İlahiyat Koleji derhal yargıya taşınmalı
Haziran 2012; Başsavcılığın İlahiyat Koleji konusunda verdiği görüş:
“KKTC yasalarındaki okul açma konusundaki düzenlemelere bakıldığında hali hazırdaki yasa ve tüzükler ülkemizde ‘bir İlahiyat Koleji’ kurulmasına cevaz vermemektedir”.
Oysa İlahiyat Koleji, Başsavcılığın tersi görüşüne rağmen, geçtiğimiz ay resmen açıldı.
Eğitim Bakanlığı, yani devlet, KKTC yasalarına karşı gelerek, yani suç işleyerek bu okulu açtı.
Peki Başsavcılık ne yapıyor?
Neden herhangi bir kovuşturma başlatmıyor?
Ya da yasalara uyması için Bakanlığı uyarmıyor?
***
Başsavcılığın ‘cevaz vermez’ dediği yasa maddeleri epeyce fazla.
Bir kere mesleki bir okul olarak açılmasına rağmen, bu kolejde verilen eğitimin hangi mesleğe yönelik olduğu belli değil.
Ancak mesleki ve teknik sorunlar yanında, devlet tarafından sadece bir dine yönelik eğitim verilmesine hem yasalar ve hem de anayasa engel.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi konusuna ise hiç girmiyorum.
Önce yasaların anasıyla, KKTC Anayasası’yla başlayalım ihlallere...
Eşitlik; Madde 8:
(1) Herkes, hiçbir ayırım gözetilmeksizin, Anayasa ve yasa önünde eşittir, Hiçbir kişi, aile, zümre veya sınıfa ayrıcalık tanınamaz.
(2) Devlet organları ve yönetim makamları, bütün işlemlerinde yasa önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek ve ayrıcalık yapmamak zorundadırlar.
Oysa Eğitim Bakanlığı, İlahiyat Koleji ile Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan sünni sınıfa devlet eliyle eğitim ayrıcalığı tanıdı.
Yani devlet diğer dinleri ve mezhepleri göz ardı ederek, bir zümreye ayrıcalık sağladı.
Bu, Anayasa’nın laiklik ilkesine de aykırı.
Eğitim ve Öğretim Hakkı, Madde 59:
(1) Kimse, öğrenim ve eğitim hakkından yoksun bırakılamaz.
(2) Her türlü öğretim ve eğitim etkinliği Devletin gözetim ve denetimi altında serbesttir.
(3) Çağdaş bilim ve eğitim ilkelerine aykırı öğretim ve eğitim yerleri açılamaz.
Peki İlahiyat Koleji, çağdaş bilim ve eğitim ilkelerine uygun bir öğretim ve eğitim yeri midir?
Devam edelim…
17/1986 sayılı Milli Eğitim Yasası...
Madde 19, Laiklik ve Din Kültürü Eğitimi:
“Milli eğitimde laiklik esastır. Bu ilkeye ters düşmemek koşuluyla öğretim kurumlarında din kültürü eğitimi yapılabilir”.
Bu maddeye göre öğretim kurumlarında sadece din kültürü eğitimi yapılabilir, başka türlü bir din eğitimi yasaktır.
Yine aynı yasanın 6. Maddesi;
“Her yurttaş, hiç bir ayırım gözetilmeksizin öğrenim ve eğitim hakkına sahiptir. Eğitimde, hiç bir kişiye, aileye veya zümreye ayrıcalık tanınamaz”.
Bu maddede de yukarıda değindiğimiz Anayasa’nın 8. Maddesi’nde düzenlenen eşitlik ilkesine benzerlik gösteren bir durum var.
Devlet eliyle sünni din eğitimi verilmesi alenen bir zümreye tanınan bir ayrıcalıktır.
Yine aynı yasanın 10. Maddesi;
“Toplum bireylerine, eğitim görmede fırsat ve olanak eşitliği sağlanır”.
Devlet, Hristiyan, Yahudi ya da başka dinlere mensup vatandaşına veya Alevi vatandaşına kendi eliyle benzer bir eğitim fırsatı vermiyor, sadece sünni eğitim almak isteyen vatandaşına bu hakkı tanıyor.
Devam edelim…
25/1985 sayılı Öğretmenler Yasası…
Madde 49, Yansızlık Ödevi;
“Öğretmenler, görevlerini yerine getirirken dil, din, ırk, siyasal
düşünce, felsefi inanç ve mezhep ayırımı yapamazlar ve yan tutamazlar”.
Oysa İlahiyat Koleji öğretmenleri sadece bir mezhebin eğitimini vererek, açıkça din ve mezhep ayırımı yapmış oluyor, yan tutuyorlar.
***
Anayasa, Milli Eğitim Yasası ve Öğretmenler Yasası altında yer alan ve ülkemizde İlahiyat Koleji’nin açılmasına cevaz vermeyen maddelerden birkaç örnek aktarmaya çalıştım.
Hukukçu görüşüyle derlenen bu maddelere baktığımızda çok açık bir biçimde görüyoruz ki;
1. Milli Eğitim Bakanlığı, yani KKTC devleti, kendi eliyle yaptığı Anayasa ve yasaların hilafına hareket ederek, suç işliyor.
2. Bu okulda eğitim veren öğretmenler, yasalara karşı gelerek suç işliyorlar.
3. Başsavcılık, verdiği olumsuz görüşü dikkate almayarak bu okulu açan devletin işlediği bu suçu kovuşturmayarak, bir anlamda bu suça ortak oluyor.
İlahiyat Koleji’nin açılışıyla ilgili uzun zamandır siyasi ve etik düzeyde yapılmakta olan tartışmalar, kolej vesilesiyle bir kez daha masaya yatırılan Türkiye-KKTC ilişkileri vs…
Bütün bunlar bir yana, şu anda ortada çok büyük bir hukuka aykırılık, çok açık yasa ve anayasa ihlalleri var.
Ve birileri artık bu yasa tanımazlığa bir dur demek için derhal harekete geçmeli, konuyu bir an önce yargıya taşımalı.
Ve bizden önermesi;
Öğretmen Sendikaları, derhal müslüman olmayan KKTC vatandaşı bir çocuk bulun ve bu çocuk aracılığıyla Milli Eğitim Bakanlığı’ndan bir Ruhban Okulu açmasını isteyin.
Bakalım açıyor mu?
Açmazsa, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar yolunuz var!