‘İLHAK’IN ADI KALDI
Futbol Federasyonu Hasan Sertoğlu sol görüşlü biri değil. Aksine, UBP’lidir. Lefkoşa Türk Belediyesi’ne Başkan adayı da oldu geçmişte.
Onu bile İSYAN ettirdiler!
Kimler mi?
Ankara’nın buradaki memurları…
TC Lefkoşa Büyükelçiliği…
“Seçime bir gün kala, benden habersiz 100 kulübe malzeme dağıttınız” diyor Hasan Başkan ve ekliyor: “Bundan sonra benden saygı beklemeyin!”
Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu Başkanı, ‘by-pass’ edilmekten şikayet ediyor. Yoksa ‘yardım’ edilmesinden değil…
Aksine, kendisinin de bizzat elçilikten kulüplere katkı talep ettiğini söylüyor. Ama bir telefon dahi açmamışlar.
Neden mi?
Sertoğlu onu da izah ediyor:
“Koordinasyon Ofisi’ne karşı çıkmış, imza koymamıştım da ondan” diyor…
Bu kadar açık, bu kadar basit…
* * *
TC-KKTC ilişkileri bu noktaya geldi işte!..
Toplumun itirazlarına ve de mahkeme kararı rağmen, resmen kurulamamış olsa da TC Koordinasyon Ofisi aktiftir, görev başındadır!
Böyle bir durumu dünyanın hiçbir ülkesinde göremez, duyamazsınız.
Ama bizde oluyor. Hem de neler neler oluyor!
Koordinasyon Ofisi özellikle genç nesilleri ‘kendi ideolojik emelleri doğrultusunda’ yetiştirmek için bir yığın para harcıyor. Çanakkale kamplarından tutun da buradaki bir çok aktiviteye kadar o ‘iş’lerle Koordinasyon Ofisi ilgileniyor.
TİKA’nın Kıbrıs’taki finansal destek işleri de muhtemelen bu birimin istek ve yönlendirmeleriyle yapılıyor.
Ve kuşkusuz Kur’an kursu ve benzeri ‘dini vecibeleri geliştirme’ projeleri de TC Elçiliği Din İşleri Müşavirliği’nin de katkılarıyla bu ofisin icraat alanına giriyor.
Spor kulüpleri zaten doğrudan görev tanımı içindeydi. Adı üstünde ‘Gençlik vs Spor Koordinasyon Ofisi’…
Onun üzerinde de bir başka ofis ‘Kalkınma ve İşbirliği Ofisi’ var. Yani eski adıyla ‘TC Yardım Heyeti’…
* * *
Lafın kısası, KKTC artık ‘ofisler’ tarafından yönetiliyor.
Hasan Sertoğlu “Koordinasyon Ofisi için imza koymadım ve ofisin başına geçen arkadaş o günden bu yana bana düşmanlık besledi” diyor.
TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ‘çalınmış bir rol’ gibi bu!..
‘Sözüme uymayanı, karşı çıkanı işte böyle cezalandırırım ben’ diyor, buradaki bir ofis memuru bile!..
O ‘yetki’yi ve ‘hak’kı görüyor kendisinde…
Bu yüzden by-pass edilmeyen kurum, ezilip elenmeyen makam kalmadı KKTC’de…
‘İlhak’ mı dediniz?
Adı konmadı sadece…
Şimdilik!..
Yoksa kendisi bal gibi de yürürlükte…