İnisiyatif zamanı
Her kriz aynı zamanda fırsatlar da yaratır.
Marifet kriz sürecine kapılıp ‘ah-vah’ çekmek değil…
Onu herkes yapar!
Asıl marifet ‘ah-vah’ çekmeyi kısa kesmek ya da ertelemek ve onun yerine fırsatları yakalamaya çalışmaktır.
Ve şimdi tam da inisiyatif üstlenme zamanıdır.
**
Bölge gergin…
Bütün dünyanın gözü IŞİD’de, Kobani’deyken Doğu Akdeniz’in gazı Kıbrıs’ı da bir kez daha yay gibi gerdi.
Nedenler ve sonuçlar üzerinde uzun uzadıya tartışmak mümkün…
Ancak bir yandan bu tartışmayı yaratırken, diğer yandan süreci tersine çevirecek adımlar atmayı denemek lazım.
Hemen şimdi!
**
Türkiye’nin gaz aranan parsellere savaş gemisi göndereceğini açıklamasıyla başlayan ve Anastasiadis’in müzakereleri askıya almasına yol açan olumsuz gelişmelere inat, her iki toplumdaki çözüm güçlerinin vereceği ses bir anda bütün iklimi değiştirebilir.
Bu anlamda CTP’nin bugün DİSİ, pazartesi de AKEL ile yapacağını açıkladığı görüşmeler büyük önem taşıyor.
‘Ah-vah’ çekmek ve süreçte seyirci olmak yerine aktif rol üstlenmeyi tercih eden CTP yönetiminin girişimi ve DİSİ ile AKEL’in de görüşmeyi kabul etmesi ayakta alkışlanacak, pozitif adımlardır.
Bu dönemde işte böylesi açılımlara gereksinim vardır.
**
Dün sevgili Tümay da yazdı: Şimdi sağduyu zamanıdır. Tarafların ve toplum içindeki kesimlerin birbirini suçlamakla, uyarmakla, tehdit etmekle, hamasi nutuk sallamakla geçirecek zamanı yoktur.
Kıbrıs adasının ‘1974’ten beri en gergin nokta’ya geldiği saptaması yapılabiliyorsa eğer, adada kalıcı çözüme varılmadan kimsenin rahata ermeyeceği de anlaşılmış olmalıdır.
Zaman zaman unutsak da Kıbrıs’ta ‘ateşkes’ koşulları geçerlidir!
Yani ‘savaşa geçici ara’ verilmiştir.
**
1974 savaşı çıktığında 6 yaşında bir çocuktum.
Aradan geçen 40 yılda Kıbrıs sorunu bir türlü çözülemedi ve şimdi 46 yaşıma gelmişken bir kez daha ‘savaş’ ihtimalinden söz ediliyor.
Oysa ne ben ne başka biri, ister 6 yaşında olsun, ister 86, savaşın acılarını hak etmiyoruz.
Biz 40 yıl önce yaşadığımız savaşın acılarını saramadık daha…
Hangi savaşın acısı tamamen bitti, tümden unutuldu ki?
**
Bu adada doğduk, bu adada yaşamak ve günü geldiğinde bu topraklarda ölmek istiyoruz, her insan gibi…
Ve bunun için barış lazım bize…
Gerçek bir barış!
Kimse altın tepside hediye etmeyecek bize, ne barış antlaşmasını, ne de barış kültürünü…
Bu toprakların çocukları, yani biz inşa edersek gelecek ancak barış bu adaya…
Bu yüzden barış isteme zamanıdır şimdi…
Doğu Akdeniz’deki gazın da, bölgesel stratejik hesapların da, paylaşım kavgalarının da canı cehenneme!..
Barış şarkılarının yankısı bastırmalıdır savaş tamtamı çalanların kuru gürültüsünü…
Umudu yitirmeden…