İNŞAATLARDA İŞ KAZALARI SÜRÜYOR…
Ölümlü iş kazalarındaki acı tablo, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ersan Saner’in bir süre önce “ülke genelinde ciddi bir denetim yaparsak ülkedeki tüm inşaatları yarın itibari ile durdurmamız gerekiyor” sözlerini de akıllarda getirdi.
Didem MENTEŞ
Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşanan iş kazaları acı tabloyu bir kez daha ortaya koydu, son 6 yılda 48 kişi hayatını kaybetti. Ne yapılan uyarılar, ne de hayatını kaybeden işçilerin oluşturduğu tablo, iş kazalarının önüne geçemedi.
Son yıllarda çok sayıda yaralanma ve ölümle neticelenen iş kazalarına karşın, inşaatlarda ‘yeterince önlem’ alınmazken, tedbirsizlik başka alanlara da yayıldı. 2017 yılının ilk 7 ayında ekmek parası için ter dökerken 5 işçi yaşamını yitirdi.
Ölümlü iş kazalarındaki acı tablo, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ersan Saner’in bir süre önce “ülke genelinde ciddi bir denetim yaparsak ülkedeki tüm inşaatları yarın itibari ile durdurmamız gerekiyor” sözlerini de akıllarda getirdi.
Acı tablo:
2011: 6 ölüm
2012: 4 ölüm
2013: 7 ölüm
2014: 6 ölüm
2015: 13 ölüm
2016: 7 ölüm
2017: 5 ölüm (ilk 7 ayda)
2017’nin ilk 7 ayında 5 ölüm…
Ülkede son 6 yılda 48 kişi hayatını kaybederken, en fazla ölüm 2015 yılında yaşandı. 2015 yılında yaşanan çok sayıda iş kazasında 13 işçi hayatını kaybetti. 2016 yılında meydana gelen 83 iş kazasında ise 7 işçi ekmek kavgası mücadelesini kaybetti. 2011 yılında ise 6 kişi, 2012’de 4 kişi, 2013’de 7 kişi 2014’de yılın da 6 kişi iş kazası kurbanı oldu. İş cinayetleri bu yıl da 5 işçinin yaşamını kaybetmesiyle devam ediyor.
‘Ucuz işgücü’ altında ezildiler!
Kıbrıs'ın kuzeyinde, 'iş güvenliğinden yoksun' çalışma koşulları devam ediyor. Ülkemizde bu yıl meydana gelen iş kazalarında, yaralanan ya da hayatlarını kaybeden çoğu işçilerin üçüncü ülke vatandaşı oldukları da dikkat çekiyor. Ocak ayında meydana gelen iş kazalarında hayatını kaybeden 2 kişinin Bangladeş uyruklu kişiler olduğu kayıtlara geçerken, yaralanan kişiler arasında biri Rus olmak üzere Türkiye kökenli işçiler de yer aldı.
Duyarsızlık, denetim yetersizliği!
İnşaat patlaması yaşanan ülkemizde sorumlu müteahhit firmalar, işçilerine gerekli önlemleri almada ‘uyarıcı’ olmazken, işçilerin de duyarsızlığı bu noktada devam etti. ‘Denetim’ konusunda ise yaşanan yetersizlik ortaya çıkan tabloda kendini bir kez daha gösterdi. Ölümlü iş kazalarındaki tablo, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ersan Saner’in “genel bir denetim yaparsak inşaatların tümünü durdurmamız” gerekiyor sözlerini akıllarda getirdi.
Saner: “Genel denetim yaparsal inşaatlar durur”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ersan Saner, özellikle inşaat sektöründe riskli çalışma ortamlarının bulunduğunu belirterek, genel bir denetleme yapılacak olması halinde ülkedeki tüm inşaatların gün itibari ile durdurulması gerektiğini söylemişti. Ocak ayında katıldığı bir televizyon programında konuşan Saner, “Biz KKTC’de iş sağlığı ve güvenliğinde hangi noktada olacağımıza bakarsak ve ülke genelinde ciddi bir denetim yaparsak ülkedeki tüm inşaatları yarın itibari ile durdurmamız gerekiyor. Ülkemiz genelinde, örneğin beş bin adet inşaat varsa biz dört bin dokuz yüz doksan dokuzunu durdurmak zorundayız. Hal böyleyken denetim mi yapmak yoksa farklı yöntemlerle bu açığı kapatmak daha mı önemli buna bakmamız gerekiyor” demişti.
