“İnsanlar bu memlekette Mercedes’i aldıkları maaşla sürmüyor”
Kıbrıs Türk Tabipler Birliği Başkanı Kenan Arifoğlu’ndan, ‘KAMUDA İKİNCİ İŞ’ değerlendirmesi…
Fayka Arseven KİŞİ
Kıbrıs Türk Tabipler Birliği Başkanı Kenan Arifoğlu, Sağlık Bakanlığı’na öneri yapıldığını ifade ederek, kliniklerin devlet tarafından kiralanabileceğini, kliniklerin böylece devlet malı olabileceğini söyledi.
1 Ağustos’ta sağlıkta 2’nci iş yasağının başlayacağına işaret eden Arifoğlu, “Bu kadar yatırımın olduğu, arşivin olduğu yerleri kapatacak mıyız? Çalışanları kapı dışarı mı edeceğiz, hekimleri evde oturtacağız. Aferin pof pof reform yaptık. Böyle reform mu olur? Bu resmen ayağına kurşun sıkmadır” dedi.
Sağlık Bakanlığı’nın yapılan öneriyi değerlendirdiğini dile getiren Arifoğlu, “Bu tür öneriler Sağlık Bakanlığı’na yapılıyor. Bu önerilerin değerlendirilmesi için onlar da kafa patlatıyor. Yani çıkmayan candan ümit kesilmez, uğraşılıyor” ifadesinde bulundu.
Kıbrıs Türk Tabipler Birliği Başkanı Kenan Arifoğlu ile sağlıktaki sıkıntıları ve 1 Ağustos öncesinde yaşananlar ile 1 Ağustos sonrası sağlıkta vatandaşı ne beklediğini konuştuk.
- YENİDÜZEN: 1 Ağustos geliyor, ne olacak?
- Kenan ARİFOĞLU: Ortada bir sessizlik var. Ama baksan görsen ortada ciddi sorunlar var. Konuştuğumuz hekimler var, istifa edip gitmeyi düşünen çok, belirsizlik içinde ne yapacağını bilemeyen çok… Bu arada da hastane sürekli açık veriyor. Birçok kardiyolog istifa etti. Bunlar önemli ve birbiriyle ilişkilidir. Yani hastanede kardiyolog olmadığı zaman bu sefer kalp damar cerrahisi olmaz, bu sefer kalp sorunu olan ortopedi hastası ameliyat olmaz. Yani bir taş yerinden oynadı mı diğerleri de oynamaya başlar. Hep bunlar yılların öngörüsüzlüğü… Maaşların düşürülmesi, çifte standarttın olması, moral motivasyonun genellikle memur popülasyonu içerisinde bir çifte standarttın oluşması. Biri aynı işi yapar alır 3 lira diğeri alır 5 lira. Böyle anomaliler var.
Tabi düşen maaşlarla birlikte gelen hekim sayısı da az oldu. Bu arada 2’nci iş meselesi de çıkınca gidenler de, gitti, gidebilecek olanların sayısı da arttı. Devletin sağlık sistemi büyük bir sıkıntı yaşadı. Tabi bunun en büyük faturasını hastalar öder.
“Her gün her hafta istifalar var. Kardiyolojide hekim kalmadı, plastik cerrahi de 2 kişi kaldı, kadın doğumda istifa etmeyi düşünenler var. Emekli yaşı gelmiş ama bu durumlar olmasa çalışmayı düşünen ama bu durumlar olduğu için gitmeyi düşünenler var.”
- YENİDÜZEN: Kaç hekimin istifası söz konusu?
- Kenan ARİFOĞLU: Her gün her hafta istifalar var. Kardiyolojide hekim kalmadı, plastik cerrahi de 2 kişi kaldı, kadın doğumda istifa etmeyi düşünenler var. Emekli yaşı gelmiş ama bu durumlar olmasa çalışmayı düşünen ama bu durumlar olduğu için gitmeyi düşünenler var. Örneğin eskiden devlete girmek büyük bir imtiyazdı ama şimdi girmek istemiyorlar. Gerçi maaşlar biraz yükseltilmeye çalışıldı, Göç Yasası’na rağmen bir gayret sarf edildi ama baktığında buna rağmen gitmeler oluyor. Çünkü sayı azaldık sonra diğerlerinin üzerine yük artar, yük artık sonra da baş etmek zorlaşır. Bu sefer geriye kalanların üzerine biraz daha yük biner. Öyle bir kısır döngü gidiyor.
Şimdi tabii hiçbir düzenleme de yapılamadı. Yeni hastanenin temeli atılamadı, döner sermayede sorunlar çıktı, genel sağlık sigortası sonuçlandırılamadı. Dolayısıyla bütün bunlar da tuz biber ekiyor. Şartlar daha iyi olmadı. Şartlar iyi olmadığı için de hekimler ya istifa edip özelde çalışmaya çalışıyor ya da yurt dışına kaçıyor. Eskiler emeklilik hakkını elde edenler emekli oluyor bu sefer hastane boşalıyor. Vatandaş hekim bulamayacak çünkü devlet bu hizmeti vatandaşa ücretsiz sağlıyordu. Şimdi vatandaş özele gidecek ama özelden bu hizmeti satın almak kolay değil. Ufak tefek hizmetleri satın alabilir ama bir diyabet hastası, kanser hastası isen, ya da trafik kazası geçirdin 3 ay hastanede yatmak zorundaysan bunları özelden satın almak imkansız. Şimdi vatandaş hekim olmadığı için alamayacak devletten. Özele gidecek ama özelde yapması mümkün değildir. En büyük sıkıntı vatandaşın üstündedir. Tabi hiçbir konuyu sonuna getirmedik. Aslında genel sağlık sigortasını çıkarsaydık, senden benden prim alacaklardı düşkün vatandaşları da hesaba katarak, onların da primlerini cover yapacaktık sen hasta olduğunda ben hasta olduğum da sen bana ben sana verecektim. Herkes herkesi kollayacaktı. Böylelikle katkı koyamayacakları da hesaba katacaktık, özele de devlette de gidecekti. En iyi çalışan en iyi tedavi eden hekim döner sermayeden alacaktı. Murat edilen sistem oydu. Ama bundan eser yok. Şimdi bunun alternatifi ne olur? Doğa boşluk tanımaz bazı alternatifler oluşur. Cebinde parası olan özel sağlık sigortası yapacak. Sigorta yaptıramayın da işi zor, zorlanacak. Yaşlıysan, hastalığın varsa farklı yani duruma göre değişir 3 bin 5 bin 10 bin TL’lere kadar gider.
Dolayısıyla bu sıkıntılar toplumun sıkıntılarıdır. Özelleştirme sağlıkta bizi kurtarmaz. Eğitimde özelleştirmeyi yaptık birkaç bin veriyorsun çocuğunu okutuyorsun, giderin bellidir. Ama sağlıkta planlayamazsın. Hasta oldum hade gideyim sağlık hizmetini satın alayım söz konusu olmaz. Mümkün değildir. Böyle bir sistem de yok zaten.
“Mevcut klinikleri kamulaştırdığınız zaman devlet kiralayabilir, kiraladıktan sonra kamunun kurumu olur. Orda mesela özel hasta bakma hakkı var devlet ondan yararlanabilir. Bu yasalara da uygundur. Örneğin bir kliniği kiraladığı zaman devlet o klinik devletin malı olur.”
‘Çıkmayan candan ümit kesilmez’
- YENİDÜZEN: 1 Ağustos’a günler kaldı ama bahsedilen yasaların hiçbiri ortada yok. B planı ne?
- Kenan ARİFOĞLU: Döner Sermaye Yasası Anayasa Mahkemesi’nde… Tam anlamıyla çözüme ulaşılmadı. Ama çıkmayan candan ümit kesilmez. Her an her şey olabilir. Hekimlerin bir anda dışarıya çıkması sağlığa çok büyük hasar verecek. Baktığında 300’e yakın hekim var. 300’e yakın yatırım var. Aletler, arşivler, çalışanlar var. Siz bir anda diyemezsiniz ‘kapat kliniği at bu aletleri bir köşeye.’ Yani bu insaflı değil. Bu işlenmiş bir suç değildir. Bu yıllar itibarıyla hekimlerin zamanında biz size yeterli maaş veremeyiz çok da çalıştırmak zorundayız, çalışmayın da diyemeyiz, ekstra para da vermeyiz ve böyle bir alternatif oldu. Hekimler de yıllardır kliniklerinde çalıştı. Bu bilinen bir gerçektir. Ülkenin geneline de baktığımızda birçok memur da babasının bahçesini eker, galerisi vardır, dükkanı vardır yani 2’nci iş yapar. Yani insanlar bu memlekette Mercedes’i aldıkları maaşla sürmüyor. Böyle de bir gerçek var.
Tabii bu sürenin Bakanlığın konu hakkında çalışması ve sonuçlandırması gereken şeyler var. Örneğin mevcut klinikleri kamulaştırdığınız zaman devlet kiralayabilir, kiraladıktan sonra kamunun kurumu olur. Orda mesela özel hasta bakma hakkı var devlet ondan yararlanabilir. Bu yasalara da uygundur. Örneğin bir kliniği kiraladığı zaman devlet o klinik devletin malı olur. Orda da hasta bakılabilir.
Demirhan’da bir tabela görüyorum bir doktorunun. Devletin çalışanıdır, devletten arta kalan zamanlarda geceleri de o bölgedeki hastalara bakıyor. Yani halk sağlığı hizmeti veriyor. O hekim orda olduğu için insanlar hastasını o hekime götürür. Demek ki siz böyle bir kliniği kiralarsanız devlet orda hizmet verebilir. Bu mümkündür imkansız değildir. Kanun dışı da değildir. Bu hizmeti bu şekilde sunabilirsiniz.
- YENİDÜZEN: Sağlık Bakanlığı’na bu öneriler yapıldı mı?
- Kenan ARİFOĞLU: Bu tür öneriler Sağlık Bakanlığı’na yapılıyor. Bu önerilerin değerlendirilmesi için onlar da kafa patlatıyor. Yani çıkmayan candan ümit kesilmez, uğraşılıyor yani.
“Bu mantıklı bir yaklaşımdır. Sadece doktor değil, aklı başında kimse buna hayır demez. Niye desin ki? Baktığımızda hekime diyemezsiniz sen mesai saatleri dışında git eve otur, ne ücretli ne ücretsiz hasta bak, ertesi sabah saat 8’de hastaneye geldiğinde hasta bakmaya başlarsın. Bu arada da ben seni meslekten men ederim. Öyle bir uygulama yoktur, kimse kusura bakmasın.”
- YENİDÜZEN: 1 Ağustos’a bunun hazırlığı mı yapılıyor? Doktorlar bu öneriye tamam diyor mu?
- Kenan ARİFOĞLU: Bu mantıklı bir yaklaşımdır. Sadece doktor değil, aklı başında kimse buna hayır demez. Niye desin ki? Baktığımızda hekime diyemezsiniz sen mesai saatleri dışında git eve otur, ne ücretli ne ücretsiz hasta bak, ertesi sabah saat 8’de hastaneye geldiğinde hasta bakmaya başlarsın. Bu arada da ben seni meslekten men ederim. Öyle bir uygulama yoktur, kimse kusura bakmasın. Bu arada hekimler sürekli hasta bakar, her yerde… Her yerde insanlar senden bir şey talep eder. 7-24 çalışın. Uçakta, restoranda, yolda her yerde birine bir şey olsun hemen doktor var mı diye sorulur. Bu uygulamanın sağlıklı sonuç doğurmayacağını ülkeyi idare edenler sanırım anladı.
- YENİDÜZEN: Sağlık Bakanlığı’nın önerilerinize yaklaşımı nedir?
- Kenan ARİFOĞLU: Değerlendiriyor.
