1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. İnsaniyet ve merhamet birleştirecek bu toprakları…
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

İnsaniyet ve merhamet birleştirecek bu toprakları…

A+A-

 

103916507_3025106990905423_7070417637359603778_n-001.jpg

Andri Dimitriu, DEV-İŞ ile PEO'nun Kadın Büroları'nın bir etkinliğindee (soldan üçüncü)...

 

Kıbrıslırum barış atkivistleri, dün gün boyu, Kıbrıs’ın güneyinde çalışmaya gidip de kalacak bir yeri olmayan Kıbrıslıtürkler’le dayanışma girişimlerinde bulundular, bu konuda gerek kendi evlerinde, gerek arkadaşlarının evlerinde yer bulmaya girişirken, organize olmaya çalıştılar. Kıbrıs’ın güneyinde faaliyet gösteren “Sol Hareket – Federasyon İstiyoruz” da gerek kalacak yere ihtiyacı olanları, gerekse kalacak yer önerenleri kendileriyle temasa geçmeye çağırdı.

 

Korina Dimitriu’nun çağrısı: “Kimse sokakta kalmasın…”

Kıbrıs’ın önde gelen barış atkivistlerinden Korina Dimitriu, yaptığı çağrıda kimsenin sokakta kalmamasını istedi ve bu yönde bir sosyal medya sayfasının bağlantısını paylaşarak, kalacak yere ihtiyacı olanların bu link’e başvurmalarını önerdi. Korina Dimitriu, Kıbrıs’ın güneyinde bulunan mültecilere, özellikle mülteci kadın ve mülteci çocuklara yaptığı yardımlarla da tanınıyor. Aynı zamanda Yeni Kıbrıs Derneği’nin aktif bir üyesi olan Korina Dimitriu, yıllardır barış hareketinde yer alıyor.

Korina Dimitriu sosyal medya sayfasından yaptığı çağrıda şöyle dedi:

“Hedef, hiçbir Kıbrıslıtürk’ün arabada uyumamasıdır. Arabada uyunacak olunursa, geceleyin faşistler tarafından saldırıya uğranabileceği açıktır. Umarım ki bazı örgütlü kurumlar, ücretsiz misafirperverlik maksadıyla, boş olan kamp alanlarını ihtiyacı olanlara verebilirler. O zamana kadar benim önerim özel bir Facebook sayfası oluşturularak, bu konuda teklifi olanlarla, kalacak yere ihtiyacı olanların buluşturulmasıdır böyle bir sayfada.

Kimse sokaklarda kalmamalıdır… Bugün Kıbrıslıtükler’dir, yarın da biz olabiliriz…”

Korina Dimitriu, Dali’de bir Kıbrıslıtürk’ü evinde konuk edebileceğini, Hristakis Stekas’ın Leymosun’da bir kişiyi, Agniezka Rakozki’nin ise Lefkoşa’da bir kişiyi konuk edebileceğini yazdı.

Daha sonra Korina Dimitriu şu link’i paylaşarak, ihtiyacı olanlarla önerisi olanların bu link’teki sosyal medya sayfasına başvurmalarını istedi:

https://m.facebook.com/groups/336866409750174?view=permalink&id=2430664193703708

 

RESSAM LAZARO SOTİRİ’DEN ÇAĞRI…

Çok değerli ressam arkadaşımız, merhametli yüreğiyle, güneyde çalışmaya giden Kıbrıslıtürkler’e çağrıda bulunarak "İhtiyacı olan varsa, 3 kişiye evimde yer var Leymosun'da" dedi... Hayır, ressam Lazaro Sotiri “zengin” bir insan değil, kendi emeğiyle geçinen bir insan… Ama evini hiç bilmediği ama çok zor durumda olan insanlara – güneyde çalışmaya giden Kıbrıslıtürkler’e – açmakta bir an bile tereddüt etmedi ve üstelik bunu, çeşitli saldırılara maruz kalabileceği sosyal medya sayfasından yaptı…

Lazaro Sotiri de “barış”ı sadece bir “slogan” olarak değil, bir yaşam biçimi olarak benimseyenlerden… Kıbrıslırum polisinin Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum eylemcilere karşı biber gazı kullandığı Ledra Palas barikat eyleminde o da vardı…

 

ANDRİ DİMİTRİU’DAN: “SİZİ ÇOK ÖZLÜYORUM…”

PEO’dan kadın sendikacılarımızdan, kendisi de bir sanatçı olan ve hayatı boyunca Kıbrıslıtürkler’le Kıbrıslırumlar’ı ve Kıbrıs’taki tüm diğer toplumları bir araya getirmeye çalışan, göçmen ve mülteci çocuklar için her yıl yılbaşı etkinlikleri düzenleyen, SİDİKEK ve BES sendikalarının kadın çalışanlarını çeşitli etkinliklerde bir araya getiren, ortak 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamalarında organizatörler arasında bulunan bir diğer barış aktivisti olan Andri Dimitriu da benzer bir çağrıda bulundu. Andri Dimitriu, kalacak yere ihtiyacı olanların, kendilerine başvurmasını istedi. Andri ayrıca, seneler boyunca gerek ortak sendikal, gerekse ortak kültür etkinliklerinden Kıbrıslıtürk arkadaşlarıyla çekmiş olduğu onlarca resmi paylaşarak “Sizi çok özlüyorum” diye yazdı.

 

KLEOPATRA’DAN ÖNERİ…

Yine bir diğer önemli çağrı da Kleopatra Bayada’dan geldi… Kleopatra Bayada, Lefkoşa’da iki Kıbrıslıtürk’ü evinde konuk edebileceğini bildirdi. Korina Dimitriu aracılığıyla yaptığı çağrıda, ihtiyacı olanların kızı Tonia Bayada ile temasa geçmelerini istedi…

Kleopatra Bayada’yı bilmeyenler, Neriman Cahit ünlü şiiri "Çook geç kaldık Kleopatra" şiirini onun için yazmıştı. Kleopatra Bayada, yıllardır barış hareketinin ön saflarında bulunuyor – eşi rahmetlik Cus Bayada’yla birlikte yıllarca Yeni Kıbrıs Derneği’nde ortak etkinlikler düzenleyerek öncülük etmişlerdi… Gazetemiz yazarlarından şair Neriman Cahit’in “Çook geç kaldık Kleopatra” başlıklı şiiri şöyle:

 

ÇOOK GEÇ KALDIK KLEOPATRA…

Mesaryamın ekmeğine katık getir Kleopatra,

şarap getir Limasol’un bağlarından

içelim dostluğun ve barışın adına…

bana güneyden bir avuç toprak getir Kleopatra,

yıllardır boş duran saksılarımıza

barış çiçekleri ekelim seninle…

Çoook, çok geç kaldık Kleopatra,

oğullarımız bak yeniden silah başında

bir sizden bir bizden derken yıllardır

kimdir gerçekten kaybeden bir düşünelim

politikacıların yerine

artık biz analar konuşalım Kleopatra…

gel, Yeşil Hat’a badem ağaçları dikelim

barışı aşılayalım dallarına

her bahar çiçeğe duracak…

ortak dostluk rüzgârları estirelim seninle

çocuklarımızın uçurtmalarını uçuracak…

bizde bir türkü var, bilmem bilir misin?

"Beşparmak Dağı sıra

ot sarılmış mısıra…”

gel beraber söyleyelim Kleopatra

sazın  ve buzukinin eşliğinde…

bugüne dek hep biz analar kaybettik

bari çocuklarımız kazansın Kleopatra

 

Neriman CAHİT

 

YURDUMUZU BİRLEŞTİRECEK OLAN SADE İNSANLARIN MERHAMETİ…

Yurdumuzu birleştirecek olan, sade insanların doğal dostluğudur, efendilerin aşağılık kompleksli düşmanca hareketleri değil… Sade yurttaşların bu merhametli ve empatik tavırları, düşmanlık güden ve insanları perişan edenlere inat, hep varoldu bu topraklarda ve hep varolacak…

Hristina Pavlu da bu merhameti yakından bilenlerden birisi. Dün, bize şöyle yazdı:

“Ben ta çocukluğumdan beri Kıbrıslıtürkler’le birlikte yaşadım – şu an işgal altında olan Trahona’da (Kızılbaş) ve Omorfo’da da çok güzel zamanlarımız oldu… Ben hiçbir zaman Kıbrıslıtürk komşumuzu unutmayacağım… Bir Kıbrıslıtürk’ü bize ateş açmaktan alıkoymuştu – Kızılbaş’ta Türk kesiminden Rum kesimine altı çocuğuyla geçmeye çalışan anneme ve bebeklerine ateş etmesini engellemişti – bu komşumuz neredeyse, Tanrı onu korusun…”

 

KOSTAS KARSERAS’IN YAZDIKLARI…

Bir diğer barış aktivisti olan Kostas Karseras da, Cyprus Mail gazetesinde çıkan, gazetenin kaleme aldığı bir yoruma kendi yorumunu ekleyerek bunu, bizimle de paylaştı.

Karseras, şöyle yazdı:

“Cyprus Mail gazetesinin yayımladığı, kapıların kapanışının gibi açılışının da tam bir karmaşa olduğu şeklindeki yorumuna benim yorumum da şöyledir: Bu makaleyi kaleme alan yazarın görüşüne katılıyorum, yani hükümet, Kıbrıslıtürk yurttaşlarımıza kalacak yer sunmalıdır çünkü onlar Erdoğan’ın talimatları uyarınca, kendi evlerine dönemiyorlar.

Ancak, doğal olmayan ve yarım yüzyıldır devam eden bir durumu da sürekli oradan buradan yamalamaya çalışmak da yardımcı olmuyor… Avrupa Birliği’ne üye herhangi bir devlete gidip yerleşilebilmesine, buralara seyahat edilebilmesine karşın bir tek Kıbrıslı yurttaşların kendi ülkelerinde bunu yapamayışları, AB için bir utanç kaynağı olmalıdır.