Girne’de dün sabah çalıştığı inşaatın 5’inci katından aşağı düşerek hayatını kaybeden 25 yaşındaki Ahmet Karasu’nun ölümü 2017’nin 5’inci ölümlü kazası olarak kayıtlara geçti…
Sendikalar “devleti”, Bakan “uzmanları” suçladı!
Girne’de dün sabah çalıştığı inşaatın 5’inci katından aşağı düşerek hayatını kaybeden 25 yaşındaki Ahmet Karasu’nun ölümü 2017’nin 5’inci ölümlü kazası olarak kayıtlara geçti. Polis, Ahmet Karasu’nun sıva işi yapmakta olduğu sırada dengesini kaybetmesi soncu toprak zemine düşerek ağır yaralandıktan sonra hayatını kaybettiğini açıkladı.
Çağ-Sen Başkanı Mehmet Davulcu ise polis raporunda “belinde güvenlik kemeri olmadığı için düştüğü ve hayatını kaybettiği” yazmasına rağmen, bunun açıklanmadığını iddia etti.
50 TL’lik bir güvenlik kemer kullanılmadığı için bir hayatın söndüğünü savunan Davulcu, işçinin hayatından sorumlu olan devletin görevini yapmadığını ve cinayete yardım ve yataklık ettiğini söyledi.
Dev-İş’e bağlı Emek-İş Genel Sekreteri Hasan Yıkıcı, Girne’deki iş kazasının bu yıl yaşanan 5’inci ölüm olduğunu belirterek, işçi sağlığı ve güvenliği, etkin denetim ve cezai yaptırımlar bağlamında inandırıcı ve gerçekçi hiçbir adım atılmadığını söyledi.
YENİDÜZEN’e konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ersan Saner ise hayatını kaybeden işçinin, çalıştığı inşaatta İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı olmasına rağmen bu iş kazasının meydana geldiğini söyleyerek, “şimdi artık hangi denetimden bahsederiz bilmem” yorumunda bulundu.
Emek-İş Genel Sekreteri Hasan Yıkıcı:
“Etkin denetim için bir zenginin veya Bakanını yakının mı ölmesi gerekiyor?
YENDİÜZEN’e konuşan Dev-İş’e bağlı Emek-İş Genel Sekreteri Hasan Yıkıcı, Girne’deki iş kazasının bu yıl yaşanan 5’inci ölüm olduğunu belirterek, işçi sağlığı ve güvenliği, etkin denetim ve cezai yaptırımlar bağlamında inandırıcı ve gerçekçi hiçbir adım atılmadığını söyledi.
Yıkıcı, şunları aktardı: “Açıkça söylüyoruz, bu olaylar basit bir kaza olarak değerlendirilemez. Devletin, denetleme mercilerinin, iş verenlerin payı olduğu iş cinayetleri söz konusudur. İnşaatlarda veya sokaklarda ekmek parası peşindeyken hayatını kaybedenler genellikle Türkiye’den veya Pakistan, Bangladeş gibi ülkelerden gelen insanlardır. Bu durum ülkemizdeki çalışma hayatına dair önemli bir göstergedir. Özel sektörde çalışan neredeyse herkes güvencesiz ve zor koşullarda çalışmaktadır. Fakat özel sektör emekçileri arasında en ağır ve riskli işleri yapanlar da göçmenler veya çalışma izniyle adaya gelen yabancı ülke insanlarıdır. İşverenler sadece emeği değil aynı zamanda insan hayatını da ucuzlatıyor. İnşaatlarda etkin denetimin olması, işçi sağlığı ve güvenliği kriterlerinin uygulanması, işverenlerin yargılanması için bir zenginin veya Bakanını yakının mı ölmesi gerekiyor? Yıllardır söylüyoruz fakat gelmiş geçmiş hiçbir hükümet sendikalaşma, işçi sağlığı ve güvenliği, etkin denetim ve cezai yaptırımlar bağlamında inandırıcı ve gerçekçi hiçbir adım atmadı.”
Davulcu: “Devlet cinayete yataklık etti”
Çağ-Sen Başkanı Mehmet Davulcu, 50 TL’lik bir güvenlik kemer kullanılmadığı için bir hayatın söndüğünü savunarak, işçinin hayatından sorumlu olan devletin görevini yapmadığını ve cinayete yardım ve yataklık ettiğini dile getirdi.
Davulcu’nun yaptığı yazılı açıklama şöyle:
“Adına ‘iş kazası’ denen, ancak aslında bilindik cinayet olan üzücü olaylardan biri bugün yine tekrarlandı. Girne’de apartman inşaatının beşinci katından düşen bir işçi hayatını kaybetti. Alınmayan güvenlik önlemi yine bir genç işçinin hayatına mal oldu. Polis raporunda, ‘İnşaat iskelesinde çalışırken dengesini kaybedip düştüğü’ belirtildi. Aynı polis raporunda “belinde güvenlik kemeri olmadığı için düştüğü ve hayatını kaybettiği” belirtilmedi. Oysa ki, bu ülkede çalışma hayatını düzenleyen yasalar var. İşçi Sağlığı ve Güvenliği Yasası var. Bu yasaları yürütmekle görevli Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da var. Yasalara uyulsaydı bu genç işçi hayatta olacak çalışmaya devam ediyor olacaktı. Tüm özel sektör işçilerine çağrımızdır, hayatta kalmak ve haklarınızı kazanmak için sendikalaşınız”
Bakan Saner: “İş sağlığı ve güvenliği olan bir inşaattı, hangi denetimden bahsederiz bilmem”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ersan Saner, Girne’de dün bir inşaattan düşerek hayatını kaybeden işçinin, çalıştığı inşaatta İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı olmasına rağmen bu iş kazasının meydana geldiğini söyleyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ersan Saner, “şimdi artık hangi denetimden bahsederiz bilmem” dedi. İş sağlığı ve güvenliği uzmanlarının bahse konu bu inşaatla ilgili her şeyin tamam olduğuna dair raporları olduğunu aktaran Saner, geçen yılki iş kazalarındaki 3 inşaatta da iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarının bulunduğunu anımsattı. Tüm odalarla, İş Sağlığı ve Güvenliği Tüzüğünün görüşüldüğünü aktaran Saner, 1 yıldır bu tüzükle uğraştıklarını kaydetti. Bakanlığın da denetimlerinin sürdüğünü ifade den Saner, İş Sağlığı ve Güvenliği konusu değil, İnşaatlarda Yapı Denetimi yapılması gerektiğine vurgu yaptı.
Saner, “Meclis’te de söylediğim gibi inşaatlarla ilgili yapı denetimi yapılması gerekir. Yapı ile ilgili denetim yapılacak olsa bu ülkede tüm inşaatları durdurmamız lazım. İş sağlığı ve güvenliği bu işin öznesi değil, nesnesi durumundadır yani bütünün bir parçasıdır. Bütünü o değil, bütünü yapı denetimidir. Yani sizin binanızı tasarlayan mimar ortada yok, statikçiniz ortada yok, inşaatın müteahhidi ortada yok, şantiye şefi ortada yok, iş sağlığı ve güvenliğinden bahsediyorsunuz. Bu inşaatta İş Sağlığı ve Güvenliği var. Ben 2 tane memurlar o zaman neyi denetleyeceğim. Dünya kadar inşaat yapılır, bir inşaat yıkılırsa İnşaat Dairesi mi sorumludur” dedi.