“İktisadi ve Mali İşbirliği” mi, devir sözleşmesi mi?
“TC-KKTC İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolü” 14 Nisan’da dönemin Başbakanı Faiz Sucuoğlu ile TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay tarafından imzalandıktan 36 gün sonra ortaya çıktı.
“TC-KKTC İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolü” 14 Nisan’da dönemin Başbakanı Faiz Sucuoğlu ile TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay tarafından imzalandıktan 36 gün sonra ortaya çıktı.
PROTOKOLDE sendikal faaliyetlerin daraltılması, limanların özelleştirilmesi, TC vatandaşlarına yurttaşlık verilmesi ve mülk edinmelerinin kolaylaştırılması, ecdat mirasının korunması, tüm maaşlardan vergi alınması, din işlerinin güçlendirilmesi öne çıktı.
Protokol, “Mali İktisadi İşbirliği”nin çok ötesinde, irade ve yönetim devir - teslim sözleşmesi gibi hazırlandı.
”Millet iradesinin yönetime en üst seviyede yansımasının önündeki engellerin kaldırılması konusunda gerekli tedbirler alınacak” maddesi de “mali ve iktisadi işbirliği” olarak protokole girdi.
Yeni protokolle Türkiye vatandaşları için öngörülen asgari şirket sermayesi ve ortaklık payı gibi kısıtların kaldırılması da dikkat çekiyor.
Öğretmenlik mesleğine giriş koşulları anlamında Öğretmenler Yasası’nda da değişiklik istenen protokolde çok sayıda tekke, türbe, çeşme restorasyonu var.
Protokolün imza ile onay süreci arasında iki kez Bakanlar Kurulu değişti, üç ayrı hükümet oluştu. Protokole imza atan Başbakan, protokol onaylanırken “kenara” alındı.
Sendikalara gözaltı
Yeni protokolde, sendikalara yönelik “siyasi ideolojik faaliyet yasağı” için yasal düzenleme isteniyor.
Protokole göre “Sendikal faaliyetler dışında sendikaların kuruluş amaçlarını aşan siyasi, ideolojik faaliyette bulunmaları” engellenecek.
“Toplu İş Sözleşmeleri süre bitiminden sonra otomatik olarak uzamayacak şekilde yeniden düzenlenecektir” maddesi de geçmişte çok tartışılmasına ve Anayasa’ya aykırı olduğunun söylenmesine rağmen protokolde yer aldı.
“Sendikal faaliyetler dışında sendikaların kuruluş amaçlarını aşan siyasi, ideolojik faaliyette bulunmamalarına ve sendikal ayrımcılığı önlemeye yönelik mevzuat düzenlemeleri de dahil gerekli tedbirler alınacaktır”
(Protokolden)
4 milyar 250 milyon TL
“İktisadi ve Mali İş Birliği Anlaşması” diye anılan protokol toplamda 4 milyar 250
Milyon TL tutarında hibe ve kredi içeriyor.
Hibeler toplamı 3.2 milyar TL, krediler toplamı da 1 milyar 50 milyon TL olarak öne çıkıyor.
“KKTC BÜTÇESİ”nin bu sene en az 4.5 milyar TL açık vermesi ön görülürken, protokolde bütçe açığı ve diğer kamu harcamaları için ayrılan kaynak 1 milyar 50 milyon TL.
Cari bütçeye yapılacak katkı 500 milyon TL’de kalıyor.
450 milyon TL ise reform destek ödeneği olarak ön görülüyor, “reform” adıyla sunulan talimatlar yapılmadığı takdirde, bu ödenek ortaya çıkmıyor.
Protokolün sadece 2022 yılını kapsaması da ayrıca dikkat çekiyor.
TL’ye mahkum
İstikrarlı bir para birimi ya da euroya geçiş yerine, Türk Lirası’na bağlılık geliştiriliyor; protokolde “KKTC'de döviz kullanımı ve dövize bağımlılık azaltılacaktır” deniyor.
“Kur Korumalı Mevduat”a ise protokolde yer verilmiyor.
“Milli para olan Türk Lirasının ve milli ödeme sistemlerinin kullanılması yaygınlaştırılacak, döviz kullanımı azaltılacak” (Protokolden)
“Çerçeve Belgesi”
Protokolün “İşbirliği Çerçeve Belgesi” adeta bir anayasayı içeriyor.
