İLAÇ EKSİKLİĞİ BIKTIRDI... “Böyle yönetim olmaz”
Yıllardır süregelen ilaç ve tıbbi malzeme eksikliği sağlık için mücadele eden sivil toplumu bezdirdi. Her alanda eksikliklere dikkat çeken sağlık dernekleri, üyelerinin mağduriyetlerini YENİDÜZEN’e anlattı, “yeter artık” dedi.
Fehime ALASYA
Ülkede yıllardır gündeme gelen ilaç veya tıbbi malzeme eksikliği birçok sağlık derneğini de adeta isyan noktasına getirdi.
Ortopedik Özürlüler, Multiple Skleroz (MS) hastaları, Yaşlılar ve Thalassaemia hastaları bunlardan sadece birkaçı…
Yaşadıkları tek sorunun ilaç eksikliği olmadığını anlatan sağlık dernekleri, tıbbi malzeme eksikliğinin de büyük sıkıntılara neden olduğunu ifade ederek, yıllardır var olan bu durumu sert bir dille eleştirdi.
Sağlık Dernekleri Platformu ile 8 Eylül’de yapılan eylemi de hatırlatan dernek yetkilileri, buna rağmen hiçbir gelişme yaşanmadığını dile getirdi.
Gerek üyelerin tedavisinde kullanılan ilaçların gerekse yaşamsal faaliyetlerinin sürdürülebilir olması için tıbbi malzemelerin eksikliğinin de hastaların yaşam kalitesini etkilediği belirtildi.
İlaç eksikliği veya yeterli miktarda ilaca erişimin olmayışı, hasta ve hasta yakınlarında psikolojik travmaya da neden olduğunun göz önünde bulundurulması gerektiğine de değinildi.
“Olan kaynak da iyi yönetilemiyor”
Sağlık alanında ‘mali kaynakların sınırlı olması’ gibi bahanelerin kabul edilemeyeceğini ifade eden hasta Evrensel Hasta Hakları Derneği Başkanı Emete İmge, ‘iyi bir hükümet yönetimi ile bu durum yönetilebilir ama biz iyi yönetilmiyoruz.” dedi.
“Devlette savurganlık sürerken hastalar yokluk içinde” diyen İmge, hükümetin sağlık alanındaki kötü yönetiminden dert yandı.
“Artık evlerine dahi rahat edemiyor”
Kıbrıs Türk Ortopedik Özürlüler Derneği üyelerinin özellikle tıbbi malzeme sıkıntısı çektiği ifade edilirken, üyelerin idrar torbası, sonda gibi ihtiyaçlarının giderilemediği, söz konusu malzemelerin eczanelerde n de temin edilemediği dile getirildi. Açıklamada, “Üyelerimiz kişisel ihtiyaçlarını karşılayamadıkları için artık evlerine dahi rahat edemiyor” denildi.
“Git geller bitmiyor, bizi soruyor, yıpratıyor”
Kıbrıs Türk Multiple Skleroz (MS) Derneği Başkanı Sibel Hançerli de “Git geller bitmiyor” diyerek, ya var olan ilaçların kısıtlı verilerek üyelerin mağdur edildiğini ya da hastanede ilaç olmadığı için eczanelerden ilaç alarak bu sefer de ekonomik olarak mağdur edildiklerini dile getirdi.
“İki yıldır hala bakım evi politikası yok”
Yakın geçmişte ülkedeki bir özel yaşlı bakımevinde yaşanan ve birçok yaşlının hayatını kaybettiği bulaşı anımsatan Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Dernek Başkanı Hatice Jenkins ise açtı ağzını yumdu gözünü. Pandemi ile iki yıldır verilen mücadelede yaşlı bakım evleri için hiçbir çalışma yapılmadığını anlatan Jenkins, “Hala bakım evi politikası yok, bu yerlerden hangi bakanlık sorumludur belli değildir, kimse sorumluluk almıyor” dedi.
