1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. İki konu: DAÜ ve ‘cep’te zam
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

İki konu: DAÜ ve ‘cep’te zam

A+A-

 

Doğu Akdeniz Üniversitesi’ne ‘siyasi otorite’ müdahale etti!..
‘Devrik’ yönetim de öyle ‘özerk’ falan değildi...
Bal gibi o da ‘siyasi’ydi...
Ve o da ‘dayatma’ ile gelmişti.
İlkokulu, koleji sattı!.
Tam bir ‘kılıfına uydurma’ yöntemiyle…
Şu anda ‘siyasetin devirdiği mağdur’ gibi gösterilen eski rektörün bu ‘marifeti’ni nedense anımsamıyor kimse…
‘İki eğriden bir doğru’ da çıkmıyor elbette...

***

Siyaset elini çekmeli üniversiteden, doğru.
Bu nedenle “siyaset marifetli” atamayı, onaylamam.
Ama!..
Önceki döneme de “özerk, bilimsel” diyemem…
Eğer ‘bumerang yönetimi’ olmuşsa tercihiniz, kaçamazsınız kendiniz dahi...
“Siyasi müdahale”ye kızanların tartışmasını “dinime söven Müslüman olsa” özdeyişiyle izliyorum yani!..

***

O nedenle illa ki ‘taraf’ olacaksak meseleye, geçmişi ‘aklayarak’ ya da şimdiki yönetimi de ‘onaylayarak’ olmaz!..
Bir an önce üniversiteyi gerçek bir ‘özerkliğe’ kavuşturmaktır üzerinde yoğunlaşılması gereken.
Ve şunu da not düşeyim…
“Özerklik” salt “yönetim” anlamında da olmaz…
“Mali” özerklik yoksa “idari” özerklik başarılamaz kolay kolay!..

***

Ve ikinci konumuz…
‘Cep’ zammı!..
Bir kez daha ‘özelleştirme’ dersini bu vesileyle almış olduk...
Güler yüzlüdür, renklidir, hizmette sınır yoktur…
Ama ‘kâr’dan taviz olmaz!
Ve hatta ‘rakipler’ dahi ‘birleşir’ böylesi zamanlarda...
‘Gardaşcık’ olur (!)
‘Elektriği’ üretim maliyetinin altında satmasına rağmen Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nun en küçük fiyat düzenlemesinde kıyameti kopartanlar, şimdi varsınlar bakalım ‘özelleştirilmiş’ telefonun keyfine ( ! )
Üretim araçlarının ‘halkın’ kontrolünden çıkması demek, ‘sermaye’ sahiplerinin ‘kâr’ hesaplarına teslimiyettir.
Bu yolda ne ‘çalışanların’ gelecek garantisi hesaplanır; ne de ‘toplumun’ alım gücü…
Asıl olan ‘sermayedar’ın kasa defteridir…

Elbette ‘devlet’in ‘ağır vergileri’ de toplumun cebinden çıkan bir diğer ‘yük’tür ki, sermaye sahipleri ‘vergi şampiyonluğu’ diyerek bunu dahi kendi ‘takdir’ hanelerine yazarlar.

***

Şimdi açınız akıllı telefonunuzu ve ‘google’ dostunuza sorunuz bakalım, ‘kapitalizm’ neymiş böyle!.
Ve biliniz ki elektrikte, telefonda, eğitimde, sağlıkta kendimizi korumanın yolu kurumlarımızı korumaktır…
Yani özel ödeneklerden, tahsisatlardan önemlisi bu kurumların yaşamasıdır…
‘Sürdürülebilir’ yapıdır.
‘Üreten’ emektir.
İnsanlara hizmettir, güler yüzdür, yatırımdır, çalışanın ve toplumun mutluluğudur…
Ama kalitedir!
‘Özel’in hizmet ve verimlilik anlayışını ‘kamu’ya kazandırmalı; sermayedarın ‘kâr’ını değil ‘toplum’un mutluluğunu odağa alarak kurumlarımızı mutlaka KORUMALIYIZ.

Bu yazı toplam 2780 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar