Önümüzdeki Pazar günü yine sandık başına gidiyoruz. Yine dedim çünkü son 11 yılda tam 11 defa sandık başına gittik. Yani bu küçücük ülkede ortalama her yıl sandıklar kuruldu. Bu sonuçtan seçmen de usandı, siyasi partiler de yoruldu, ülke ekonomisi de yıprandı.

Ama yapacak birşey yok. 5 yılda bir yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi için gün geldi çattı. Yine gidecek ve oyumuzu kullanacağız.

Bu seçimde ilk kez çok adaylı ve sonucu kestirilemeyen bir süreç yaşıyoruz. Daha önce de çok adaylı seçimler yaşadık ama bu adaylardan biri, ya da ikisi öbür yarışta idi. Öteki adaylar ya siyasi parti adayı, ya da bu seçimde olduğu gibi her zamanki adaylardı.

Bu kez 7 adayın 4’ünün yarışta olduğu söyleniyor. Evet bu yarışta 4 aday var. Ama Pazar günü finişi koşulacak bu yarışı önde bitiren 2 aday bir hafta sonra yeniden yarışacak.

Şimdi soru bu iki adayın kimler olacağıdır.

Bazı kesimler seçmenin siyasi partilere tepkisi olduğunu bu nedenle seçimi bağımsız adaylardan birinin kazanacağını iddia ediyor. Seçmenin siyasi partilere tepkili olduğu doğrudur. Ama yarışta olan adayların sadece biri siyasi parti adayıdır. Geri kalan 3 aday da bağımsız adaydır. Tabii yılların politikacısı Eroğlu ya da Akıncı ne kadar bağımsız olabilirse.

DEMOKRASİLERDE SİYASİ PARTİLER OLMAZSA OLMAZDIR:
Seçim siyasi bir faaliyettir. Siyasi faaliyeti de siyasi partiler yapar. Siyasi parti aynı dünya görüşünü savunan gönüllü bireyleri oluşturduğu bir örgüttür. Bireyler siyasi faaliyetlerini ancak böyle bir örgütlenme ile başarıya ulaştırabilir ve bulunduğu coğrafyada yaşayan tüm insanların yaşam kalitesini yükseltmek için güç oluşturabilir.

Tek tek bireyler elbette siyasi faaliyet yapabilirler ama örgütsüz siyasi faaliyetin başarıya ulaşması mümkün değildir.

Bu anlamda bu seçimde yarışta olan tek bağımsız aday Özersaydır. Ama Özersay da önümüzdeki süreçte siyasi faaliyetlerini sürdürebilmek için ya mavcut siyasi partilerden birine katılacak, ya da yeni bir siyasi parti kurmak durumunda kalacaktır. Başka türlü siyasi faaliyet kendi kendini tatmin etmekten öteye gidemez. Özersay’ın da böyle bir amacı olmadığını düşünüyorum.

BU YARIŞI KİMLER ÖNDE TAMAMLAYACAK:
Ben büyük bir sürpriz olacağını düşünmüyorum. Evet yarışın başında hiç kimsenin tahmin edemeyeceği beklenmedik sonuçlar olacak. Ama sonucu değiştirecek kadar etkili olabilir mi bilemem.

Benim çeşitli kaynaklardan derlediğim anket sonuçları henüz sürpriz göstermiyor. Ülkenin en büyük siyasi partisi CTP-BG adayı Sibel Siber 2.inci tur için en iddialı adaydır. Çünkü hem partisinin kök oyları ciddi oranda yüksektir, hem de kendisi bugüne kadar alınan en yüksek karma oyu almıştır. Ayrıca gerek kısa Başbakanlığı döneminde, gerekse meslek yaşamında çok sevilen bir yapısı vardır.

İki büyük partinin desteklediği sözde bağımsız Eroğlu da hala 2.inci tur iddiasını sürdürüyor. Çünkü hem UBP’nin hem de DP-UG’nin ciddi bir taban oyu vardır. Her ne kadar da bu seçimde bu iki partinin taban oyları da erozyona uğrasa bile ne kadarının erozyona uğrayacağı henüz bilinmiyor.

TDP ve BKP destekli Akıncı’nın taban oyu düşüktür. Buna rağmen Akıncı bu taban oyunun üzerinde bir oy oranına ulaşacak. Ama bu onu 2.inci tura taşır mı bilemem. Benim derlediğim bilgilerde henüz o noktaya ulaşamadı. Üstelik şu anda aşağıya doğru seyir halindedir.

Özersay ise hemen herkesi şaşırtacak miktarda oy alacak. Ama 2.inci tur şansı olmaz diye düşünüyorum. Çünkü herhangi bir taban oyu olmadığı için sıfırdan başladı. Alacağı her oy +1 olacak. Bu da onu önümüzdeki dönem siyasi yaşamda ciddi bir figür yapacak diye düşünüyorum.

Bu durumda 2.inci tur yarışı Sibel hanımla, Eroğlu arasında olacak. 19 Nisan’da ciddi biçimde yaralı çıkacak olan Eroğlu 26 Nisan’da belki de yarışmadan sahayı terkedecek. Ama yarışsa da sonuç değişmeyecek. 5 yıllık Cumhurbaşkanlığı döneminde görüşme masasında en küçük bir ilerleme sağlayamayan Eroğlu bu seçimi şimdiden kaybetti.