Bir ‘tabloid’, yani magazin gazetesi olan Sunday Express’te çıkan ‘haber’ bazı kesimleri heyecanlandırdı.

“Bak, İngiltere KKTC’yi tanımaya hazırlanıyormuş” diyenler oldu.

Öyle ya… İngiliz gazetesi yazdı.

Türkiye’de ‘havuz medyası’ da bol bol bu ‘haber’i yaydı.

Kıbrıs Türk basınında pek itibar görmedi ‘haber’. Zira ‘haber’ değildi. Bu bir PR çalışmasıydı. Yani halkla ilişkiler faaliyeti. Lobi.

Belli ki yaptıra yaptıra bu kadarını becerebildiler.

Times ya da Guardian gibi ciddi bir İngiliz gazetesi yerine Express’in Pazar sayısında böyle bir ‘yazı’ yayımlatabildiler.

Yazık…

KKTC’nin, hele TC’nin lobicilik becerisi bu kadarsa, gerçekten çok yazık…

**

Bulvar gazetesi Express’te çıkan ‘ısmarlama haber’de çok tanıdık, pişirilip pişirilip sürekli önümüze konulan iki iddia var:

1… İngiliz Hükümeti KKTC’yi tanımayı değerlendiriyor.

2… İngiltere Kıbrıs’ın kuzeyine direkt uçuşları başlatmaya hazırlanıyor.

Kaçıncı kez, üstelik aynı argümanlarla servis ediliyor buna benzer lobi haberleri…

O kadar ‘uyduruk’ bilgiler –ya da cahillikler- de var ki bu sefer içerisinde, komediden beter…

Mesela ‘haber’deki iddiaya bakın: “İngiltere’nin Kıbrıs’taki üsleriyle ilgili uzun vadeli anlaşma yapılması da öngörülüyor.”

Kıbrıs’taki üslerin ‘vade’si varmış gibi…

İngiliz’in üslerinin güvencesi 1959-60 antlaşmaları değilmiş gibi…

Ve sanki İngiltere’nin adadaki varlığı konusundaki muhatabı KKTC’ymiş gibi…

Kim yazdı ya da yazdırdıysa artık…

**

Yine de İngiliz kaynaklara birkaç soru sorma ihtiyacı hissettim, Cenevre arifesinde ortaya atılan bu iddialarla ilgili…

Var mı ‘tanıma’ ya da ‘uçuşlar’ konusunda bir siyaset değişikliği falan diye…

Özetle aldığım cevaplar şunlar:

“Birleşik Krallık (İngiltere), Kıbrıs sorununun BM Güvenlik Konseyi kararlarında ifade edilen ve uluslararası kabul görmüş siyasi eşitliğe dayalı iki toplumlu, iki bölgeli federasyon modeli çerçevesinde kapsamlı, adil ve kalıcı çözümünün güçlü bir destekçisi olmaya devam etmektedir.”

“İngiltere, kendi kendine ilan edilmiş ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımamaktadır, ayrıca bu tutum gözden geçirilmemektedir.”

“İngiltere, 550 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararındaki ‘ayrılıkçı eylemlerle kurulan ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin sözde devletini tanımama, söz konusu ayrılıkçı yapının işini kolaylaştırmama veya herhangi bir şekilde ona yardım etmeme yönündeki çağrıya saygılıdır.”

“İngiltere Yüksek Mahkemesi, 2009 yılında Kıbrıs'ın kuzeyindeki Ercan Havaalanı’na direkt uçuşlara izin verilmesinin uluslararası hukuki yükümlülüklerimizi ihlal edeceğine karar vermiştir. Söz konusu karar 2010 yılında Temyiz Mahkemesi tarafından da onaylanmıştır.”

Durum budur ve bu toplumun ham hayallere karnı toktur.