İMZASIZ’ ZİRVE
İstanbul BM Zirvesi'nin “sofrasında” başlayan kriz, en çok da "ortasından yırtalım" takımını sevindirdi!
Şimdi en önde onlar sahip çıkıyorlar, sürece...
Hem de göğüslerini gere gere...
“Taksim” ruhu hortladı.
Kuzeyde de güneyde de...
Tam da gün doğru “ayrılıkçı” kesime.
"Federal Çözüm beklentisi boşuna, Birleşme imkansız" diye bir coştular ki!
* * *
Onca toz duman arasında, bir başka skandalı gözden kaçırdık galiba...
Halen tam da emin değilim ya….
Çünkü Türkiye’deki gelişmeleri tüm açıklığı ile öğrenmek, değil deveye hendek atlatmak, deve alayına zeybek oynatmak kadar güç!
O kocaman ülke içine kapanırken, özgürlükler de her gün biraz daha “ufalanıyor” ne yazık.
Velhasıl!
Türkiye, ev sahibi olduğu "İnsani Zirve"nin sonuç bildirgesine imza atmadı.
Kıbrıs ile sınırlı kalmadı zirvenin krizi!
Oysa hepi topu "çatışma bölgelerinde uluslararası hukuk uygulanması"nı istiyordu bildiri!
Şimdi daha iyi anladı mı acaba liderimiz, mesele "dost ülkenin yemek davetine katılmak" kadar sıradan olsa keşke!
48 ülke imza koydu.
Ev sahibi hariç.
Üstelik Türkiye’nin güneydoğusunda savaş sürerken ‘insan hakları ihlalleri’ne dair o kadar çok yıkıcı iddia var ki.
Uluslar arası hukuk, evrensel değer, insanlar hakları o kadar “acil” ki!
Kan ve zorbalığın gündelik hayata dönüştüğü, kimi köylerin neredeyse haritadan silindiği, bodrumların toplu mezarlara dönüştüğü anlatılıyor.
“Nerede” derseniz, birkaç alternatif internet sayfasında…
Hatta kimini ilk okumanın ardından bir daha bulamıyorsunuz dahi!
Tıpkı basım gazetelerine bakınca ülkenin, basın özgürlüğünün hali de ortada…
O nedenle tüm bunlar doğru mu, yalan mı, tam da bilemiyor kimseler...
Ne yazıyormuş İstanbul BM İnsani Zirvesi Sonuç Bildirgesi’nde?
- Devletlerin, çatışma bölgelerinde düzenledikleri operasyonlarda sivilleri korumaları!
- Sivillere zarar veren güvenlik güçlerinden hesap sorulması.
- Çatışma bölgelerinde “uluslararası hukukun, özellikle de uluslararası insani hukukun” uygulanması
- Silahlı çatışmalarda askeri hedefler ile sivil hedeflerin ayrılması.
- Birleşmiş Milletler heyetlerinin çatışma bölgelerine girişine izin verilmesi.
Hani “özel uçak” gönderseler, gidip de bu maddelerin altına imza atmaz mısınız?