“Kan bağışlama alışkanlığı kazandırmak için hiçbir çaba sarf edilmiyor”
Tedavi için kullandıkları hap ve serumlar, kan almak için takılan iğneler konusunda sıkıntıların yakın geçmişte büyük ölçüde giderildiğini ifade eden Thalassaemia Derneği Başkanı Çiğdem Beşevlerli ise buna karşın devletin topluma kan bağışlama alışkanlığı kazandırmak için hiçbir çaba sarf etmediğinin altını çizdi.
Sağlık Dernekleri, YENİDÜZEN’e konuştu…
SAĞLIK DERNEKLERİ NELER SÖYLEDİ?
Evrensel Hasta Hakları Derneği Başkanı Emete İmge:
“Ortada büyük bir sağlık ihmali var, varlık içinde yokluk yaşıyoruz, iyi yönetilmiyoruz”
“Yıllardır ilaç eksikliği sorunu var. Bu durum pandemide daha da kötü oldu. Sadece ilaç eksikliği değil, tıbbi malzeme eksikliği de var.
Eczanelerde de bulunmayan bazı tıbbi cihazlar var. Devlette savurganlık sürerken hastalar yokluk içinde.
Eylem yaparak sokaklara döküldük, 8 Eylül’den bu yana hiçbir gelişme olmadı, hiçbir dernek aranmadı. Belki sıraya alınır yavaşca ilerler dedik ama olmadı… Çoğu zaman Maliye ödemiyor deniyor ama bu talepler hükümetten talep ediliyor. Eğitim ve sağlığa kaynak ayrılmıyorsa bu kabul edilemez.
İnsanlar ilaçsızlıktan kıvranırken para inandırıcı bir sebep değil. Mali kaynaklar sınırlı olsa da iyi bir yönetim ile bu durum yönetilebilir ama biz iyi yönetilmiyoruz.
Kronik hastalıklarda önemli sağlık sorunlarında aktif olan dernekler ortaya büyük bir mali güç koyarak devletin yapmadığı işleri dayanışma içinde yapıyor. Ama devletten bu isteği göremiyoruz. Ortada büyük bir sağlık ihmali var, varlık içinde yokluk yaşıyoruz. Var olanlar doğru bölüştürülmüyor, iyi dağıtılmıyor. Bunu aşı konusunda bile yaşayıp gördük. İyi bir yönetim olsaydı onca aşı geri güneye gönderiliyor denmezdi. Devlet tüm bunların yanında ayrımcılık da yapıyor. Sesi çıkan ve sesi çıkmayan hastalıklar arasında bile Antijen veya PCR ayrımı bile yapılıyor, eşitsizlik yaratılıyor. En temel hakkımız olan şeyleri neden bağırarak alalım?”
Kıbrıs Türk Ortopedik Özürlüler Derneği (KTOÖD) İdare Amiri Meltem Sarıfakıoğlu:
“Üyelerimizin idrar torbası, sonda gibi ihtiyaçları var, giderilemiyor, eczanelerde de satılmıyor”
“Eylem sonrası değişen hiçbir şey yok. Engellilerimiz hala tıbbi malzeme sıkıntısı çekiyor. Üyelerimizin idrar torbası, sonda, kondom gibi ihtiyaçları var, daha önce dağıtımını biz yapıyorduk, alım yapamıyoruz, üyelerimize dağıtamıyoruz, sıkıntı yaşanıyor. Kullanılan bu malzemeler eczanelerde de yok. Bunları üyelerimiz parasıyla dahi temin edemiyor. Zaten evlerine bağlı yaşıyorlar, bununla birlikte şimdi kişisel ihtiyaçlarını karşılayamadıkları için evlerinde dahi rahat edemiyorlar. Eylemden sonra da bizim sıkıntılarımız konusunda hiçbir gelişme yaşanmadı.”
