun finansmanıyla yürütülüyor olduğundan Kıbrıs sorunundaki dalgalanmalardan çok etkilenmeden projelerin hayata geçmesi sağlanmış oluyor. Belki de diğer komitelerin de bu model örnek alınarak güçlendirilmeleri gerekmektedir. Avrupa Komisyonu ve BM teknik komitelere bir miktar bütçe sağlamaya hazırlanıyor. Bütçe projeler bazında kullanılacak. Komitelerin hazırladığı, iki tarafın siyaseten onayladığı projeler değerlendirilecek ve finansman sağlanacak.
Kanlıdere’nin rehabilitasyonu...
Soru: Çevre Teknik Komitesi’nin de ada genelindeki çevresel sorunların belirlenmesi, giderilmesi ve ortak çevre bilinci geliştirilmesine yönelik çalışmaları var. Arıtma tesislerine ziyaretleri oldu, bir ortak ekolojik dil yaratmak ve okullara çevre eğitiminin konması da hedefleri arasındaydı. Bu komitenin çalışmaları ne durumdadır?
Onurkan Samani: Çevre Komitemiz de bana göre gerek başkan ve üyelerinin niteliği ile adanmışlıkları, gerekse çalıştıkları konuların tüm tarafların yararına olduğunun çok açık olması gibi nedenlerle, işbirliği projeleri gerçekleştirebilme potansiyeli yüksek bir komitedir. Ortak ekolojik dil yaratma ve okullara çevre eğitimi verilmesi konusunu Eğitim Teknik Komitesi’yle işbirliği içinde uygulamaya koymamız gerekiyor.
Çevre Teknik Komitesi Kanlıdere’nin rehabilitasyonuyla ilgili bir proje de geliştirdi. Buna iki tarafın onayı vardır ve hem AB hem BM’den destek gören bir projedir. Bu projenin de hayat bulacağını umut ediyoruz. Belediyeler de bunu destekliyor.
“Suçluların iadesi konusunda da kararlı duruş”
Soru: Suç ve Suça İlişkin Konular Teknik Komitesi de özellikle bir tarafta suç işleyenlerin diğer tarafa kaçması noktasında gündeme gelen bir komitedir ancak suçluların iadesi konusunda bir uzlaşma sağlanamamıştır. Bu çalışmalar ne aşamadadır?
Onurkan Samani: 2008 yılında kurulan Suç ve Suça İlişkin Konular Teknik Komitesi’nde iki taraf suçluların iadesi konusunda bir uzlaşı sağlayamamıştır ama iki tarafın polis yetkilileri arasındaki iletişimi sağlamaktadır. Bir tarafta suç işleyen bir kişinin diğer tarafa geçmesi ve cezalandırılmamasını ne vicdan kaldırır ne de güvenlik açısından sağlıklıdır. Bu durum “içimizde katiller, suçlular dolaşıyor” duygusu yaratır ve suça teşvik de eder. Suçluların iadesi konusunda da kararlı duruş sergileyerek bir noktaya varmak istiyoruz, bu yöndeki çalışmalar da sürüyor.
“Yeni kapı önerilerine temkinli yaklaşıyoruz”
Soru: Geçiş Kapıları Teknik Komitesi’nin çalışmaları neticesinde de en son iki kapı daha açıldı. Lefkoşa’da belediyelerin açılmasını talep ettiği yeni kapılar da var. Bu konuda çalışmalar ne durumdadır?
Onurkan Samani: Son dönemde geçiş kapıları konusunda çok ciddi zorluklar aşılarak iki kapı açıldı. Çok yıpratıcı bir süreçti. Sayın Cumhurbaşkanı Akıncı’nın bu konuda sadece Güney’in talepleriyle değil aynı zamanda kendi iç işleyimizdeki sıkıntıların aşılmasında bizzat uğraştığının yakın şahitlerindenim. Şimdi yeni kapı önerilerine temkinli yaklaşıyoruz; ancak, bu konuda da makul, mantıklı, uygulanabilir olan, iki tarafın yararına olabilecek yeni öneriler değerlendirilebilir.
Soru: İnsancıl Konular Teknik Komitesi ve Sağlık Teknik Komitesi’nin çalışmaları hakkında da bilgi verir misiniz? Çalışmaları basına en az yansıyan komiteler bunlar sanırım...
