Kısacık ziyareti olay olan T.C.Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’a, TBMM’de sorulmuş:  “Kuzey Kıbrıs’ta bulunduğunuz sırada TC Büyükelçisi Halil İ.Akça ile görüşmeniz sırasında merhum Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş ve şimdiki Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu için ‘dinsiz’ dediniz mi ?”
Bu yazı hazırlanırken  Başbakan Yardımcısı Sayın Beşir Atalay’ın bu soruya bir yanıt verip vermediği konusunda henüz bir açıklama yoktu.  Ama, ben Sayın Atalay’ın vereceği yanıtı şimdiden söyleyeyim:  “Haaaayııııırrrrrr...Kesinlikle böyle birşey olmamıştır....”
Gerçekten söyledi mi söylemedi mi ? Onu da bilmem. Haber Afrika gazetesinde çıkmıştı.  Herhalde Sayın Atalay ‘Afrika Gazetesi’ne de yüklenecektir, yanıtını verirken.  Büyük bir olasılıkla Afrika Gazetesi için de “Bu gazete zaten Kıbrıs’taki satılmışların, dinsizlerin, vatan hainlerinin  gazetesi...  Böyle bir gazetenin haberini ciddiye alıp da siz beni nasıl sorgularsınız ?” bile diyebilir.
‘Dinsizler’ dediydi veya demediydi...Demiş de olabilir, dememiş de... Ama Kıbrıslı Türklerin bildiği birşey var:  Kıbrıslı Türkler için Türkiye’de yaratılan imaj zaten tepeden tırnağa bozuk.  1974’den bu yana, en yetkililerin ağızlarında bile, ‘nankör’, ‘satılmış’, ‘vatan haini’, ‘hazır yeyici’ v.s. değil miydik zaten ? ‘Dinsiz’lik  bunlar yanında daha yumuşak bir iddia mı yani ?
    ***   
Türkiye’deki internet sitelerinden birinde bir araştırma (!!!!) (karıştırma desek daha doğru mu olur acaba ?) yazısı çıkmıştı 3 Şubat 2013 tarihinde.  Bir zat-ı muhterem, Kıbrıslı Türklerin, köklerini unutmuş, dinsiz, imansız, zavallı  ‘tesettür’ün bile olmadığı bir toplum olduğunu  saptamış (!!!).
  Kıbrısa da gelmiş kendisi.  Camiye de gitmiş. Yerli, hiç kimse yokmuş camilerde. Lala Mustafa Paşa Camii’ndeki namazını , dışarıdaki rock konserinin gürültüsü içinde kılmış....
Bilmem hangi Profesör, yıllar önce  Ergenekoncu Denktaş’a Kıbrıs’ta İmam Hatip Liseleri açılmasını önermiş ama Denktaş reddetmiş...
Kıbrıslı Türkler ezan sesinden bile şikayet etmiş. Şikayetler üzerine hoparlörlerin sesi kısılmış...
Yıllardır hem Türkiyede hem de Kıbrıs’ta oynanan ‘çağdaşlaşma’, ‘batılılaşma’ v.s.  adı altında oynanan oyundan, şükürler olsun ki Türkiye kurtulmuş ama Kıbrıs kurtulamamış.... v.s. v.s. v.s.
Çok da şaşırmadım okurken.  Yıllardır Türkiye halkına pompalanan ‘Kıbrıslı Türk’ imajının bir  ürünüydü bu araştırma (!!!) da.  Araştırmacıya (!!!) gelince...  Bu adam belli ki,  çağdaşlaşma, batılılaşmayla ilgili  takıntılarını,  dünyaya bakış açısını hatta ve hatta,  Cumhuriyet Türkiyesi,  Atatürk’çülük ve laiklikle ilgili düşüncelerini ortaya döken, bu aralar Türkiyede bolca bulunan,  ‘özel’  türlerden biriydi. 
    ***
“İmam osurursa cemaat sıçar” özdeyişi gelmedi mi aklınıza ?
Eminim gelmiştir.
“İmam sıçarsa, cemaat ne yapar ?” sorusu de gelmedi mi aklınıza hemen ardından ?
Birileri anlatmalı...Ama kim ???  Ve nasıl ?
Kıbrıslı Türk’ün böyleleriyle  ve böyle düşünenlerle, hele hele örümcek kafalılarla ne konuşacak ne de tartışcak birşeyi yok... Düzey meselesi.
Daha da önemlisi, Kıbrıslı Türk’ün böylelerinin cennetine gitme isteği de yok...