Hüseyin ÖZBARIŞCI

Tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgınının yanında, son dönemde Türk Lirası’nın döviz karşısındaki değer kaybı ve buna bağlı olarak da yaşanan ekonomik daralma yurttaşları düşündürüyor, yaşamı stresli hale getiriyor.

YENİDÜZEN’e konuşan uzmanlar, insanların tüm bu yaşananlar karşısında çaresiz kaldığını belirterek, bir belirsizlik içerisinde yaşadığına işaret etti.

Bu durumun kalıcı olmadığını bilmek ve bu karmaşa içinde bir anlam çıkarmaya çalışmak gerektiğine değinen uzmanlar, stressiz yaşamın önemine vurgu yaptı.

Uzmanlar, “Bu dönemde zor ama stresten uzak yaşamalıyız. Başka konulara odaklanmanın yollarını aramamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Uzmanlar ne dedi?

Uzman Klinik Psikolog Zühre Akmanlar:

“İnsanlar bir belirsizlik içerisinde yaşıyor”

Uzman Klinik Psikolog Zühre Akmanlar, son günlerde yaşanan ekonomik gelişmelerin ve COVID-19 salgınının yeniden pik yapmasının toplumu olumsuz yönde etkilediğini söyledi. İnsanların her gün yeni bir bilinmezliğe uyandığını belirten Akmanlar, kişilerin bir bilinmezlik içerisinde olduğunu, bu durumun da stresle yaşamayı ve kaygı seviyesinin yükselmesini tetiklediğini anlattı.

Akmanlar şöyle devam etti:

“Tüm bunların ışığında öncelikle düşünmemiz gereken daha önce de zor zamanlar ve bilinmezlikler yaşamış olmamız ve onlarla nasıl mücadele ettiğimizdir. Bu durumun kalıcı olmadığını bilmek ve bu karmaşa içinde bir anlam çıkarmaya çalışmak. Belirsizlik dönemlerinde belirsiz olanlarla uğraşmak yerine belirlenebilen şeylerle uğraşmak daha yararlıdır. Belirsizlik kaygısı her bireyde çok farklı dinamiklerle yaşanır. Bu durumda önemli olan insanın kendini tanımasıdır.  Hissettiklerinin yani duygularının ve aklından geçen düşüncelerin kaynaklarını görebilmek baş etmeyi kolaylaştıracaktır. Bilinmezlikte bazı kişilerde panik hali oluşturmaktadır. Bunun yerine daha sakin olup kendimizi gevşetebilmeyi başarmalıyız. Bazı kişiler de kişilik yapısı gereği Belirsizlik süreci uzadıkça  ‘ne olacaksa olsun artık‘ tarzında düşünme ortaya çıkabilmektedir. Özellikle tez canlı ve sabırsız kişilerin buna çok dikkat etmesi gerekmektedir. Belirsizlikle baş etmede sağlıklı düşünmeyi yitirmemek ve sabırlı davranmak önemli girişimlerden biridir. Unutmayın ki, anlam ve amaç umudun kaynaklarıdır. Umut da yaşam için en gerekli kapasitelerimizden biridir. Evet, İçerisinde yaşadığımız dünya korkutucu ve belirsiz bir hal almış olabilir bu durumda başkaları için ne anlam ifade ettiğimizi bilmek ve bir hayat amacına sahip olmak bize her şeyden çok daha iyi hissettirebilir.”

Uzman Psikolog Aytül Türer:

“İnsanlarımızda çaresizlik, umutsuzluk ve belirsizlik var”

Uzman Psikolog Aytül Türer, son dönemde yaşanan olayların insanları bir çaresizlik ve belirsizlik içerisine sürüklediğini belirterek, “Başka konulara odaklanmanın yollarını aramamız gerekiyor” dedi, stresten uzak kalınması gerektiğini ifade etti.

Türer şöyle konuştu:

“Her gün yeni bir haberle uyanıyoruz ve son zamanlarda yaşadığımız olaylar maalesef kişilerde kaygıyı daha da artıyor. Gelinen aşamada ne yazık ki insanlarımızda çaresizlik, umutsuzluk ve belirsizlik var. Bu gelişmelerin dışında ülkemizdeki diğer sorunlar da güven ortamını zedeliyor. COVID-19 salgınıyla ilgili olarak kurallara uyarak bir şekilde korunabiliriz. Ekonomide yaşanan gelişmeleri de fazla düşünmememiz gerekiyor. Evet, bu dönemde zor ama stresten uzak yaşamalıyız. İnsanlarımız ekonomiyi düşündükçe kaygıları daha fazla artıyor. Başka konulara odaklanmanın yollarını aramamız gerekiyor. Başka konulara odaklanmak elbette ki, bu gerçekleri değiştirmez ama bunu yapmak zorundayız.”

Klinik Psikolog Özlem Cumhur:

“Bu dönemde stres yapmamak imkansız”

Klinik Psikolog Özlem Cumhur, son dönemde yaşanan olaylar karşısında insanların bir bilinmezlik içerisinde olduğunu belirterek, bu dönemde insanların stresli yaşadığına değindi.

Cumhur şunları söyledi:

“Son dönemde bizim dışımızda gelişen olaylar oluyor. Ne yazık ki bu olayları kontrol edemiyoruz. Olaylar karşısında yaşanan çaresizlik beraberinde anlam sorgulamasını ve sonrasında da kaygı bozukluğunu getiriyor. İnsanlarımız bu olaylarla nasıl başa çıkacağını bilmediği için sürekli olarak düşünüyor ve stres yapıyor. Biz uzmanlar olarak her ne kadar ‘stresten uzak yaşayın’ desek de bu dönemde stressiz yaşam imkânsız… Ama yine de elimizden geldiği kadar stressiz yaşama odaklanmalıyız. Ekonomik sıkıntılar ve salgının yanında ülkemizde yaşanan adaletsizlikler ve haksızlıklar da insanlarımızın moralini iyice bozuyor. Bugün evini nasıl geçindireceğinin derdini düşünen insanlar, lükslerinden kısıp psikologlarına da başvurmamaya başladı. İnsanlarımız sıkıntılarını içine atıyor, uzman görüşü alamıyor ve bu durum olayları daha da kötü notaya taşıyabiliyor. Bu daha da kötü bir durum…”