1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. İnadına 1 Mayıs!
Sami Özuslu

Sami Özuslu

İnadına 1 Mayıs!

A+A-

 

Bizde sapla saman çok sık karışır.
Bazen kendiliğinden karışır.
Bazen de kimileri bilerek karıştırır.
Kafası karışık olanlar ise ayrı mevzu...
Lafta ‘işçi dostu’ olup pratikte bir numaralı ‘kapitalist’ kesilenlerin sayısı az değil.
‘Dayanışma’dan söz edip ‘bireysel’ ikbal peşinde koşturanlar var bol bol...
‘Sol gösterip sağ vurmak’ lafı içerik bakımından haklılık payı içerse de, esas itibarıyla ‘sol değerler’i azaltmak, küçültmek, hatta aşağılamak için kullanılır oldu.
Ve bir de 1 Mayıs’a ‘Bahar Bayramı’ muamelesi yapanlar var!

**

1 Mayıs İşçi Bayramı’dır.
Hem de inadına!
Kafası karışık olanların inadına...
Lafta işçi dostu olup, işte sömürenlerin inadına...
Bireysel çıkarlarının peşinde koştururken ‘sol lafazanlık’ edenlerin inadına...
Solu aşağılamaya çalışanların inadına...
Ve 1 Mayıs’ı ‘Bahar Bayramı’na indirgeyenlerin inadına!..

**

“8 saat çalışma, 8 saat dinlenme, 8 saat uyku” şiarı ile kutlanmaya başlanan 1 Mayıs’ların önemi yıllar geçtikçe azalmıyor, aksine artıyor.
Bunun çok bariz nedenleri var.
Birincisi, yaşadığımız bu coğrafyada çalışanların çok büyük bir kısmı mutlu değil. Emeğinin karşılığını alan da var elbette... Hatta hak etmediği kadar ücret, menfaat, sosyal hak sahibi olanlar da var.
Ama çoğunluk öyle değil!
‘Sessiz çoğunluk’ dediğimiz çok geniş bir kesim düşük ücretle, sosyal güvencelerden yoksun, risk altında ve en önemlisi gelecek belirsizliği ile yaşam sürüyor bu ülkede...
‘Çalışan hakları’ denildiğinde örgütlü kamu çalışanları geliyor akla daha çok, ama asıl sorun dışarıda... Yani özelde...
Ve devletin fazla bir gailesi yok ne yazık, özeldekiler ne yer, ne içer, nasıl yaşar diye!..
Bu yüzden inadına 1 Mayıs!..

**

Peki ya işsizler?
1 Mayıs illa da ‘çalışan’ işçinin bayramı değil ki.
Aksine, ‘emeğiyle geçinmekten başka çaresi olmayan’ların bayramı... Yani ‘işsiz’in de bayramıdır 1 Mayıs...
Başta binlerce genç olmak üzere emeğini dahi satamayan yığınla işsiz insanımız yok mu?
“Üniversite bitirmiş ya da mesleki eğitim almış çocuklarımızın nerede, hangi koşullarda iş bulacağı, nasıl bir yaşam süreceği” sorusu 1 Mayıs’ın ruhudur, özüdür, aslıdır.
Bu yüzden inadına 1 Mayıs!..

**

Ve bir başka önemli neden...
Kıbrıs’ın kendisi...
Kıbrıs’ın bölünmüşlüğü...
Sermayenin dili, dini, rengi yok.
Emeğin de öyle!..
Sömürünün de!..
Sınıf mücadelesi vardı Kıbrıs’ta bir zamanlar, birleikte verilen...
Konuştuğu dil, inandığı din farkı gözetilmeden, emeğiye geçinen Kıbrıslılar ‘birlik’ti. Örgütleri, sendikaları vardı, beraberce mücadele verdikleri...
Sonra böldüler, birbirine kırdırdılar bu ülkenin insanlarını...
Ve ‘Kıbrıs sorunu’ doğdu.
Türkçe konuşanı da, Rumca konuşanı da, camiye gideni de, kiliseye inananı da kaybetti bu ülkenin...
Kazanan bir avuçtu.
‘Barış’ bu yüzden emekçilerin ortak hedefidir bu topraklarda...
Bu yüzden inadına 1 Mayıs!..

(Arşivimden)

Bu yazı toplam 1853 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar