“İlk tavlamızı kendimiz yapmıştık”
İskele’de tavla oynarken YENİDÜZEN’in objektifine takılan Kani Ergüven, tavla ile ilk kez 10 yaşında tanıştığını anlatıyor…
İskele’de tavla oynarken YENİDÜZEN’in objektifine takılan Kani Ergüven, tavla ile ilk kez 10 yaşında tanıştığını anlatıyor…
Çocukluk yıllarına geri dönen Ergüven, “İlk tavlamızı kendimiz yapmıştık. Alet kutusunu tavla yaparak, süpürge sapını da küçük küçük kesip tavla taşı yapmıştık. Zar için ise alçı parçasının üzerine numaralar yazıp set kurmuştuk. Futbol topu bile bulamadığımız, satın alamadığımız, oyuncaklarımızı kendimiz yaptığımız yılların çocuklarıydık…” diyor…
“Anneme hediye almaya gittiğimde filenin içinde asılı bir futbol topu gördüm”
Hiç unutmadığı anısını bizlerle paylaşan Ergüven, şöyle devam ediyor;
“Oyuncak almak çok zordu, 11 yaşındaydım, anneler günü için para biriktirip annemize hediye alacaktık. Herkes parasını biriktirdi, ben de toplam 10 şilin biriktirmiştim. Anneme hediye almaya gittiğimde filenin içinde asılı bir futbol topu gördüm, adeta o topa vuruldum, fiyatını sordum 11 şilin… Çok düşündüm ve annem için biriktirdiğim hediye parası ile o topu aldım. Paket yaptım, eve gittim. Anneme, baktım ve hediyesini vermeden önce sordum, Anne, bir anne çocukları mutluysa mutludur değil mi?” dedim, evet oğlum dedi…
Ben de hediyeyi verirken, “’O zaman al, biz bununla çok mutlu olacağız, sen de böylelikle mutlu olacaksın’ dedim… Annem dakikalarca gülmüştü, her anneler gününde de bu maceramızı anlatıyorum…”