“İktidar değil, yasalar değişmeli”
Lefkoşalılar, ekonomik kriz nedeniyle pahalılaşan hayat şartlarından dert yandı, asıl sorunun iktidarda hangi partinin olduğu değil, yasaların geliştirilmesi için neler yapıldığı olduğunun altını çizdi
Dila ŞİMŞEK
Lefkoşalılar, ekonomik kriz nedeniyle pahalılaşan hayat şartlarından dert yandı, “Hayat pahalılığı yüzünden her şeye zam geldi. Aldığımız ücretle ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz” dedi.
Vatandaşlar, ekonomik ve politik sorunların yanı sıra, yaşanan altyapı ve ulaşım sıkıntılarına da değindi.
“Asıl önemli olan iktidarda kimin olduğu değil, eski yasaları günümüze uyarlamak için ne yaptıklarıdır” diyen vatandaşlar, olası bir seçimle iktidar değişse de sonucun değişmeyeceğini aktardı.
Vatandaşlar; kamu reformu, Polis Yasası gibi önemli yasa çalışmalarının bir an önce hayata geçmesi gerektiğini dile getiren vatandaşlar,
Kıbrıs sorununa değinen vatandaşlar, adada kalıcı bir barış ile iç sorunların da ortadan kalkacağını vurguladı.
YENİDÜZEN, Lefkoşa’da sokağa indi, vatandaşların nabzını yokladı.
Vatandaşlar; ekonomik krizden, Kıbrıs sorununa, ulaşımdan trafik ve sağlığa kadar birçok konuda görüşlerini belirtti.
Ulaşım ve altyapıdan şikayetçi yurttaşlar, toplu taşıma talep ederek, yolların da tadilat edilmesi gerektiğine işaret etti.
Sağlık sektöründen dert yanan yurttaşlar, hastanelerde saatlerce sıra beklediklerini kaydetti. Bunların yanı sıra bölge sakinleri, olası bir seçimle iktidar değişse de sonucun değişmeyeceğini anlatarak, “İçinde bulunduğumuz sistem baştan sonra değiştirilmeli, günümüze uyarlanarak yenilenmeli” diye konuştu.
1- Hükümetin ilk yılına yönelik düşünceniz nedir?2- Sizce mutlaka atılması gereken adım hangisidir?
3- Ülkede en önemli sorun neyi görüyorsunuz?
4- Ülkede gerçek bir dönüşüm sizce nasıl mümkün olur?
5- Bir seçim olsa sonuç değişir?
VATANDAŞLAR NE DEDİ?
Mehmet Kanal: “Aslında KKTC’nin devrim gibi bir şeye ihtiyacı var”
“Geçtiğimiz sene, özellikle Ağustos sonrası ekonomik olarak çok kötüye gitti. Siyasi olarak ise, Kıbrıs Sorunu çözülmedikçe hiçbir şey olumlu gelişmiyor. Trafik ise bu ülkenin kanayan yarası. Yanlış park edilen araçlar, köşe başlarına öylesine bırakılan arabalar… Ben çocukken bu şekilde park etmek yasakken, şimdi nasılsa kimse denetlemediği için trafikte herkes istediği gibi kural belirliyor. Altyapının yetersizliği, yolların dar ve kötü durumda oluşu da cabası… Sağlık sektöründe ise, hastaneye gidip saatlerce sıra beklemek, doktor bulamamak, imkanların ve zamanın kısıtlı olması halkı daha da sıkıntıya sokuyor. Bu sorunların seçim ile düzeleceğini de düşünmüyorum çünkü bizim asıl sorunumuz eski yasalar ve düzensizliktir. Yani aslında KKTC’nin devrim gibi bir şeye ihtiyacı var. Kamu reformu olmalı, polis yasası değişmeli, tüm anayasa baştan sonra yenilenmeli. Önceden yapılan ve yenilenmemiş, günümüze uyarlanmamış yasalar bizim asıl sorunumuzdur. Örneğin araba hırsızlığına dair bir yasa yoktur. Günümüzde bir devlet dairesinde, işini düzgün yapmayan memuru kimse işinden alamaz. Ancak yüz kızartıcı veya olağanüstü bir suç işlemesi durumunda işine son verilir. Kimse performansına bakmaz, bütün gün işini yapmadan otursa, işini hakkıyla yerine getirmese ne denetleyeni var, ne de bu yanlışının bir sonucu. Bu yasaların tamamen değiştirilmesi gerekir, bunlar düzelmedikçe kim iktidara gelirse gelsin, hiçbir şey değişmez. Eski bir arabaya yeni şoför almak gibi olur. Asıl önemli olan yasaların güncelleştirilmesidir.”
Ekrem Akbirgün: “Barış olmadıkça, hep ekonomik ve politik sorunlar yaşayacağız”
“Açıkça konuşmak gerekirse, pek de güzel bir yıl geçirmedik. Ancak bu yeni hükümetten mi bilinmez. Çünkü ben hangi parti iktidara geçerse geçsin, Kıbrıs Sorunu çözülmedikçe ilerleme kaydedebileceğimizi düşünmüyorum. Ben emlak sektöründeyim, bizler hâlâ mülkümüze ‘evet bizimdir’ diyemiyoruz, ileriye dönük plan yaparken tedirgin oluyoruz. Çocuğumu üniversite için yurtdışına mı göndermeliyim diye düşünüyorum, çünkü buranın geleceğinden emin olamıyorum. Hükümet fark etmeksizin, Kıbrıs sorununun çözülmesi ile diğer iç sorunlarımızın da sırayla çözüleceğine inanıyorum. Ancak barış olmadıkça, hep ekonomik ve politik sorunlar yaşayacağız.”
