“İlk geldiğimde Kıbrıs’ta elektrik kullanılmıyor mu diye düşündüm”
Yirmi yedi yaşındaki Kamala Adilova Kırçay, Azerbaycan’dan Kıbrıs’a eğitim amaçlı gelmiş. Sonrasında ise aşık olup evlenince, buraya yerleşme kararı almış… Kıbrıs hakkında düşüncelerini, kendi bakış açısından anlatıyor.
Dila ŞİMŞEK
Kamala Adilova Kırçay, Azerbaycan Bakü’de doğup büyümüş. Liseden mezun olduktan birkaç yıl sonra, bir arkadaşının tavsiyesi ile Kıbrıs’a eğitim amaçlı gelmiş. 2013’te buraya gelen Adilova, başta eğitimini tamamladıktan sonra ülkesine dönme kararıyla gelmiş olsa da, sonrasında şu anki eşi ile tanıştığı için burada yaşama kararı almış.
“İlk geldiğimde Kıbrıs’ta elektrik kullanılmıyor mu diye düşündüm”
Adilova, Kıbrıs’a ilk indiği gece aydınlatmanın yetersiz olduğunu ve akşamları çok karanlık olduğunu düşünmüş. “Kendi kendime burada insanlar elektrik kullanmıyor herhalde diye düşündüm doğrusu” diyen Adilova, Kıbrıs’ın bazı konularda Bakü’ye kıyasla daha eksik kaldığını zamanla kabullendiğini aktarıyor.
“Çok iyi insanlar tanıdım”
Adilova, ilk geldiğinde hep kampüs içinde olduğunu, çok iyi arkadaşlar edindiğini ve çevresindeki yerli halkın ona çok yardımcı olduğunu söylüyor. “Gerek hocalarım, gerek ki çevremdeki arkadaşlarım olsun herkes bana günlük hayatta yardımcı oldu. Azerbaycan şivesi biraz farklı olsa da konuştuğumda insanlarla anlaşabiliyordum. Yazımı geliştirmem konusunda ise üniversite öğretmenlerimin çok yardımı dokundu. Bana Türkçe seviyeme uygun kitaplar hediye ettiler, ders dışında bile hep yanlarında olurdum. Yazı dilimi geliştirmem birkaç yılımı alsa da, konuşmayı daha çabuk kavradım. Adilova, çevresinde hep yerli insanlarla arkadaşlık ettiğini, iletişim sağlama konusunda hiçbir zorluk çekmediğini dile getiriyor.
“Eşimle tanıştıktan sonra kalmaya karar verdim”
Adilova, eğitim hayatının ikinci senesini bitirdiğinde, eşi ile tanıştığını, zaman içerisinde ilişkilerinin evlenme boyutuna geldiğini ve okulu bittikten sonra evlendiklerini anlatıyor. Okulunun bitmesinden sonra Kıbrıslı biriyle evlenen Adilova, Azerbaycan’a sadece özlem gidermek için seyahat ediyor. Şimdi ise bebek bekleyen çift, yakın zaman içerisinde Kıbrıs’tan ayrılmayı planlamıyor. İlk geldiğinde, aklında sadece eğitim olduğu için kampüs içinde yaşamını sürdürmüş olan Adilova “Aldığım eğitimi ve kampüs imkanlarını yeterli bulduğum için bu konuda bir sorun yaşamadım. Fakat burada yaşamı düşünüp ona göre kararlar almam gerektiğinde, kısıtlı imkanlarla karşılaştım. Okurken bir yandan da çalışıyordum. İş imkanlarının kısıtlılığı ve şartların yetersizliği benim için bir sorun yaratmaya başlamıştı” diyor.
“Evli olmasam Kıbrıs’a sadece tatil için gelirdim”
Kıbrıs’ın eğitimini ve tatil alanlarını sevip yeterli bulduğunu söyleyen Adilova, eğer evlenmemiş olsaydı burada kalmayı tercih etmeyeceğine değiniyor. Kıbrıs’ın insanlarını, açık fikirliğini ve sahillerini sevdiğini fakat burada bir kariyer inşa etmenin çok zor olduğunu düşünüyor. İmkan ve fırsatların azlığının, burada yaşam hakkındaki düşüncelerini etkilediğini belirten Adilova, “İyi bir eğitim aldığımı düşünüyorum fakat mezun olduktan sonraki sürecin zor olduğunu ve seçeneklerin kısıtlı olduğunu gözlemledim” diye anlatıyor.
“Ulaşım benim için hep bir problemdi”
Kıbrıs’ta toplu taşıma olmamasının, yıllardır kendisini olumsuz etkilediğini ve işlerini aksattığını dile getiren Adilova, “Ulaşım benim için hep bir sorundu. Okurken bir yandan çalıştığım için işe gidip gelirken zorluk çekiyordum. Bir işimi halletmek için veya gezme amaçlı istediğim yere gidemiyordum” diyor. Kıbrıs’ın yeşil alanının da az olduğunu ve yürüyüş yapabileceği bir parkın veya alanın olmamasının da onu mutsuz ettiğini söyleyen Adilova, daha çok yeşil alan olmasını diliyor.
“Kültür farkı yaşadım”
Kıbrıs’a ilk geldiği zamanlarda, kendi ülkesi ile arasındaki kültür farkının belirgin olduğunu ve şaşırdığını ifade eden Adilova, “Bizim kültürümüzde bazı günlük alışkanlıklar, buradaki gibi sık veya toplum içinde yapılmıyor. Onun dışında ise, ülkemde herkes kiminle olursa olsun hep saygılı ve düzgün bir dilde konuşur. Buraya geldiğimde insanların konuşma tarzları ve kullandıkları kelimeleri duyunca çok şaşırmıştım. Çünkü bizim ülkemizde bu çok ayıpsanır. Ancak sonrasında buranın kültürünün farklı olduğunu kabullenerek alıştım. Tabii kendi hayatımda bu gibi şeyleri hâlâ yapmıyorum” diye açıklıyor. Bunların yanı sıra, Kıbrıs halkının açık fikirliliğini ve özel alana saygısını takdir eden Adilova, “Kıbrıs’ta herkesin özgürce istediğini söyleyebilmesi, yapabilmesi veya giyebilmesini her zaman çok sevmişimdir” diyor.
Kıbrıs’ta neyi değiştirebilmek isterdiniz?
“Kesinlikle toplu taşımanın yürürlüğe geçmesini isterdim. Altı yıldır benim için en büyük sorun, devlet otobüslerinin olmamasıydı. Buraya gelen öğrenciler veya özel aracı olmayan insanlar için de en büyük sorunlardan birisi yine ulaşımdır diye düşünüyorum. Toplu taşıma araçları umarım yaygınlaşır.”