İki kişiden biri lanet ediyor!
Bir insanın, bu ülkede son olmak isteyeceği yer, Ulusal Birlik Partisi başkanlığıdır herhalde!
Deli oluyorlar.
Onca ah içinde!
* * *
Ülke için “siyasi istikrar” elbette önemlidir. Seçim yorgunluğu ve sürekli değişen siyasi kadrolar planlı gelişimi, kurumsal hafızayı, çağdaş dönüşümü olumsuz etkiliyor.
Çürümeyi hızlandırıyor.
Yozlaşmayı…
Yine de “istikrar” tek gösterge değildir!
Hatta kimi zaman tersten çalışıyor.
Kirlenmenin istikrarı korunuyor.
Tüm yerel sorunlarımızın kaynağı iki yılda bir seçime gitmek ve hükümet değişimi değil, en fazla da siyasi cesaret, vizyon ve irade eksikliğidir.
Kapasitesiz insanların iş tutmasıdır başımızda!
İstikrar mı dediniz?
Buyurunuz, Mağusa Belediyesi’ne bir göz atınız.
8 senedir aynı başkan yönetiyor.
Hem de kesintisiz.
Tam da “başkanlık sistemi” gibi!
Seçim arası olmamış.
Bu ülkenin en gözde belediyesi böyle çökmüş, on yılda, taş taş üstünde bırakılmamış “istikrarlı” bir yapıda!
* * *
Kayırmacılığa, hizmet üretmeyen hantallığa, arsızlığa ve bencilliğe, illaki partili ayırımcılığına, eşitsizliğe ve özensizliğe dair “istikrarı” bozacak ve bu “düzen”i tüm sancıları göze alarak yıkacak bir siyasettir asıl olan!
Yaranma derdi olmayacak kimselere!
Yoksa mevcut akılla ve omurgasız duruşla, aynı hükümet ya da kadro on sene kalsa ne olacak, ne değişecek her seçim vaktinde yapılabilse…
* * *
Şimdi çok merak ediyorum, Ulusal Birlik Partisi’nin kurultayına kilitlenen kitleler ne bekliyorlar?
Ülke tam bir “enkaza” dönüşüyor!
Kendileri “kukla.”
Her iki insandan biri - en az - doğrudan küfrediyor bu partinin üst yönetimine!
Onayladığım için söylemiyorum.
Ama sokakta manzara bu!
Düşünsenize, yaşadığınız ülkede her iki insandan biri sizin adaletinize, yönetim anlayışınıza, niteliğinize, varlığınıza lanet okuyor neredeyse…
Canınızı yiyorsunuz o makama tutunmak için!
Anlamıyorum hiç!
Bu hırs niye?