Kamuda 13’üncü maaş da ödendi mi, sanki ‘ay’a astronot göndermiş gibi ‘mühim’ bir meseleyi daha çözmüş olacağız (!)
Peki sonrası?

***

Başımızın “dank” dediği yerdeyiz!..
İlk değil üstelik.
Öyle görünüyor ki “son” da olmayacak.
Türkiye’den para gelirse vay, gelmezse gene vay!..
‘Sessiz’ bir bekleyiş hakim!.
İç sessizlik bu, hesaplı kitaplı...
“Hele bir para gelsin”e yattık şimdi.
Sonra hep birlikte bağıralım: İstemiyoruz!
Ama hele bir gelsin de öyle (!)
Siyasetçisi... Sendikacısı... Örgütlüsü örgütsüzü bekleme moduna geçtik.

***

‘Su yönetimi’nde siyasi iradenin bir dik duruşu var, şimdilik!..
Peki bu ‘duruş’a destek anlamında bir eylemlilik hali gördünüz, duydunuz mu?
Oysa hele bir ‘su yönetimi’ de denizin ötesine ihale edilsin, hele de maliyeti biraz artsın suyun, o zaman göreceksiniz hengâmeyi...
Dik durursa hükümet, para gelmezse, yine rezalet (!)

***

Ekonomik protokol de imzalanmamış henüz!..
Yani bütçedeki açık bu durumda  1.5 milyar TL falan!..
Artış için niyet var, takat yok durumu.
Türkiye’den gelen mesaj açık seçik...
- Kamu reformu, diyor...
- Su yönetimi, diyor...
- Tarım reformu, diyor....
Diyor da diyor...
Bunların bir kısmını sokaktaki yurttaş da söylüyor aslında...
Ama ‘hakikat’le yüzleşmeyerek bu çarpık düzene tutunanlar da “Türkiye’nin dayatması” söylemi üzerinden savunuyorlar, ‘cicim statüko’larını.

***

O kadar çok çelişki var ki!..
“Kamu reformu” olsa, “vay efendim” yükselecek sesler...
Olmasa, para gelmeyecek, yine kızılca kıyamet...
“Para yoksa bulacan canım, bulamasan gidecen canım” plağı tekerlenecek...
Gitseler ne olacak yani?
“Gelen” petrol mü bulacak, altın mı yoksa?

***

Tarım reformu olsa, vay!..
Olmasa ‘ürün bedelleri’ne para yok bu kez!..
Hem de nasıl vay!..
Yani iki ucu kirli değneğin, iki ucu keskin!..
‘Dokunsan yanarsın’ her yerine...

***

Kimselerin ‘bedel ödemeye’ falan da niyeti yok, açıkçası...
En iyisi beklemek...
- “Hele bir para gelsin...”
Sonrası kolay...
- Parayı da istemeyiz...
- Reformu da...
- Hükümeti de...
Ay’a astronot göndereceğiz, bekle!