Britanya’nın her tarafında şu anda kölelik sembolü heykeller yıkılırken, Kıbrıs trajedisinde Britanya’nın da oynamış olduğu karanlık rolü de ele almanın tam zamanıdır. Britanya, Kıbrıs’a tam bir tipik sömürgeci tarzıyla Londra-Zürih Anlaşmaları’nı dayatmış ve Kıbrıs’ın bağımsızlığının garantörlerinden biri olmayı deruhte etmiştir. Bu anlaşmalar çerçevesinde Britanya’nın sadece Hong Kong’a karşı değil, aynı zamanda Kıbrıs’a karşı da görevleri ve sorumlulukları vardır…”

 

CYPRUS MAIL’IN YORUMU…

Cyprus Mail gazetesi de dün “Bizim Görüşümüz” başlığı altında “Kapıların açılışı da, kapanışı gibi tam bir karmaşa” başlıklı bir yorum paylaştı. Biz de bu yorumu okurlarımız için özetle Türkçeleştirdik. Cyprus Mail, bu yorumunda özetle şöyle yazdı:

***  Kıbrıs, yurtdışından yolcuları kontrollü biçimde Kıbrıs’a alma planı çerçevesinde Salı günü havaalanlarını açtı… Bu turizm endüstrisi için olumlu bir adımdır ancak bunun erken bir hareket olup olmadığını zaman gösterecek.

***  Aynı zamanda, barikatların açılması da, üç ay önce her bir tarafın kendi tek yanlı eylemleriyle bunları kapatma kararları gibi, beceriksiz bir hareket oldu ve her iki toplumda da kafa karışıklığına yol açtı…

***  Barikatların kapatılmış olduğu zamandan geçen süre içerisinde binlerce Kıbrıslıtürk, işlerinden uzakta kaldılar ve Kıbrıslırum tarafı barikatları şimdi onlar için açmış oldukları halde, yine de işlerinden uzak kalacaklar. Salı günü 14 kişi barikatı geçti, bunlardan yalnızca sekiz tanesi işçi idi – Kıbrıslıtürk işçileri temsil ettiğini söyleyen bir grubun sözünü ettiği 15 bin sayısından çok daha az bir rakamdı bu.

***  Barikatı geçenler, yatacaklarını da birlikte getirdiler ve 1 Temmuz’a kadar arabalarında yatacaklarını söylediler – 1 Temmuz’da kuzeydeki “hükümet”, 14 günlük garantina koşulunu kaldıracakmış. İşlerine geri dönmekte işte bu kadar çaresizdir bu insanlar… Bu absürd rurum da kuzeyin “hükümetinin”, “kaslarını gösterme” girişiminin bir sonucudur.

***  Birleşmiş Milletler, iki toplum liderine bu ayın başlarında barikatların yeniden nasıl açılacağı konusunda ortak bir uzlaşıya varmaları çağrısında bulunmuş ve liderler de 21 Mayıs’ta ilk hangi adımların atılacağı konusunda gerçekten uzlaşıya varmışlardı. İşçiler, öğrenciler, sağlık sorunu olanlar, Maronitler ve kuzeyde yaşayan Kıbrıslırumlar, gerekli sağlık sertifikasıyla geçiş yapabilecekti. Salı gününden bu yana geçebiliyorlar ancak geri dönemiyorlar.

***  Kıbrıslıtürk lider Mustafa Akıncı, her iki tarafta bilimsel verilerin olumlu olduğuna inanıyor olsa dahi, “başbakan yardımcısı” Kudret Özersay durumu Akıncı’nın kontrolünden kapmak için kendi kendini paralıyor gibi duruyor…

***  Üstüne üstlük, kuzeydeki “hükümet”, bilimsel verilerini de gerçekte ortaya koymamıştır. İki toplumlu sağlık komitesi, Salı günü hala bu bilimsel verileri beklemekteydi kuzeyden. Komite tekrar buluşmayı planıyor ve böylece liderler, barikatların yeniden açılmasının bundan sonraki adımlarını değerlendirebilsinler… Ancak ortada veri yoksa, bunu yapamazlar…

***  Tüm bu çekişmelerin ortasında kalan binlerce işçi ise, iki hafta daha çalışamamakla karşı karşıyadırlar. Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis ise sözcüsüne göre bu arada “gelişmeleri takip etmekte”dir, “kaygıldır” ve “aktif olmayan biçimde kalmayacaktır”. Bakalım sözlerini eyleme dökebilecek midir?

***  Kıbrıs hükümeti, kriz esnasında yurtdışında kısılıp kalan ve memlekete geri getirilen kendi yurttaşlarına kalacak yer sağlamak üzere milyonlarca Euro harcamış ve onları otellere yerleştirmiştir. Kıbrıslıtürkler de, pasaportlarını taşımakta oldukları Kıbrıs’ın hükümetinden yardım isteme hakkına sahip yurttaşlar değil midir? Eminiz ki eski Lefkoşa’da bazı boş oteller vardır.

 

lazaro-sotirinin-bir-calismasi.jpg

Lazaros Sotiri'nin bir çalışması...

 

Bu yazı toplam 1689 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar