
İmamoğlu: "Yargı tacizinin en üstünü yaşıyoruz"
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek hakkındaki açıklaması ve CHP davalarında yer aldığını söylediği bilirkişi ile ilgili sözleri nedeniyle hakkında başlatılan iki ayrı soruşturmada Çağlayan Adliyesi'nde bugün ifade verdi
Adliye önünde kendisine desteğe gelen kalabalığa bir otobüsün üzerinden seslenen İmamoğlu, "16 milyonun temsilcisi böyle bir ifade vermemeliydi. Bugünkü mesele yargının siyasallaşması ve İstanbul'da kurulmaya çalışılan bir kumpasın geldiği sonuçtur" dedi.
Yaşanan süreci "yargı tacizi" olarak adlandıran İmamoğlu, "son dört aydır bunun en üst seviyesini yaşadıklarını ancak yılmayacaklarını" dile getirdi.
"Turpun büyüğü heybede" sözleri nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı da eleştiren İmamoğlu, bu sözlerin "Ben soruşturma seviyesinde olan bu dosyaların her sayfasını biliyorum" demek olduğunu savundu ve şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanının böyle bir dosyaya bakabilme, inceleyebilme hakkı var mı? Ona rağmen 'Ben davayı takip ediyorum, endişeli bunlar' diyorsun. Geçmişte soyunduğun gibi bu davanın da savcılığına soyunuyorsun."
İBB Başkanı erken seçim çağrılarını yineleyerek, "Kurtulmanın yolu sandık, sandık, sandık… Sandık gelecek bu iktidar gidecek" diye konuştu.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da yargı sistemini eleştirerek, iktidarın değişmesi durumunda "Demokrasinin başlangıcı olarak Silivri Cezaevi'ni kapatalım" dedi.
İmamoğlu neden ifade verdi?
İmamoğlu, 20 Ocak'ta CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın'ın ifade vermeye götürülmesinin ardından yaptığı açıklamada şu ifadeyi kullanmıştı:
"Bak Başsavcı sana söylüyorum. Biz var ya, sana hiçbir faydamız olmaz senin zihnin çürümüş de, senin evlatlarını bile bu muamelelerden kurtarmak için seni yöneten aklı bu milletin zihninden söküp atacağız, bunu unutma."
Ardından Gürlek'e yönelik sarf ettiği sözler nedeniyle İmamoğlu'na soruşturma açıldı.
İBB Başkanı ayrıca 27 Ocak Pazartesi günü düzenlediği bir basın toplantısında kendisi ve CHP'li belediyelerle ilgili davalara bakan bilirkişi S.B. hakkında suçlamalarda bulundu.
Ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İmamoğlu hakkında başka bir soruşturma daha başlattı.
Adliye önünde destek
İmamoğlu'nun ifade vermesine eşlik etmek üzere Çağlayan Adliyesi önünde çok sayıda kişi toplandı.
Destek amacıyla gelenler arasında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da vardı. Yavaş, basına yaptığı açıklamada, "İfadesini verecek. Hiçbirimiz, hiçbir şekilde soruşturulmaktan çekinmiyoruz. Soruşturulmaz insanlar olduğumuzu da inanmıyoruz" dedi ve ekledi:
"Konuşması bitmeden soruşturulması açılması adliyeye gölge düşürüyor. İyi tarafı şu; Sayın İmamoğlu'nu bu sefer davetle çağırdılar. Normalde olması gereken bu. Dolayısıyla gece evinden kimseyi almaya gerek yok. İnşallah bundan sonra rayında gider."
Ne olmuştu?
CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın 20 Ocak'ta sabah erken saatlerde evinden alınarak ifade vermeye götürüldü.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Aydın hakkında "kamu görevlisine hakaret ve terörle mücadele eden kişilere hedef göstermek suçlarından soruşturma başlatıldığı" söyledi.
CHP Gençlik Kolları, 19 Ocak'ta sosyal medyada CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Gürlek'e "seyyar giyotin" dediği bir video paylaşmıştı.
