1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. İlk kez ev ya da araç alacak gençlere ‘sıfır’ masraf olmalı!
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

İlk kez ev ya da araç alacak gençlere ‘sıfır’ masraf olmalı!

A+A-

Gençler için “yeni ev almak” hayal oldu.
Hele özelde çalışıyorsa…
Kirada evlenmek bile imkansız noktaya geldi.

Lefkoşa Gençlik Derneği Başkanı Mustafa Özbilgehan, dikkat çekici bir öneri gündeme taşıdı, Kıbrıs Postası’nda okudum.

“İlk kez ev alacak, 35 yaşına kadar gençlerden tapu harcı alınmasın, KDV iadesi gündeme gelsin, benzer uygulama ilk kez araç alacak gençler için de düşünülsün…”

İlk kez ev ya da araba alacak gençlere yönelik Maliye tüm gelirlerinden feragat etmelidir.
Fon, vergi, harç, gümrük ne varsa…
“Sıfır masraf”
olmalıdır.
Maliye’nin kasasını değil hayatı büyütmektir önemli olan…
Gençlere yaşam imkanı sağlamaktır bu ülkede…
Şimdi görüyorum “uygun faizli kredi” deniyor.
Yetmez!
Gençlerin sırtındaki yük alınmalıdır mutlaka…

İlk kez ev ya da araç alacak gençler için Maliye tüm gelirlerinden vazgeçmelidir.
Gençlik Örgütleri bu öneriye sahip çıkmalıdır.
Siyasi partiler mutlaka Meclis gündeminde en önde tutmalıdır böylesi bir girişimi…
Toplumcu düşünen sendika ya da sivil toplum örgütleri destek vermelidir.

Bir ülke gençlerini yitiriyorsa, kendi evlatlarını kaybediyorsa, geleceğini karartıyor demektir.
Gençlerin yüzleri gülmüyorsa toplum üzgündür.

ilk-kez-ev-ya-da-arac.jpg


Evin içi de karıştı (!)

“Nüfus hareketleriyle Kıbrıs Türkü azınlık durumuna düşmüştür” dedi Tatar.
Doğruyu söyledi!
Bir başka zamanı anlattı ama bugüne denk geldi.

***
Nüfus hareketleri değişti şimdi…
Kayıt dışılık bir başka yöne evrildi…
“Gelen Türk Giden Türk”tü geçmişte…
Şimdi gelenler çeşitlendi.
Kıbrıslı gençler oldu yine gidenler, pek değişmedi…

***

Delikanlının biri pencereden memleketin içine kusarken yere düştü.
Şaka değil gerçek!

“Şimdi biz tam kusulacak bir dönemeçteyiz, çünkü bu kadar bulantıyı hiçbir mide kaldırmaz” demişti ya şair Faize Özdemirciler.
Öyle oldu.
Hastanede tedavisinin ardından yabancı genç kustuğu için değil, ülkede izinsiz bulunmaktan tutuklandı.
Şu ortaya çıktı: 2 bin 38 gündür kaçak!
5 yıldan fazla bir zaman bu!
En dramatiği de şu: Polis, bu süre içerisinde zanlının kaçak bulunduğu zaman diliminde ülkede ne yaptığının araştırılacağını açıkladı.

***

Güneye geçişlerde “devlet gösterisi” olsun diye işlem yapanlar, üniversite patronlarını üzmesinler diye geleni “öğrenci” kılığında ülkeye alıyorlar.
Elçilik öfkelenmesin diye “turist” kabul ediliyor limandan girenler…
“Muhaceret Affı” marifet kabul ediliyor her sene…
Planlı nüfus aktarımı zaten malum!

***

Şimdilerde kamusal eğitim yeniden gündemde ya…
Eğitim Bakanı’nın Meclis konuşmasında dinledim, “nüfus kontrolsüz artıyor” diyor.
O da şikâyetçi!
Bakanlar Kurulu’nda bir tanıdığı varsa bu şikâyetini dile getirse keşke (!)

***

Dünyanın başka ülkelerinde “kontrolsüz nüfus artışı” varsa eğer “doğum kontrol” yöntemleri önerilir.
Bizdeki sorun irade!
Kendi yaşadığı toprakları yönetemeyen sinikler yığını “istifa” yerine “istifra”yı yeğliyor genelde…

***

Türkiye’yi “yurt içi”, Kıbrıs’ı “yurt dışı” yaptılar adanın kuzeyinde…
Kıbrıs’ta Kıbrıs “yabancı ülke!”
Yaşadığımız sokaklara yabancıyız hatta birbirimize…
Türkiye ev içi (!)

Şimdi evin içi bile karıştı iyice…

evin-ici-de-karisti.jpg


Yunanca neden seçmeli ders değil?

Yunan Dili Derneği haklı!
Kıbrıs’ın ana dillerinden biri olan Yunanca tüm okullarda “seçmeli” ders olmalı ancak değil.
Dil adanın en önemli bariyeri üstelik…
Hele bu ekonomik koşullarda Yunanca bilmek tüm çocuklarımız için son derece önemli…
Adanın güneyinde çalışma şansları olacak.
Euro kazanacaklar!

Yunanca eğitimi sadece bazı okullarda var.
Eğitimciler işsiz…
Siyasi bir tavır bu ve düşmanca…

İngilizce’nin yanında, Fransızca ve Almanca eğitimleri yıllardır veriliyor.
Her okulda var.
Yunanca da seçmeli ders ama her okulda değil.
Okul müdürlerinin inisiyatifine bırakılmış.
Ortaokulda Yunanca öğrenen bir çocuk, lisede devam edemiyor.

“Almanca, Fransızca ve İngilizce her okulda varken, Yunanca’nın sadece bazı okullarda bulunması, kamusal eğitimde eşitsizlik yaratmaktadır.” diyor dernek…
Eşitsizlik değil haksızlık da…

Her ortaokul ve lisede Yunanca dersi tıpkı Almanca ve Fransızca gibi olmalıdır.
Çocuklarımız için bir şanstır bu…
Bir iyilik…
Gelecekleri için bir gelişim ve fırsattır.
Keşke ilköğretimde verilse; güneyde Türkçe, kuzeyde Yunanca…
Yurdumuzda, herkes, çok daha iyi anlasa birbirini…

yunanca-neden.jpg

Bu yazı toplam 2714 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar