İNSANI SEVMEKTİR… TEMEL KOŞUL…
Ona yakın olma ve onun davranışlarını çeşitli yönleriyle sentez etme… Ona ulaşma ve ‘onda olanı’ daha ilerilere taşıma eylemidir… Resmi ifade ile görevidir…
Neriman Cahit
Öğretmenlikten ayrıldıktan sonra da çağrıldığım okullara gidiyor, çocuklarla sohbet, ‘öğretmen – öğrenci iletişim ve ilişkisini’ canlı tutmaya çalışıyorum… Bu olgu, bende, gerçekten de ‘derin etkilenmeler yaratıyor.’ Üzülerek yazmak zorundayım ki, öğretmenlerin çoğunluğu ‘Eğitim’ değil, ‘öğrenim’ yapıyor… Oysa eğitimcilik başlı başına çocuğu (insanı) tanıma sanatıdır…
Ona yakın olma ve onun davranışlarını çeşitli yönleriyle sentez etme… Ona ulaşma ve ‘onda olanı’ daha ilerilere taşıma eylemidir… Resmi ifade ile görevidir…
Tüm bunları yapabilmek için de, başta ‘YETENEK’ ama, onun çok üstünde bir çaba ve donanım ister. Bu da yetmez: Başarılı olmak için temel koşul: “İNSANI SEVMEKTİR… YETENEK ve SEVGİNİZİ BİRLEŞTİRİNCE… GERÇEK BİR EĞİTİMCİ OLABİLİRSİNİZ… Ötesi lâfü-güzaf… Sadece, bir memurluk… Ama olan çocuklarınıza ve toplumun geleceğine oluyor…
***
Gençlere seslenmek istiyorum… Özellikle de: Edebiyata – yazmaya hevesli olanlara:
“Anılarınızı – tanıklıklarınızı yazın. Sakın, yaşınızla ilgili, ‘erkendir’ kararına asla yanaşmayın... Asla unutmayın ki, “Zaman, hepimizin efendisidir…” O yüzden, anılarınızı yazmak için yaşlanmayı beklemeyin…
“Anılarını, ancak yaşlılar yazar…” tabusunu yıkın!..
Edebiyat – Sanat, bir yaratıdır ve yaşla da asla ilgisi yoktur.
ANMA GÜNLERİMİZ…
Gerek Türkiye, gerekse bizde ne kadar da çok, ‘Anma Günlerimiz’ var. Geçmişe yönelik onca övgü… Ama, bizler için tarihimiz – basma kalıp yaklaşımların ötesinde – hâlâ, kapalı bir kutu…
Tarihimize, içten bakmak hala çok zor, hatta imkansız… (Ör. bir savaş anlatılırken, güçlerin sayıları veriliyor… Sonra, nasıl saldırıldığı ve sonuç; ama savaş bu kadar kolay mı ki! Elbette değil!)
Onun, nasıl bir ‘Vahşet’ olduğu anlatılsa, belki, yeryüzündeki savaşlar da olmaz!!!
Genç kuşaklar, tarihi en doğru şekilde öğrenemiyorlar…
İNSAN SEVGİSİ
“Bizde en çok ne eksik Hocam?” sorusuna bıkmadan, usanmadan verdiğim bir yanıt var: “İNSAN SEVGİSİ”
İnsanı sevmeyen, ne iş yaparsa yapsın başarılı olması mümkün değildir. Sevginin, bir kutsallığı vardır. Bayağı ve maddi değildir…
Ama, günümüzdeki aşkların çoğu böyle değildir…
HANİ NERDE…
Onca kuşatmışlığa karşın
Varolmanın… Olabilmenin
Hikayesi…
Bu bizim hikayemiz…
Suça dönüştü ülkemizde
Nicedir tutkular
Gölgelerin izini sürdük hep
Hayatın kendisi kadar…
Uzaklara kaçış düşleri
Ve ötekinin yarattığı
O yakıcı öfke içinde…
Hep bir fetih ve yağma tutkusu
Gelenlerde…
Bizse, birer sığıntı gibiyiz artık
Kendi ülkemizde…
Robenson şanslı
Sığınacak bir adamız
Bile yok artık…
Hani… nerde…
Boğuluyoruz kendi denizimizde…