İlk otobüste bulunan Terazili (Zigi) altı “kayıp” yarın Mağusa’da toprağa veriliyor…
Kayıplar Komitesi’nin Leymosun yakınlarındaki Pareklişa’da bir taş ocağında bulunan toplu mezarda yürütmekte olduğu kazılarda, Dohni ve Zigi’den (Taşkent ve Terazi’den) alınarak “kayıp” edilen ikinci otobüste bulunan Kıbrıslıtürkler’den geride kalanlar bulunmaya devam ediyor. Pareklişa’daki toplu mezarda şu ana kadar yürütülen kazılarda 25 “kayıp”tan geride kalanlar bulundu.
İLK OTOBÜSTEKİ TERAZİLİ “KAYIPLAR” İÇİN CENAZE TÖRENİ
Pareklişa’da ikinci otobüste bulunan, öldürülerek “kayıp” edilen Kıbrıslıtürkler’den geride kalanlar için kazılar sürdürülürken, ilk otobüste bulunan Terazililerden (Zigi) altı “kayıp” Kıbrıslıtürk için yarın Mağusa’da cenaze töreni düzenleniyor.
İlk otobüste bulunan “kayıp” Kıbrıslıtürkler’den geride kalanlar, Yerasa’da yürütülen kazılarda bulunmuştu.
İlk otobüste bulunan Terazili Ahmet Mustafa, Ekrem Ahmet Küçük, Hasan Ahmet Küçük, Muharrem Ekrem, Arif Ahmet ve Erdoğan Hüseyin için Mağusa’da Lala Mustafa Paşa Camisi’nde yarın (28 Mart 2014 Cuma) saat 10.00’da cenaze töreni yapılacak. Ardından askeri törenle Mağusa’daki şehitliğe defnedilecekler.
Terazi’den alınarak “kayıp” edilen Turgut Ahmet, Turgut Hüseyin, Ömer Ahmet, Hasan Hüseyin ve Hüseyin Ahmet’ten geride kalanlar için ise arayış devam ediyor. Onların Pareklişa’daki toplu mezardan çıkabileceği tahmin ediliyor ancak kazı bitip de DNA testleri yapılıncaya kadar bu konuda kesin bir tahmin yürütmek mümkün değil.
Terazi’den 14 Kıbrıslıtürk alınmıştı ancak bunların üçü aslen Dohnili idi. Dohnililer’in Taşkent’te yaptırılan şehitliğe defnedilmeleri tasarlanıyor.
Mari’den (Tatlısu) “kayıp” edilen Süleyman Hüseyin ise köyden EOKA-B’ciler tarafından alınarak iki otobüste bulunan Kıbrıslıtürkler’den ayrı bir yere götürülmüş, öldürülmüş ve “kayıp” edilmiş. 1904 doğumlu olan ve “kayıp” edildiğinde 70 yaşında olan Süleyman Hüseyin’den hala bir iz yok…
Yarın (28 Mart 2014 Cuma) saat 10.00’da Mağusa’da yapılacak cenaze töreninde Ahmet Mustafa’nın eşi Leyla Kıralp’ın konuşma yapması bekleniyor. Leyla Kıralp eşinin EOKA-B’ciler tarafından alınarak öldürülmesi ve bir toplu mezara gömülmesine karşın yıllardır barış mücadelesiyle tanınıyor. Kıralp “Paylaştığımız Islak ve Beyaz Mendil” başlıklı özyaşam öyküsünde de yaşadığı trajediyi ve barışı neden savunduğunu yürekten gelen bir dille anlatmış, kitabı hem Türkçe, hem Rumca olarak yayımlanarak okuyanlarda derin izler bırakmıştı.