Mehmet Özalp: “Çözüm yetkililerden çok, sisteme bağlı”
“Son bir sene, ekonomik krizin de patlak vermesiyle ülke açısından çok zorlu ve sıkıntılı geçti. Her şeye zam geldi, alınan maaş hiçbir şeye yetmez oldu… Dövizde TL’nin değeri artmadıkça, bu sorun düzelmez. Ancak bu da şu anki durumda çok zor görünüyor. Olası bir seçimle iktidar değişse de, bu durumun düzeleceğini düşünmüyorum. Çünkü çözüm yetkililerden çok, sisteme bağlı. Sistem ve yasalarda olumlu gelişmeler yaşanmadıkça, sorunlarımız çözülmeyecektir.”
Hamza Eryılmaz: “Başka bir parti başa gelse de, ekonominin birden kalkınacağına inanmıyorum”
“Geçtiğimiz yıl enflasyon ile boğuşmayla geçti. Maalesef ülke ekonomisi çok kötüye gitti. Ancak paramız değerlenmedikçe, bu durumu aşmamız çok güç. Bunun da hükümet yetkililerine değil, içinde bulunduğumuz politik duruma bağlıyorum. Bir seçimle başka bir parti başa gelse de, ekonominin birden kalkınacağına inanmıyorum. Çünkü bazı şeyler, ülkemiz dışında gelişiyor.”
Melis Şehit: “Benim için hayat pahalılığı ve ulaşım sıkıntısı en büyük sorunlar”
“Geçtiğimiz yılda hem iyi hem de kötü şeyler yaşandı. Ülke olarak yoğun bir yıl geçirdik. Benim için hayat pahalılığı ve ulaşım sıkıntısı en büyük sorunlar. Öncelikle her şeyin fiyatının artması tüm yurttaşları etkiledi. Toplu taşımanın hem yerli hem de yabancı öğrenciler için çok önemli olduğuna inanıyorum. Bu konuda adımlar atılmalı. Bunun da, düzenlenecek yeni yasalarla başlatılması gerektiğini düşünüyorum.”
Abdul Jebbar: “Çok kötü bir sene geçirdik. Her şey pahalılandı, yaşamın her alanına zam geldi”
“Çok kötü bir sene geçirdik. Her şey pahalandı, yaşamın her alanına zam geldi. Bir asgari ücret alan insan, kira ve elektrik derken maaşının yarısından fazlasını zaten harcamış oluyor. Bunun yanında benzin, market alışverişi, özel ihtiyaçlar, su, varsa tütün tüketimi ve benzeri alışkanlıklar var. Zaten vergilere de büyük bir miktar ödeniyor. Geçinemez olduk. Market sahibiyim, müşterilerimizin %50’den fazla düştüğünü söyleyebilirim. Çünkü insanlarda alışveriş yapacak maddi durum yok. Ekonomik anlamda çok zor bir yıl geçti ve etkisi hâlâ sürüyor. İhtiyaçlarımızı ödediğimizde bize hiçbir şey kalmıyor. Dükkanımın kirası 550 Sterlin, döviz yükselince iki katı öder oldum. Benim kendi gözlemime göre, bu durum Mart seçimleri sonrası daha da kötüye gelecek. Ancak KKTC hükümeti ile ilgili kesin konuşamıyorum, iktidar değişse de ekonomi değişmez diye düşünüyorum.”
Burak Haper: “Hangi parti başa gelirse gelsin, KKTC kendi kendini yönetemedikçe, bu böyle devam edecektir”
“Yeni iktidarın bekleneni karşılayabildiğini düşünmüyorum. Ancak bu tamamen onların suçu da değil. Yeni hükümetle birlikte ekonomik kriz de patlak verince, bu onların suçu olmasa da onların sorumluluğuna kaldı. Tabii ki onların da hataları var, özellikle bu Ciklos yolunda. Çünkü onların denetlemesi gerekirdi, ancak bu konuda eksik kaldılar ve daha kötü bir durum ortaya çıktı. Ülkede gerçek bir dönüşüm sağlanacağını düşünmüyorum. Hangi parti başa gelirse gelsin, KKTC kendi kendini yönetemedikçe, sistemsizlik sistem oldukça bu böyle devam edecektir.”
Selçuk Ulu: “Ülke olarak facia bir yıl geçirdik”
“Ülke olarak facia bir yıl geçirdik. Ekonomik olarak da, sağlık açısından da çok kötü geçti. Hayat pahalılığı herkesi güç durumda bıraktı. Ulaşım ve altyapı ise tüm halk için sıkıntı yaratan bir durum. Yolların tadilat edilmesinin yanı sıra, toplu taşıma sisteminin başlatılması gerekiyor. Bu düzenlenecek yeni yasalarla yapılmalı. Ancak hükümet değişse de bu sorunun düzeleceğini sanmıyorum.”