1. YAZARLAR

  2. Onur Olguner

  3. İNŞAAT RUHSATLARI ARTIK ENGELLEMEYECEK
Onur Olguner

Onur Olguner

İNŞAAT RUHSATLARI ARTIK ENGELLEMEYECEK

A+A-

İdealist bir abimizle kahve içeriz zaman zaman. Konu hemen Lefkoşa Türk Belediyesi, kurumun ekonomisi ve Lefkoşa’ya değişimi getirebilecek kentsel projelerden açılır. Ve genelde her zaman sohbet şu nasihat ile biter: “Bazen okyanusa taş atıyor gibi hissedebilirsin. Atarsın atarsın da dolmaz ya. Ben sende gençliğimi görüyorum. Okyanusa taş atmaktan hiç vazgeçme.”

Bundan dört buçuk yıl önceydi. O zamanlar Mimarlar Odası Yönetim Kurulu'nda görev yapıyordum. Çok sevdiğimiz engelli bir mimar olan Faize Hanım Girne’de bir restorana gitmişti. Gitmişti gitmesine ama daha ön terasa girişte üç adet basamak olduğu için kapıya bile ulaşamamıştı. Dahası mekân sahibine “neden rampa koymadınız, ben giremiyorum” dediğinde “başka yere gidin o zaman” cevabını almıştı. Gerginlik olmuş, tartışma çıkmıştı.

Faize Hanım o tartışmanın ardından bana ulaştı. Bununla ilgili mimari bir mevzuat yok mu diye sordu. Araştırdığımızda Girne Emirnamesinin kamu kullanımına açık binalara engelli erişimini şart koştuğunu fark ettik. ‘Kamu kullanımına açık’ tanımı restoranları, marketleri, sinemaları, devlet binalarını ve halkın kullanacağı tüm binaları kapsıyordu. Fakat sorun bu maddenin altının doldurulmuş olmamasıydı. Devlet bu standartları tanımlamadığından dolayı inşaat ruhsatı verilirken bu kıstaslar aranmıyor ve kamu kullanımına açık binalarda engelli standartları uygulanmıyordu.

Faize hanımın yaşadığı kötü durumun da tetiklemesiyle 2012 yılında Mimarlar Odasında Engelli Standartları komitesini kurduk. Koordinatörlüğünü üstlendiğim bu komitede haftada iki gün toplanarak iki buçuk yıl boyunca yedi kişilik bir ekiple çalıştık.

Çalışırken pek çok kez acaba bu standartların uygulandığını görecek miyiz diye endişe duyduk. Endişe duyduk ama inancımızı kaybetmeden, yorucu bir sürecin sonunda dünyadaki engelli standartlarını ülkemize uyarlamayı tamamladık. Yıl 2014 yılına gelmişti.

Mimarlar Odası'nın yeni yönetimi bu çalışmayı aldı ve Kıbrıs Türk Ortopedi Özürlüler Derneği ile birlikte kitap haline getirdi. Tüm kurumlara ve belediyelere bu standartları iletti. Pek çok belediye bu standartların aranacağını beyan etse de, maalesef uygulamada bu mümkün olmadı.

Ardından Ortopedik Özürlüler Derneği ve Mimarlar Odası'nın yoğun bir lobi süreci başladı. Bu kitapçığı Fasıl 96 Yollar ve Binalar Yasası altında aranacak bir tüzük olarak geçirtmek istiyorduk. Bu sayede sadece emirname veya imar planı olan yerlerde değil, ülke genelinde yapılacak tüm kamu kullanımına açık binalarda bu standartlar aranacaktı.

                Üç hükümet dönemi geçti ve bu lobi çalışması devam etti. Bu çalışmaların sonunda geçtiğimiz Cuma günü KKTC Turizm ve Çevre Bakanlığı bu standartları Fasıl 96 Yollar ve Binalar Tüzüğü altında yasal mevzuata ulaştırma konusunda adımını attı.

                Peki, bu geçen tüzük ne anlama geliyor? Artık mekanlarda ne gibi standartlar aranacak?

  • Halkın kullanımına açık tüm binalar engellilere uygun tasarlanacak
  • Bu binalarda engelli tuvaletleri olacak ve eğimi uygun rampalar sağlanacak
  • Kullanıcı sayısına göre engelli otoparkı olacak
  • Kapılar, pencereler ve koridorlar engelli kullanımına uygun olacak
  • Belediyeler kaldırımlarını tekerlekli sandalyeye ve görme engellilere uygun yapacak
  • Belediyeler yaya geçitlerini görme engellilerini düşünerek tasarlayacak
  • Yangın önlemlerinde engelliler de göz önünde bulundurulacak
  • İşaretleme ve tabelalarda ortak bir dil kullanılacak
  • Ve daha birçok detay ile ülkemizdeki yaşam engelliler için de yaşanır hale getirilecek

 

Bu maddeleri özetleyecek olursak, standartlar ülkemizde yaşayan 5500 adet engellinin ve ailelerinin hayatını etkileyecek devrim niteliğinde bir adım atıyor. Uygulanmaya başladığı günden itibaren günbegün toplumdaki engelli bireylerin de yaşam hakkını savunmaya başlıyor ve buna uygun adımları zorunlu kılıyor. Artık ister kamuya, ister özele ait olsun tüm yeni yapılan binalar ve yollar engellilerin kullanımına uygun olacak. Bu bağlamda geçirilen bu mevzuat için KKTC Turizm ve Çevre Bakanlığı'nı buradan tebrik ediyorum.

Dahası, 2012 yılından beridir KTMMOB Mimarlar Odası ve Kıbrıs Türk Ortopedik Özürlüler Derneğinde uğraştığımız bu standartların hayata geçmesi bizlere başka bir şeyi daha gösteriyor:

Evet, belki okyanusa tek başına taş atmak etkisiz. Ama aynı vizyona inanan insanlar bir araya geldi mi, okyanusa taş atmaya karar verdi mi, dört buçuk yılda dahi olsa o okyanusu doldurabiliyor. Ve bu dayanışma değişimi başlatıyor.

Yeter ki bizler değişimi getirecek vizyonlara inanalım, yeter ki bir araya gelelim, yeter ki okyanusa taş atmaktan vazgeçmeyelim.

Bu yazı toplam 2704 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar