Geçmişte yazmıştım.
Öyle bir “çözüm” istiyorlar ki bunun içinde “barış” yok.
Halen öyle!
İçinde Kıbrıs olmayan bir çözüm istiyorlar…
İçinde bu toplumun iradesi olmayan…
İçinde barış olmayan bir çözüm istiyorlar…

***
Kıbrıslı Rumlar yirmi kutu hap gönderdi diye bunu bir “zafiyet” görüyorlar, bir “yetersizlik.”
Barışı içselleştirseler, sevinecekler.
Utanıyorlar.
“Türkiye, KKTC’nin tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek güçtedir” açıklaması bu nedenle yapılıyor.

***

Kıbrıs bizim ortak yurdumuz.
Bir hayatı paylaşacağız.
Birleşerek çoğalacağız.
Sanki yarışa girdik “ihtiyaçlarımızı kim daha çok karşılarsa onun olacağız.”

***

Bu zihniyet giderek “kiracı, ev sahibi” anlayışına dönüşüyor.
Ayrıca bir gerçek daha var.
Türkiye öyle KKTC’nin tüm ihtiyaçlarını falan da karşılamıyor.
İstese de karşılayamıyor?
Bir “dünya” veremiyor Kıbrıslı Türklere, “uçsuz bucaksız” bir özgürlük sunamıyor!

***
Türkiye’nin Kıbrıslı Türklere katkısı ne kadar anlamlıysa, Kıbrıs’ın kendi içindeki her paylaşım da öylesine anlamlıdır.
Bunu teşvik edelim.
Gocunmayalım.

***

Türkiye elbette çok büyük yatırım yaptı, Kıbrıslı Türkler için….
Yine de Kıbrıslı Rumlardan kalan yatırımlardan daha fazla değil!
Hem neyi yarıştırıyoruz sahi?

***

Hani bu “yarasa”dan çıkma mikrop dünyaya hiçbir şey öğretmediyse, şunu öğretti:
Güç bir yere kadar!
En önemlisi yardımlaşmak, paylaşmak…

***

Türkiye’nin egemen siyaseti adanın kuzeyinde “malın sahibi” gibi davranmak istiyor.
Kıbrıslı Türkleri “ülkesiz” bırakan Kıbrıslı Rum egemenlerle yarışıyorlar.
Kıbrıs’ta “biz” duygusu desteklenmesi gerekirken, senelerdir, hicap duyuluyor bundan...
Yurt hakkına saygı gösterilmiyor.
Vazgeçiniz!
Kıbrıs’ta toplumlar birbirine düşman değildir.
Düşmanlık yapanlar fanatiklerdir.

***

İlaç gelmiş, bir haftadır gece gündüz “niçin geldi” diye dövünüyorlar, sabah akşam anlatıyorlar, “aslında ihtiyacımız yoktu.”
İlaç be bu, ilaç!
Barut değil! Top değil! Ok değil!
İlaç.

***

Kıymeti kendinden menkul kumar baronlarının yanında iki büklüm duran “devlet”, iş güneyden katkı almaya gelince öfkeleniyor.
Senelerdir “en iyi parayı biz dileniriz” diye oy isteyen kendileri değilmiş gibi…
Aha o da gelmiyor şimdi.
İyi de gelmiyor ayrıca...
O “gelen para” üzerinden senelerce yalan bir siyaset örüldü başımıza, kimileri yüzsüzleştikçe yüzsüzleşti! “Haydan gelen huya” misali har vurup harman savruldu kaynaklar…

***

Adanın bir yarısını ötekine “yabancılaştıracaklar” illaki...
Yapmayınız!
Bu toplum daha ne kadar dünyada görünmez olacak?
Kıbrıs ülkesi üzerinden uluslararası alana bağlanmalıyız.
Türkiye de Yunanistan da güzel dostları olmalı bu yurdun...
Sahipleri değil!
Öznesi “biz” olmalıyız buraların...
Birbirimizle paylaşmaktan utanmadan…