İMAR PLANI KAVGALARI VE FASIL 96’NIN YENİDEN DOĞUŞU
Bundan yaklaşık 1 yıl kadar önce, 5 Aralık 2018 tarihinde Gazimağusa, İskele ve Yeniboğaziçi İmar Planı yine gündemdeydi. Emirname 1 yıllığına geçirilecek ve plan çalışması başlayacaktı.
CTP Mağusa İlçesi beni konuşmacı olarak seminere çağırdı. Emirname ve İmar Planı ile ilgili konuşmam beklenirken, benim odaklandığım konu 55/89 İmar Yasası oldu.
“Bu imar yasası ile hiçbir şey olmaz. Ortalık savaş yeri olacak.” dedim.
“Bu yasayı değiştirmeden plan yapmak deliliktir” diye de ekledim.
Nitekim de öyle oldu. Dünyanın neredeyse her yerinde imar planları yerel yönetimler tarafından yapılıp, merkezi hükümet tarafından denetlenirken, bizim ülkemizdeki yönetim anlayışı bunu yine merkezi hükümet ile yapmayı denedi. Bir nevi imar planları konusunda STATÜKO tercih edildi.
Şimdi ise bir iktidar kavgası aldı başını gidiyor. Belki de süreci incelersek bu iktidar kavgasının nasıl ilerlediğini görebiliriz.
Tarih 6 Mayıs 2018, Şehir Plancıları Odası Başkanı Merter Refikoğlu, Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, Şehir Planlama Dairesi Müdürü Türkmen Yiğitcan ve 3 Belediye Başkanı yemek masasında oturuyorlar. Anlaşmışlar ve gayet memnunlar. İmar planını birlikte yapacaklar.
Masa , yemeklerle donatılmış ve herkes mutlu.
Tabii, KTMMOB bu karede yok. Şehir Plancıları Odası mimarların ve mühendislerin bu sürece karışmasını istemiyorlar. “Müteahhitlerle bakanlığı biz idare ederiz” diye plan yapmışlar ve KTMMOB’nin dışlandığı bu masaya oturmuşlar.
KTMMOB küsüyor ve kenara çekiliyor. 1 yıl boyunca da birlikten neredeyse hiç ses duymuyoruz.
Ardından ,şehir plancılarının evdeki hesabı çarşıya uymuyor. Tahmin ettikleri gibi bakanlığı ve müteahhitleri idare edemiyorlar. Anlaşamayınca da ittifakı terk ediliyorlar.
Bu arada UBP sessiz. Bir köşede sürecin çökmesini bekliyor ki bölgeyi tekrar Fasıl 96 kıstaslarına açarak birtakım müteahhitlerin kalbini kazansın istiyor. Özellikle cumhurbaşkanlığı seçiminde bölge oyunu alabilmek için bölgeyi talan ettirecek bu adım çok önemli.
KKTC İçişleri Bakanlığı’nı tutan Halkın Partisi ise bu niyetin farkında ve çaresiz durumda. Çünkü her ne kadar planı geçirmek bakanın yetkisindeyse de planı Resmi Gazete’de yayınlayacak kurum KKTC Başbakanlığı’na bağlı. Bu da UBP tarafından yapılacak bir manevrayı mümkün kılıyor.
Burada ezberi bozan Cumhuriyetçi Türk Partisi oluyor. Herkes CTP’den imar planı için kuru ve sert muhalefet yapmasını beklerken, CTP planının sürdürülebilir bir şekilde çalışması ve sağlıklı altyapıya ulaşabilmesi için bazı bilimsel maddeleri sıralıyor. Planlamaya verdiği önemin de altını çiziyor.
Bu yapıcı eleştiriye sanıyorum ilk olarak Ayşegül Baybars şaşırıyor. İlk başta televizyon programında refleksif bir tepki ile açıklamaya çıkışsa da ardından bakanlıkta teknik bir toplantı ile tüm verileri CTP’den alıyor ve imar planı düzenlemeyeceğini söyleyerek yapıcı eleştirilere teşekkür ediyor.
UBP bundan hiç mutlu değil. Kapak sayfasındaki tüm haberlerin Ersin Tatar’ı övdüğü bir gazete, “PLANA YOLDAŞ DESTEĞİ” başlığı altında CTP’nin yapıcı tutumuna saldırıyor, iş karıştırmaya çalışıyor çünkü plan aniden geçebilir.
TDP de bu konuda memnun değil. Kendine hep rakip gördüğü CTP’nin yapıcı ve bilimsel bir şekilde aktör olmasına kızıyor ve muhalefetin dozunu artırarak en ağır eleştiri yapma pozisyonunu üstleniyor.
TDP, başta dışlanan KTMMOB ile görüşüyor. Birlik de daha sürecin başından beri aktör olarak kabul edilmemesinden pek mutlu değil. Şehir Plancılarının da etkisi ile görüşme etkili oluyor. Bu görüşmelerin ardından da KTMMOB Başkanı bir basın açıklaması yaparak plana ateş püskürüyor.
Ve sürecin sonuna yaklaştığımız şu anda çoğu kesim emirnamenin 31 Aralık’ta yürürlükten kalkma ile ilgili maddesi olduğunu dikkate almıyor. “Nasıl olsa uzatılır” diye bir yaklaşım var.
Aynen anayasa değişiklik önerisinde olduğu gibi farklı kesimler, farklı konularda plan tam istedikleri gibi olmadığını düşünüyor ve planı yerden yere vuruyorlar.
Hani şu 6 yıl önce “yeterince cesur” gözükmediği için aleyhinde propaganda yapılan ve 6 yıldır kimsenin değiştirmek için bir daha dokunmadığı anayasamız var ya, hatırlayın.
Eğer Aralık ayında geçmez ise, bu imar planını geçirmek için görüşecekleri bir sonraki bakanın Bertan Zaroğlu olabileceği ihtimali çoğunun aklına gelmiyor.
Veya UBP’nin yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimi uğruna bölgeyi talana açacak olan Fasıl 96 kıstaslarının aniden yürürlüğe koyabileceği ihtimalini düşünmüyoruz.
Herkes kendine göre “kamuyu” savunuyor ama çoğumuzun esas kaygısı kamu değil, esas kaygı iktidar kavgası: Mesleki iktidar, siyasi iktidar veya kişisel iktidar.
Tüm bunlar olurken de bir elini avuşturanlar var. “Oh” diyorlar “anlaşamayacaklar galiba”.
Ve bu sürecin sonuna gelirken bir kez daha anladık ki imar planı yapmak bizim harcımız değildir, en azından bu yasa ile! Mevcut İmar Yasası ile bizlerin yapabileceği en iyi plan, birbirimizi yeme planıdır.
Eğer aklımız başımıza gelmez ve bu yasa değişmezse, bir sonraki imar planı kavgamızda yine ve yeniden görüşmek üzere demekten başka bir şey kalmıyor.