Onurkan Samani: İnsancıl Konular Teknik Komitesi, insani ve gündelik konularda ciddi iş yapabilecek potansiyelde bir komite olmakla beraber tanınma-tanınmama meselesinden en az etkilenmesi gerekirken, en fazla etkilenen ve o anlamda görev tanımlarında bile uzlaşamayan bir komite durumundadır. Crans Montana’dan sonra BM’nin de teşvikiyle bu komiteyi de canlandırmaya başladık. Son toplantıda engelliler ve down sendromlularla ilgili karşılıklı işbirliği yapma konusunda bizim bir önerimiz oldu, Rum tarafı da buna sıcak bakmış gibi görünüyor. Bu gibi konularda temasları ileriye götürmeye çalışacağız.
Sağlık Teknik Komitesi çalışan bir komitedir ama bahsettiğim sebeplerden dolayı çalışmaları arzulanan düzeyde değildir. Sağlık komitemiz olası bir salgın hastalık durumunda Kriz yönetimi komitesiyle birlikte duruma nasıl müdahale edilebileceğine yönelik ortak bir tatbikat önerisi sundu. Ancak tatbikat önerimize, sadece bir seminer yapılması önerisiyle yanıt verildi. Bu konuyu müzakere etmeye devam edeceğiz.
Soru: Kriz Yönetimi Teknik Komitesi’nin yaptığı bazı ortak tatbikatlar oldu ama gerçek afet durumlarında işbirliği yapılmadığını görüyoruz...
Onurkan Samani: Bir doğal afet durumunda komitenin nasıl hareket edeceğine dair bir mekanizmanın kağıt üzerinde oluşturulması konusunda çalışma yapıldı ama o da sonuçlanamadı. “Kriz olursa liderler konuşur” yaklaşımı var. Bu komiteler, herhangi bir işbirliği durumunda Kuzeyin statüsünün yükseleceği, KKTC’nin tanınacağı, 1974’ün sonuçlarının normalleşeceği, Kıbrıslı Türklerin çözüme ihtiyacının kalmayacağı ve benzeri gerekçelerden en fazla etkilenen komitelerdir.
“İşbirliği yapmadan güven yaratmaya çalışıyorlar”
Soru: Teknik komitelerin önündeki en büyük engel Kuzey’in statüsünün yükseltilmesi endişesi herhalde...
Samani: İşbirliği yapmadan güven yaratmaya çalışıyorlar. Herhangi bir işbirliğinin kuzeyin statüsünü yükselteceğini düşünüyorlar. Halbuki, Kıbrıs sorununda taraflar birbirini tanımadığı ve kurumsal işbirliği yapmaya yanaşmadığı için komiteler kurulmuştur. Komite çalışmalarında bu tür endişeler öne sürerek engeller çıkartılması mantıksızdır. Aslında teknik komitelerde ciddi çalışmalar yapılıyor,ama sonuç alınamadığında motivasyonunuz zayıflayabiliyor. Telefon ve elektrik konularının 4 yıldır sonuçlanmamış olması güven yaratayım derken neredeyse güvensizlik yaratmaya varıyordu. Siyasi kararı alınmış olanların uygulanması önemlidir. Liderlerin, Sayın Akıncı’nın yaptığı gibi, aldıkları kararların uygulanabilmesi için kararlarının arkasında durabilmeleri gerekir. Bizim cumhurbaşkanımız bunu kararlı şekilde yapmaya devam ediyor.
Soru: Bir tarihçi olarak bu çalışmaların Kıbrıs’a olası etkileri konusunda neler söylemek istersiniz?
Onurkan Samani: Bir tarihçi olarak baktığımda, bu komitelerin her birinin katkısının nasıl bir değişime yol açtığını daha sonra görebileceğiz diye düşünüyorum. Bazen içinde yaşarken çok uzun bir zaman dilimi gibi görünen süreler tarihsel perspektifte çok da uzun değildir. Bu gözlükle bakmaya çalıştığımda, son 3-4 yıl içinde komitelerde de müzakerelerde de önemli ilerlemeler sağlanmıştır. Kıbrıs sorunu, Crans Montana’da neredeyse çözülüyordu. Aslında çözüm orada duruyordu. Ve hala duruyor. Bu süreçte yeniden teyid ettiğimiz en önemli nokta, iki kesimli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı federasyonun hâlâ tüm tarafların kabul edebileceği tek seçenek olduğudur.