'İLLA BEN DİYEN SAYIN KÜÇÜK'TÜR'
Kaşif, kendisi ve arkadaşlarının ne UBP, ne de UBP’lilerle bir sorunları olmadığın belirtti.
Ulusal Birlik Partisi Genel Başkan adayı Ahmet Kaşif, “ Ülke ve partide yaşanan sorunlara bir türlü sağlıklı çözüm üretilememesi ile UBP’de antidemokratik, sevgi-saygı yerine ötekileştirmeyi tercih eden bir zihniyetin hüküm sürmesinin Başbakan İrsen Küçük’ten kaynaklandığını” belirtti.
Kaşif, kendisi ve arkadaşlarının ne UBP, ne de UBP’lilerle bir sorunları olmadığın belirtti.
Ahmet Kaşif, İrsen Küçük’ün dün yaptığı açıklamayı yanıtlarken “illa ki ben diyen Sayın Küçük’tür. Bizim hedefimiz ise Küçük’ün ‘ben odaklı’ zihniyetinden ülkeyi ve partiyi kurtarmak, doğru ve saygın bir yönetim anlayışını ülkede ve partide hakim kılmaktır” dedi.
Kaşif açıklamasında şunları kaydetti;
“ UBP’nin birlik ve beraberliğini bozan biri varsa o da ,aylar öncesinden başlayan, son döndemde doruğa tırmanan kendisinden olmadığını düşündüğü herkesi dışlayan, görevden alan, cezalandıran, tehdit eden, bir ilçe kongresi, bir kurultay uğruna her trülü siyasi ayak oyununu kendi partisinden insanlara karşı bile yapmaktan kaçınmayan, makamını sadece kendi ve atrafındaki bazı kişiler için kullanan,UBP delegesini satın alınabilen bir eşya gibi gören tutumu ile Başbakan İrsen Küçük’tür.
UBP Parti tüzüğü oradayken ikinci tur Başkanlık seçimini yapmaktan kaçan, aylardır UBP Genel Başkanlık yarışının mahkemelerde görüşülmesine neden olan, parti tüzüğünü ve demokratik teamülleri hiçe sayarak kararlar aldırtan, bizi partiden atmakla tehdit eden, parti adına yaptırdığı açıklamalarla bize akıl almaz suçlama ve eleştirilerde bulunan, bizleri çağırmadan grup toplantısı yaptırtan Sayın Küçük’ün yeni tehditleri bizler için geçersizdir..
UBP’nin 2009 yılı Nisan ayında tek başına iktidara gelişinden sonra kurulan kabinede yer almadığı için UBP hükümetinin listesinin okunacağı Cumhuriyet Meclisi toplantısına gelmeyen, UBP’lilerin tek başına iktidar seviçllerini zehir eden Sayın Küçük’ün disiplinden bahsedebilmesi hayli şaşırtıcıdır.
Ben, UBP’ye 2004 yılında katıldım.UBP’den ayrılıp da UBP’ye geri gelmedim.Gelenlere bir lafım yok ama durum budur. İrsen bey ise 1984’te UBP’den kaçtı, 1985 seçimlerine Toplumsal Atılım Partisi’ni kurarak UBP’ye karşı seçime girdi.Sayın Küçük 1990 yılında da Demokratik Mücadele Partisi çatısı altında UBP’ye karşı seçime girdi ve iki seçimde de milletvekili olamadı.10 yıl UBP’den uzak kaldıktan sonra 1994 yılında Sayın Derviş Eroğlu ile yaptığı görüşmenin ardındani yetkili kurullarının onayı ile partiye döndü.Hal böyleyken İrsen beyin 40 yıllık UBP’lilerden daha UBP’li havası yaratmaya çalışması yanıltıcıdır.
Benim eleştirilerim UBP’ye değil hala tamamlanmayan UBP Kurultayı Genel Başkanlık seçimlerinde rakibim olan UBP Genel Başkanlığı’nın diğer adayı İrsen Küçük’e yöneliktir ve bu da yarışın, yaşananların doğal bir gereğidir.Partinin ve ülkenin içinde buluduğu sıkıntıları böyle bir zamamda söylemeyecek de ne zaman dile getireceğiz? Bunu bile hazmedemeyen bir kişi nasıl demokrat olabilir?
Unutulmamalıdır ki mahkeme kararı sonucu 20 günden bu yana UBP Genel Başkanı yoktur ve teamüller gereği Başbakan parlamentoda çoğunluğu olan partinin Genel Başkanı olması lazım.UBP içinde Sayın Küçük’ün konumu ne ise benim de odur. İkimiz de Genel Başkan adayıyız.