Kıbrıs Türk Multiple Skleroz (MS) Derneği Başkanı Sibel Hançerli:
“Git-geller bizi zorluyor, yıpratıyor, ya ilaç yok deniyor ya da kısıtlı veriliyor”
“İki aylık almamız gereken ilacı birer aylık olarak veriyorlar. Bir yıldır geliyoruz ya ilaç yok ya da bir aylık ilaç alıyoruz’ diye isyan ediyorlar. Git geller bitmiyor. Bunun yanında hastanede ilaç yok, dıştan almak zorunda kalıyoruz ve sürekli değişen fiyatlarla da mağdur oluyoruz. Bu ekonomik olarak bizleri çok zorluyor. Git-geller bizi zorluyor, yıpratıyor. Sağlık Dernekleri Platformu ile 8 Eylül’de yapılan eylemin ardından hiçbir şey değişmedi. Hala ne maliye ne de sağlık bakanlığından aranmadık.”
Thalassaemia Derneği Başkanı Çiğdem Beşevlerli:
“Devlet olarak topluma kan bağışlama alışkanlığı kazandırmak için hiçbir çaba sarf edilmiyor”
“Özellikle tedavi için kullandığımız hap ve serumlar, kan almak için takılan iğneler konusunda sıkıntılarımız vardı. Bunlar yakın geçmişte, büyük ölçüde giderildi. İlaç konusunda büyük bir sıkıntımız yok. Ama ülkede risk grubunda olan birçok hasta grubu çok büyük sıkıntı çekiyor. Thalassaemia, kanser, diyaliz hastaları ve bazı hastaların kesintisiz tedavi alması gerekiyor ki sağlıkları gerilemesin. Ülkede en önemli sorun bu hastalar için şu anda ilaç eksikliğidir. Özellikle Thalassaemia hastalarının şu andaki en büyük sıkıntısı, para ile de çözülemeyecek olan kan bağışıdır. Bu bağlamda yeni kurulan gönüllü kan bağışçıları biriminin daha aktif çalışması gerekiyor. Özellikle kamuda kan bağışı konusu teşvik edilmelidir. Ülke olarak kan bağışında çok da iyi bir noktada değiliz. Bu bağışlar daha iyi bir noktaya taşınmalı. Devlet olarak topluma bu alışkanlığı kazandırmak için hiçbir çaba sarf edilmiyor.”
Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Dernek Başkanı Hatice Jenkins:
“Pandemi sürecinden geçiyoruz ve bakım evleriyle ilgili hiçbir karar alınmadı”
“Yaşlılarla ilgili yasalar ve bakım evindeki yaşlıların sağlığa erişimidir. Hala daha hükümette bakım evlerinden hangi bakanlık sorumludur belli değildir. Hala bakım evi politikası yoktur. Çok acil BK tarafından karar alınması gereken konular var ama hala gündemde değil. 200 civarı kayıtlı yaşlımız var ve yasaları olmadığı için, hükümetler tarafından bugün yasa dışı durumuna sokuldu. Pandemi sürecinden geçiyoruz ve bakım evleriyle ilgili hiçbir karar alınmadı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da Sağlık Bakanlığı da sorumluluk kabul etmiyor, hiçbiri sorumluluk üstlenmiyor. Adres biz değiliz diyorlar. Bakım evleri halka açık mı değil mi bilinmiyor. Hangi bakım evinde kaç yaşlı bu pandemiden etkilendi, ülkede kaç yaşlı bakım evi var bence kimse bilmiyor. Bakım evinde yarı nüfus neredeyse öldü, bu acı olaydan sonra dahi hiçbir adım atılmadı. Bazı bakım evlerine aileler giriyor, bazılarına giremiyor, her bakım evi kendi kurallarını yarattı. Aşısız yaşlılar da bakımevine alınıyor çünkü hiçbir bakanlık bu konuda gidip denetleme yapmadı, bir yasa belirtmedi. Bakım evlerine aileler hangi şartlarda girebilir söylenmiyor. Bazı bakım evlerini iki yıldır hapishaneye çevirdiler, bazılarına aşısız hasta alıp ölümlere neden oldular hala iki madde çıkarıp bakım evlerine göndermediler. Hala aydınlatıcı yazılar bekliyoruz. İki yılda iki satır yazı bu evler için yaratılmadı. Yatalak yaşlılara bile eve hizmet gönderilmiyor, insanlık dışı bir yönetimiyle karşı karşıyayız. Ali Pilli döneminde evlere hizmet vardı, şimdi o da kalktı.”