“Bu kadar yatırımın olduğu, arşivin olduğu yerleri kapatacak mıyız? Çalışanları kapı dışarı edeceğiz, hekimleri evde oturtacağız. Aferin pof pof reform yaptık. Böyle reform mu olur? Bu resmen ayağına kurşun sıkmadır.”
- YENİDÜZEN: Bu önerilerinize yasal bir engel var mı?
- Kenan ARİFOĞLU:Siz bazı şeyleri mevcut yasalara bağlı söylerseniz bir sakıncası yoktur. Bir binayı kiraladığınızda devletin binası olur. İçindeki de devletin çalışanı olur. Böylece hasta bakma hakkını kullanabilir. Orası da devlet tarafından denetlenir. Nasıl ki bir bölgede sağlık ocağı varsa, oradaki hekimler çalışıyorsa o hekimler de devletin hekimi değil mi? Örneğin Demirhan’da bir klinik varsa orası devlet tarafından kiralanırsa devletin kliniği olmaz mı?
O şekilde de çözülebilir. Yani demek istediğim bu kadar yatırımın olduğu, arşivin olduğu yerleri kapatacak mıyız? Çalışanları kapı dışarı edeceğiz, hekimleri evde oturtacağız. Aferin pof pof reform yaptık. Böyle reform mu olur? Bu resmen ayağına kurşun sıkmadır. Kamunun sağlık sisteminde bir duraksama, belirsizlik var. Doktorlarda da moral motivasyon kalmadı. Bakıyorsun adam devlette çalışır, belli bir geliri vardır ve hayatını da ona göre kurmuştur, çocuğu belki yurt dışında okuyor. Denilebilir sana o kadar maaş yetişmez mi? Mesele o değildir. Herkesin kendine göre bir yaşam tarzı, bir harcaması vardır. Yani ayağını yorganına göre uzattı. Şimdi yorganı üzerinden ansızın aldın. Açıkta kaldı, olmaz.
- YENİDÜZEN: Bu sorunlar çözülmezse 1 Ağustos’ta sağlıkta vatandaşı ne bekliyor?
- Kenan ARİFOĞLU: Moral motivasyon sıfır, devlet hastanesinden gidenler gitmeye başlayacak.
- YENİDÜZEN: Toplu istifalar bekleniyor mu?
- Kenan ARİFOĞLU:Olabilir. Gitmek isteyenler gidecek zaten. 1 servis tıkansa hastane tıkanır. Bakan diyebilir, ‘özelden hizmet satın alırız’. Alamaz. Gördük 70 milyon TL senin bütçenden gidiverdi. Ne kadar alacaksın? Belli bir süreye kadar alacaksın, ondan sonra alamazsın. Bir zaman Türkiye’ye hasta gönderildi, ödenemedi ondan sonra hastane ‘ben Kıbrıs’tan hasta kabul etmem’ dedi. Bunları yaşadık yani. Özel hastaneler de böyle. Kabul etmeyeceğim hastayı diyebilir. O yüzden kamu çok kötüdür, tarzında da olmaz. Biz kurumlarımızı korumaya korumaya ne hale geldik. Uçak şirketlerimizi kaybettik, şimdi istediğimiz anda istediğimiz yere uçamıyoruz. Fahiş fiyatlara uçuyoruz. Su kaynaklarımızı koruyamadık, şimdi 2-3 katı satın alıyoruz. Demek istediğim kurumlarımıza sahip çıkmazsak, özelleşiyor ve tekelleşiyor.
- YENİDÜZEN: Doktorlar istifa etsin yenileri gelir söylemlerini nasıl yorumluyorsunuz?
- Kenan ARİFOĞLU:Yani sen kendi doktorunu ya istifa ettireceksin, boşalan hastaneye doktor getireceksin. Gelseydi zaten gelirdi. Ha gelse yurt dışından gelecek, onlara ne kadar maaş vereceksin cazip olması için 2 katı 3 katı? E ne vermen kendi doktoruna? O da bir çelişki değil mi? Esas mesele sistemsizlikten kaynaklanan anomalilerdir.