Ülkede ve UBP’de birlik, huzur bırakmayan Başbakan Küçük’ün sanki parti ve ülke güllük gülistanlıkmış gibi açıklama yapması ve partinin ülkenin içine düşürüldüğü sıkıntılardan nerseyse bizi sorumlu tutmaya kalkışması, ülkemiz ve partimiz için büyük bir talihsizliktir.
Sayın İrsen Küçük’ün şaşırtma yapma gayreti içinde bizimle Anavatan Türkiye’yi karşı karşıya getirmeye çalışıyor ama herkes de biliyor ki yaptığı yanlışlarla Anavatan Türkiye’ye en fazla zararı kendisi veriyor.
Daha önceki ve yeni Ekonomik Program Meclis’te eleştirilir, Anavatan Türkiye hükümetine yönelik çeşitli sözler söylenirken sesini çıkarmayan, bir günden bir güne televizyon programlarına katılarak eleştirilere doğru dürüst yanıt vermeyen Sayın Küçük’ün bize karşı program savunucusu kesilmesine gerek yok. Biz ekonomik programın doğru bir şekilde ve tüm kesimlerle sağlıklı diyalog kurularak uygulanmasından yanayız.
Ben hiç birşeyi unutmadım. Unutan Sayın Başbakandır. Sayın Küçük,2010 yılı Nisan ayındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden hemen sonra yapılan olağanüstü parti kurultayında yıl sonunda yapılacak olağan kurultaya kadar 6 aylık bir süre için UBP Genel Başkanı olmayı kabul ettiğini, bu yöndeki belgeye kendisi ve tüm UBP milletvekillerinin imza koyduğunu benim bu yüzden fedakarlık yaparak genel başkan adaylığımdan geri adım attığımı ama İrsen beyin sözdünde durmadığını, attığı imzayı unuttuğunu, verdiği sözden caydığını, benim 2010 Kurultayı’nda da kendisine sert eleştirilerde bulunarak Genel Başkan adayı olduğumu gizlemeye çalışıyor.
Evet, kendisi Başbakan ben de Bakan olarak çalıştım ama tabandan gelen sesler, ülkede ve partide ortaya çıkan sıkıntılar sonrasında en demokratik hakkımı kullanarak Genel Başkanlığa aday oldum. Kendisi Genel Başkan ve Başbakan olarak ne yaptı? Benim adaylığımı içine sindiremeyerek genel başkanlık yarışında avantaj sağlamak hesabıyla beni Bakanlık görevinden aldı, bana destek veren herkesi düşman görerek , dışladı, görevden aldı.
Benim ve arkadaşlarımızın amacı Anavatan Türkiye ve onun iktidarda olan hükümeti ile karşılıklı sevgi ve saygı içinde işbirliğini daha ileri götürmek, Kıbrıs Davamızı halkımız ve Anavatan Türkiye ile birlikte savunmak, ekonomizin gelişmesi, halkımızın refahının artması için Anavatan Türkiye ile belirli program ve planlar çerçevesinde birlikte çaba göstermektir.
Bize göre Anavatan Türkiye ile ilişkilerimiz kişilere bağlı değildir ve olmamalıdır.
UBP’ye, ülkeye ve Anavatan Türkiye’ye zarar veren asıl kişi olan Başbakan İrsen Küçük bizi statükocu olmakla suçlayabilecek en son kişidir.Biz ülkede ve partide baştan aşağı bir gelişim ve değişim hareketi başlatmak ,çağdaş , takım ruhu ile hareketi benimsemiş bir vizyonla halkımızın yakındığı sorunları geride bırakmak gereken Anayasal, yasal tüm reformların önünü açmak için göreve talibiz.
Her yerde,İrsen beyintek başına iktidara gelen UBP’yi aldığı noktadan her gün biraz daha fazla geriye götürdüğü yazılıyor,konuşuluyor.Sayın Küçük bunları duymuyor, okumuyor mu?
UBP’liler ve Halkımzın çok büyük kesimi tarafından başarısız bulunan ve “ eğer UBP Küçük’le devam ederse ilk seçimde hüsrana uğrayacak” sözlerini söylettiren Başbakan Küçük artık UBP’ye ve halka verecek birşeyi kalmadığını anlamalı, bizi tehditleri ile sindirebileceğini, ya da geriletebileceğini düşünmekten vazgeçmelidir.
Ülkede ve partide kaostan söz ediliyorsa bunun tek sorumlusu Başbakan Küçüktür ve bu gerçek hiçbir demagoji ya da demeçle değiştirilemez.
Yapılması gereken yargı kararına uygun olarak bir hafta içinde UBP Genel Başkanlık yarışının ikinci turunu yapmak ve kararı UBP’nin en yüce karar organı olan UBP Kurultayı ile delegemizin hür iradesine bırakmaktır.