İnsanlar kazanmayacak, yoksullar ölmeye devam edecek!
Tek anladığım, Suriye’de 54 yıllık “Assad” egemenlğinin sona erdiği...
Esad ya da Esed yazmak yerine, İngilizce “Assad” yazmayı tercih ettim...
Kafa karışmasın diye!
Çünkü Türkiye’de bazen Esed, bazen Esad olabiliyor!
-*-*-
Bir de bu “tek anladığımın” yanında, Bashar Assad ile birlikte İran ve Hizbullah’ın ciddi bir şekilde yenilgi aldığı...
-*-*-
Kazananlar mı?
İsrail mutlu...
Türkiye’deki çok önemli bir kesim mutlu...
El Kaide ve IŞİD kökenlilerin oluşturduğu HTŞ ve tabii ki Hamas da çok mutlu...
-*-*-
Ancak gelecek karanlık!
İsrail, 50 yıllık “ara bölgeyi” daha şimdiden işgal etmiş durumda...
Gerekçesi de, “ne olur ne olmaz, güvenliğimiz gereği”...
-*-*-
Türkiye’nin nerede duracağı, nereye kadar girdiği veya gireceğiz net değil!
Peki Kürdistan?
Yaaaaaa!
Oralardaki en güçlü gruplardan ya da etnik toplumlardan veya ideolojik yapılardan biri de Kürtler!
-*-*-
Peki ne olacak şimdi?
Libya veya Irak’ta olanlar mı?
Yani “diktatörlük bitecek ama ondan daha kötü günler mi gelecek?”
-*-*-
Net bildiğim bir tek şey var; “İnsanlar kazanmayacak ve yoksullar ölmeye devam edecek...”
Zorla yerlerinden edilenlerin geri dönüş hakkı!
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın danışmanlarından biri, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de bir konferansa katıldı...
-*-*-
Danışmana, danışmanlara saygım gerçekten sonsuz...
Ama katıldığımız konferansın konusu kafamı karıştırdı!
-*-*-
Konu; “göçmenlerin veya zorla toprağından edilenlerin geri dönüş hakkı” ile alakalı...
“Ermenistan’dan sınır dışı edilen Azeriler için adaletin ilerletilmesi...”
-*-*-
Doğrusu, bu konudaki bir konferansa katılıp, zorla yerlerinden edilen insanların haklarını korumak çok anlamlı geldi!
-*-*-
1958’den 1963 ve hatta 1964’e kadar çok sayıda “Kıbrıslı” da zorla yerinden edildi!
Çoğunlukla “Kıbrıslı Türk”tü bu insanlar...
Ama örneğin Lefke’de Kıbrıslı Türk çoğunluk, azınlıkta olan Rum ve Ermeni Kıbrıslıları kovmuştu!
-*-*-
Sonra sene 1974!
Neredeyse Kıbrıslı Rum nüfusun üçte birinden fazlasını, Kuzey’den Güney’e kovmadık mı?
-*-*-
Bunları mı anlattık konferansta?
TAK’ın haberine baktım, bir şey bulamadım!
-*-*-
Eğer tüm göçleri – göçenleri – zorla yerinden edilen Kıbrıslıların tümünü anlatıp, tıpkı Azeri kardeşler gibi hak verdiysek, hak talep ettiysek vallahi bravo!
Ünal abi ve Ersin abi, bakın Heung – Min Son ne diyor?
Dünkü Halkın Sesi ve Tiken gazetelerinin ön sayfalarında ekonominin gidişatının felakete doğru olduğu yönünde iki ayrı ama benzer haber vardı...
-*-*-
Halkın Sesi, bir yılda yüzde seksen daha borçluyuz” derken, Tiken gazetesi, “Ödenemeyen krediler hızlı arttı” deniyordu...
-*-*-
Bu arada İngiliz Premier Ligi’nde bizim takım Tottenham hiç de iyi gitmiyor...
Takım Kaptanı Heung – Min Son bir kısa açıklama yaptı...
-*-*-
Güney Koreli Son’un açıklaması özetle şöyle:
“... Aldığımız sonuçlar ve bulunduğumuz yerle ilgili olarak elbette endişeliyiz... Bu kulüple ilgili endişe ve üzüntülerimiz var ve buna büyük önem veriyoruz. Her şeyi olması gerektiği gibi yapmak için hepimiz büyük çaba harcıyoruz. Ama çok zor. Birlik olmalıyız. Birbirimize sıkıca kenetlenmeliyiz.”
-*-*-
Bunları neden mi yazdım?
