“Seçme şansınız olsaydı eğer ikinci turda kiminle yarışmak isterdiniz?” diye sorsalar Mustafa Akıncı’ya tereddütsüz Ersin Tatar’ı ister.
Pek çok Akıncı müptelası da aynı yanıtı verirdi.

*  *  *

O nedenle Akıncı’nın propaganda merkezinden yayılan fısıltı “ikinci turda Akıncı-Tatar yarışacak” üzerine çoğalıyor.
Bir politik manzara ya da durum tespitinin ötesinde bu söylem “temenni” olarak öne çıkıyor, hatta giderek bir kampanyanın ana unsuruna dönüşüyor.

*  *  *

Birleşik Kıbrıs’ı hedefleyen bir kitle, bilinçli ya da bilinçsiz, belki hiç de arzu etmeden, aslında “adada kalıcı bölünme” hedefli bir siyasetin yelkenini şişiriyor.
Tatar’ı çoğaltıyor, Akıncı’ya “makul rakip” ararken (!)
Aslında Tatar’la birlikte çoğaltılan ayrılık, şükran ve menfaatçilik siyaseti oluyor.

*  *  *

Seçimi değil de barışı, sol değerleri, federal kültürü düşünüyorsak eğer...
Bilginin yerini komiklik alsın istemiyorsak…
O zaman “Akıncı-Erhürman” ikinci turunu talep etmek gerekir, içtenlikle, samimiyetle...
Temenni etmek ve bunu çoğaltmak…
Üstelik böylesi de bir zemin varken…

*  *  *

İşin daha ilginci şu...
“İkinci turda kiminle yarışmak istersin” diye sorsalar Ersin Tatar’a o da tereddütsüz Mustafa Akıncı diyecek.

*  *  *

Peki, Tufan Erhürman’a sorsalar, “seçme şansınız olsaydı eğer ikinci turda kiminle yarışmak isterdiniz?”
Doğrusu tam da kestiremiyorum yanıtı...
İlk turu aşarsa, sanırım, ikinci tura dair herhangi bir tercihe ihtiyaç duymaz.

*  *  *

Üç hatırlatma yapmak istiyorum.
Birincisi:
Seçim ilk turda bitmeyecek.
İkincisi:
İkinci turda seçim bitecek ama hayat devam edecek!
Üçüncüsü:
Kıbrıs’ı dünyayla buluşturacaksak bu örgütlü bir dayanışma ile olacak.