Bu belgede şu ifadeler dikkat çekiyor:
“Kıbrıs adası, 1571 yılından itibaren siyasi ve kültürel olarak Anadolu'nun parçası haline gelmiştir. Adada asli unsur olarak Kıbrıs Türklerinin varlığının muhafazası ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bekası Türkiye'nin vazgeçilmezidir.”
İstihdam için izin
Geçmiş protokollerde olduğu gibi kamuya istihdam belirli kurallara bağlanıyor ve geçiciler dahil, bir önceki yıl emekliye ayrılan kişi sayısı kadar istihdama izin veriliyor.
Ancak “KKTC Hükümeti”nin istihdam için Türkiye’den izni ve onayı da gerekiyor.
Protokole göre kamuya istihdam için TC Lefkoşa Büyükelçiliği’ne başvurulacak, oradan da TC Kıbrıs İşleri Koordinatörlüğü’ne sorulacak.
Özelleştirme, emeklilik
Protokolde “Milli Piyangonun ve limanların özelleştirilmesi değerlendirilecektir” cümlesi dikkat çekiyor.
Milli Piyango ile “Devlet Piyangoları”nın anlatılmak istendiği tahmin ediliyor.
Protokolde yer alan “Tüm maaş ödemelerinden vergi ve primlerin tahsil edilmesi sağlanacaktır” maddesi ise akıllara, emekli maaşlarından vergi alınmasını getirdi.
Yine emeklilikle ilgili protokolde şu maddeler dikkat çekti:
“KKTC Emeklilik Sistemi’nin incelenerek, sürdürülebilirlik için Emeklilik Reform Planı hazırlanacak.”
“Kamu personel rejimi ve emeklilik sisteminin gözden geçirilerek yapılacak analizler çerçevesinde gerekli mevzuat düzenlemeleri yapılacak.”
Kimi maddeler!
- “Türkiye vatandaşlarının KKTC'de gayrımenkul edinimindeki sınırlamalar yatırımı kolaylaştıracak şekilde iyileştirilecektir.”
- “KKTC'de Ecdad Mirasının Korunması çalışmalarına yönelik bilimsel ve teknik destek verilecektir.”
- “Karşılıklı işbirliğinin güçlendirilmesi amacıyla vatandaşlığa kabule ilişkin şartları kolaylaştıracak mevzuat düzenlemeleri yapılacaktır."
- “Kalkınma Bankasına ayrılan yüzde 2'Iik yeni mevduat payının yarısı Maliye Bakanlığına aktarılacak.
- “Maraş'ın günlük kullanıma hazır hale getirilmesi için gerekli tüm altyapı ve imar işleri ile diğer hizmetler tamamlanacaktır.”
- “Yatırımların teşviki veya yatırım ortamının iyileştirilmesi çerçevesinde Türkiye vatandaşları için öngörülen asgari şirket sermayesi ve ortaklık payı gibi kısıtlar kaldırılacaktır.”
Yatırımlar
Protokolde, “Kayıt Dışı İstihdamla Mücadele Planı” gibi ciddi yapısal dönüşüm ön görüleri de var.
Lefkoşa’ya 500 yataklı hastane, Girne yeni hastanesine donanım desteği, Genel Sağlık Sigortası, 2 mobil elektrik santralinin Kıb-Tek’e kiralanması, Karpaz’a yeni okul gibi yatırımlar sa öne çıkıyor. Tarıma ciddi destekler ön görülüyor.
Karayolları için 202 milyon kaynak ayrılıyor. “Proje Destekli Turizm Kısmi Hibe Programı” için 5 milyon lira vaat ediliyor.
Bir hatırlatma: Protokollere genelde uyulmuyor
TC-KKTC Mali İşbirliği Protokolleri'ne son dönemde önemli oranda uyulmaması dikkat çekiyor.
Protokolde ön görülen mali kaynaklar son beş yıllık süreçte üçte bir oranında adaya aktarıldı.
2021 yılı protokolünde 3 milyar 250 milyon Türk Lirası yardım ve kredi için imza atıldı. Ancak, 1 milyar 833 milyon Türk Lira ödendi. 1.4 milyar Türk Lirası kağıt üstünde kaldı, ödenmedi.