Aydın, aynı gün yurt dışına çıkış yasağı ve haftada üç gün imza vermek kaydıyla serbest bırakıldı.
İstanbul Adliyesi önünde konuşan Aydın, "Bu baskılar bizleri daha da güçlendirir. Bugünden sonra daha güçlü bir şekilde sokaklarda, meydanlarda gençliğin hakkını hukukunu korumaya devam edeceğiz" dedi.
Aynı gün, İmamoğlu hakkında ise Akın Gürlek ve ailesine yönelik sözleri nedeniyle "tehdit ve terörle mücadelede görev alan kişileri hedef göstermek suçlarından" soruşturma açıldığı açıklandı.
Aydın hakkında soruşturma açılmasına neden olan videoda Özgür Özel'in şu sözlerine yer veriliyordu:
"Akın Gürlek, seyyar giyotin, adaletin boynunu kesendir. Canan Kaftancıoğlu'na yasak getiren Akın Gürlek, Hrant Dink davası Akın Gürlek, Sırrı Süreyya davası Akın Gürlek. Hepsi başka mahkemede davalar. Hepsine bunu koşturuyorlar. Hadi Ankara'da yasak getir Akın, İstanbul'a koş katliam yapacaksın Akın."
Özel, bu sözleri Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanmasından sonra sarf etmişti.
Özel hakkında da bu sözleri nedeniyle Gürlek'e hakaret ettiği ve hedef gösterdiği suçlamasıyla soruşturma açılmıştı.
CHP: 'Şizofrenik davranışlar bunlar'
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, soruşturmaların ardından yaptığı açıklamada "Bize savaş ilan edildi" dedi.
Özel, "Özel yetkili savcılar olur ya. İstanbul'u karıştırmaktan, Ekrem İmamoğlu ile uğraşmaktan özel sorumlu, yetkili bir başsavcı ile muhatabız" dedi.
Özel, "Gerçekten şizofrenik bir halle karşı karşıyayız. Şizofrenik davranışlar bunlar" yorumunu yaptı.
Ekrem İmamoğlu ise soruşturma haberinin ardından X'ten yaptığı paylaşımda kimseyi ailesi ve evlatları üzerinden tehdit etmediğini söyledi.
İmamoğlu "Kullandığım her kelime bu ülkede herkesin çocukları ve geleceği için tarafsız bir hukuk talebiydi. Sözümün arkasındayım" dedi.
İmamoğlu daha sonra basına yaptığı açıklamada "Sayın Cumhurbaşkanı için 'bizimle yatıp bizimle kalkıyor' demiştim ama Başsavcı da aynı psikolojide. Gece gündüz bizi düşünüyor. Bizimle mesleğini yürütüyor" dedi.
İmamoğlu, "Ettiğim cümleler o kadar masumiyet içeriyor ki. Cümlem üzerinden soruşturma başlatan aklın, İstanbul'u ve Türkiye'yi hukuki zeminde ciddi şekilde tehdit ettiğini düşünüyorum" yorumunu yaptı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise sosyal medyada yaptığı açıklamada soruşturmaları savunmuştu.
Tunç, "Başta İstanbul Cumhuriyet Başsavcımız olmak üzere yargı mensuplarımıza yönelik pervasızca söylenen, hukuk sınırını aşan ve suç teşkil eden açıklamalarda bulunanlar hakkında bağımsız ve tarafsız yargının harekete geçmesinden hiç kimse rahatsız olmamalıdır" dedi.
Bakan Tunç, "Başlatılan bir soruşturma veya kovuşturma kesin hükümle sonuçlanıncaya kadar, savcı, hakim ve mahkemeleri etkilemek amacıyla alenen sözlü veya yazılı beyanda bulunmak suretiyle adil yargılamayı etkilemeye çalışmak, Hukuk Devleti ile bağdaşmaz ve Türk Ceza Kanununa göre suçtur" ifadesini kullandı.