-*-*-
Hani Başbakan Ünal Üstel ya da futbolu çok seven – maç kaçırmayan turist abim Ersin Tatar, belki bir fikir edinirler; atıp tutmak ve hamaset yapmak yerine, devletin durumunun Tottenham futbol takımından çok kötü olduğunu kabullenir ve “belki” benzer bir açıklama yaparlar diye yazdım!
Fevzi Beyar’ın ardından
Onlu yaşlarımda adını duydum...
Futbol hakemiydi...
Gaziveran’ın o zamanki adıyla 1.Lig; şimdiki adıyla Süper Lig’e terfi ettiği ilk yıldı...
80’lerin en başı olsa gerek...
Ve Gaziveran evinde hiç maç kaybetmemişti...
-*-*-
Fevzi Beyar orta hakemdi...
Rakip Çetinkaya...
Vadili’den bir alt ligden tanıdığımız dönemin yıldızlarından Emir, Çetinkaya’nın golcüsüydü...
-*-*-
Yan hakemlerden biri Halil Kara (ikincisini hatırlamıyorum)
Fevzi Beyar, Gaziveran aleyhine penaltı çaldı!
Ayıptır söylemesi, Aydınköy Polis Karakolu görevlisi bir polis dahil, neredeyse bizim köy olduğu gibi sahaya indi...
-*-*-
Halil Kara, bir kaç itelemeyle, küçük beyaz bir arabaya - sanırım Walksvagen’di - girmeyi başardı...
Kulüp Başkanımız ve Halil Kara’nın KTÖS’ten arkadaşı İsmet Korkut, üç hakemi de korumak için çabalıyordu...
İkinci hakem de araca girmeyi başardı...
İsmet Korkut son olarak Fevzi Beyar’ı arabaya soktu...
Ve sahadan uzaklaştırdı...
-*-*-
Gaziveran o sene geldiği yere geri döndü...
Küme düştü...
Sahası kapatıldı falan...
-*-*-
Ve 20’li yaşlarım...
Spor yazarlığı veya spor fotoğrafçılığı ile mesleğe başladım...
Fevzi Beyar, hakem yöneticisi ve aynı zamanda spor yazarı...
Defalarca sohbetler ettik...
Maçlar izledik...
Hayatımda tanıdığım en beyefendi insanlardan biri...
-*-*-
Ama hep içimde bir eziklik, bir özür borcu...
Yüzüne bakamıyorum, garip bir utanma duygusu...
-*-*-
Bir sohbette konu döndü dolaştı, Gaziveran’daki o maça geldi...
Fevzi Beyar, küçük bir çocuğun şemsiye ile kendisine vurmaya çalıştığını gülerek anlattı...
Utandım, yerin dibine girdim, sanki herkes bana bakıyor, beni suçluyor gibiydi...
Sessiz bir şekilde yanına sokuldum ve “Fevzi amca, o küçük çocuk bendim...” dedim...
-*-*-
Kucakladı, güldü, “futbolda – sporda olmaması gereken şeyler bunlar ama bir şekilde futbolun da güzelliğidir” dedi...
Bir daha kucakladı...
-*-*-
Ciddi şekilde rahatlamıştım...
Ama o günden sonra, taraftarı olduğum takımların maçlarına doğru dürüst gidemedim...
Sinirlere hakim olma, kızgınlığı kontrol edebilme yeteneklerine yıllar sonra kavuştum ama şu anda da “yenilgi” ya da “haksızlık” gördüm mü; dayanamıyorum...
-*-*-
Galatasaray taraftarı değilim mesela, ama hafta sonu Sivas – Galatasaray maçında, son dakikada, Barış Alper Yılmaz’a yapılan faüle VAR’a gitmesine rağmen kırmızı kart göstermeyen hakemi vallahi da billahi da...
Neyse!
Şiddet iyi bir şey değil, evet değil!
-*-*-
Bu arada belirteyim, son yıllarda hem Gaziveran, hem Baf Ülkü Yurdu, hem Tottenham hem de Fenerbahçe; sağlıklı bir taraftar olmama da sürekli sıkıntı yaratabiliyor!
-*-*-
Evet, Fevzi Beyar büyüğümüzü kaybettik...
Ailesine düşkünlüğü, kibarlığı, şıklığı, yabancı dil hakimiyeti, sürekli yenilenen futbol bilgisi, adamlığı, memleket sevgisi, hakemlik aşkı, almadan da verebilmek özelliği; kesinlikle O’nu “unutmayacaklarımız” arasında en üst noktalara koymuştur...
-*-*-
Hoşça kal Fevzi Beyar...
Saygı ve sevgilerimizle – rahat uyu...