1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “İnsanlığa faydamız olsun”
“İnsanlığa faydamız olsun”

“İnsanlığa faydamız olsun”

Hüseyin Özün Yamaç, İlik naklinin korkulacak bir yanı olmadığını anlattı

A+A-

Fehime ALASYA

2006 yılında yaşam savaşı veren bir hasta için umut ışığı olan Hüseyin Özün Yamaç, hiç tereddüt etmeden çalan telefona olumlu yanıt vermiş.

Kemik iliği nakli yaptırarak, bir hastaya kök hücrelerini veren ve donör olan Yamaç, kemik iliği bağışındaki ön yargılardan toplum bilinciyle mücadele edilmesi gerektiğine değindi.

Kan vermek kadar kolay ve zahmetsiz bir iş olan ilik nakli, bağışçılar sayesinde, yaşama dört elle tutunmaya çalışan pek çok kanser hasatsına da umut ışığı oluyor. 

Yolu 2006 yılında Kemal Saraçoğlu Vakfı ile kesişen Hüseyin Özün Yamaç, “İlik nakli için çalan telefonla Kemal Saraçoğlu Vakfı ile tanıştım ve o günden beridir birlikteyiz” diyor.  

Duyarlı ve farkındalığı güçlü biri olan Yamaç, karşılaştığı bu olay karşısında hassasiyetinin giderek arttığını, çevresinin de bu tarz konulara daha duyarlı yaklaşmaya başladığını ifade etti.

Günümüzde Dünya İlik Bankası’na kayıt yaptırmanın çok kolay olduğuna değinen Yamaç, tek yapılması gereken tükürük örneği vermek olduğunu anlatıyor.

İlik nakli sırasında yaşadıklarını anlatan Yamaç, korkulacak hiçbir şey olmadığının altını çiziyor.  

Empatinin de önemine değinen Hüseyin Özün Yamaç, toplum bilincinin önemine değindi. Kendinin de bu vesile ile vakfın her türlü aşamasında katkı koyduğunu anlattı.

 

“Bireysel yaşamamak lazım…”

Yaşadıklarını YENİDÜZEN ile paylaşan Donör Hüseyin Özün Yamaç, bir yaşam için umut ışığı olmanın ne anlama geldiğini ifade etmeye çalıştı. Herkesi ilik bankasına örnek vermeye davet eden Yamaç, yaşadığı serüveni şöyle anlattı;  

1999 yılında Kemal Saraçoğlu kampanyası için kan örneği vermiştim. Kan örneğim dünya bankasında idi. Yedi yıl sonra arandım. 2006 yılında Kemal Saraçoğlu Vakfı ile tanıştım, donör olduğum zaman. İlik nakli yaptırdıktan sonra vakıf yönetimine de girdim, o yıldan beridir mütevelli heyetinde görev alıyorum. Kamu görevlisiyim. Daha önce de çok duyarlıydım, eğitim yıllarımda, sonrasında hayata atılma sürecimde küçük küçük etkinliklerde bulunuyordum. Sosyal bir insandım, bunu Kemal Saraçoğlu Vakfı ile tanışınca da faaliyete döktüm.

 

 

“Bu yaşadıklarımız insanlığa bir katkıdır”

Bu yaşadıklarımız insanlığa bir katkıdır. Kime ilik nakli yaptığımı bilmiyordum, hiçbir hasta bilmez. Ama ilik nakli yapan Rum doktoru biliyordum. O da kanserdi. Bir gün yemekte buluştuk ve bana "Tüm her şey insanlar için..." demişti... Akabinde vefat etti, gidip ona inancımız doğrultusunda duamızı da ettik… Bireysel yaşamamak lazım… Egolarımızı yenmemiz gerekir, bunu yaparsak insanlığa faydamız olur.  İnsanoğlunun onur duyacağı bu hareketi yapması lazım, korkmamalı...

Kan vermeyen kişiler, gelip tükürük örneği versin, dünya ilik bankasında yer alsınlar ve bir yaşama katkı sağlamanın mutluluğunu yaşasınlar. 

 

“Daha bilinçli oldum, hassasiyetim arttı”

Genel olarak duyarlı bireyler olmamızın yanında, kişi bunları yaşıyorsa daha da bilinçli olup, bu yönde çalışmalara başlıyor. Katkı yapma isteği de duyuyor. Artık olaylara daha büyük bir hassasiyetle yaklaşıyorum. Daha bilinçli oldum, hassasiyetim arttı. Bu bilinci de tüm çevreme aşılamaya çalışıyorum. En küçükten en büyüğe birçok projede kendinizi bulabiliyorsunuz. 

Benim çevremin de bu konuya olan hassasiyeti arttı. Gidip ilik bankasına kayıt yapan, vakfa yardım etmek isteyenler oldu... "Vakfınıza nasıl yardımcı olabilirim?" diyenler oldu...

 

“Artık her şey daha kolay, korkmayın”

Şimdi tükürükten örnekler alınıyor. İnsanların korkusu tamamen ortadan kalktı. Beni arayıp soran ve endişelerini dile getiren oluyordu, onları ikna ediyordum.  Bu tecrübe ve deneyimimi vakfın isteği doğrultusunda da endişesi olan veya korku duyan her donör ile paylaşıyor, onları rahatlatıyorum. Bunu yaparken de birine umut ışığını yakacağım için büyük bir mutluluk duyuyorum. Canlı bir örneğim ve kafasında sorular olan gönüllüleri rahatlatıyorum.

İlk etapta sabah ve akşam olmak üzere dört gün iğne yapındım. Bu dört günde sadece adale tutulması gibi bir hisse sahip olursunuz, hiçbir ağrı sızı hissetmezsiniz. Akabinde dört günün ardından beşinci gün kök hücre toplama işlemi hastanede gerçekleşitrildi. İşlemin ertesi günü işe dönebiliyoruz. Adale tutulmasından sonra olan etki neyse bu iğnelerle de yaşanan etki budur, daha fazlası değil… Korkmayın!

------------

Kan vermek kadar kolay ve zahmetsiz bir iş olan ilik nakli, bağışçılar sayesinde, yaşama dört elle tutunmaya çalışan pek çok kanser hasatsına da umut ışığı oluyor

 

“Donör ol, hayat kurtar”

Dünya üzerinde ilik nakli bekleyen hastalara umut olmuş KKTC vatandaşı 51 donör olduğuna dikkat çeken Kemal Saraçoğlu Lösemili Çocuklar ve Kanserle Savaş Vakfı, kök hücre donörü olmanın önemine bir kez daha YENİDÜZEN aracılığıyla dikkat çekti.

“Uygun ilik belki de sensin, donör ol hayat kurtar!” sloganıyla çeşitli etkinlikler düzenleyen Vakıf, 2001 yılından bu yana, gerek Kıbrıs gerekse dünya üzerinde kemik iliği transferi ihtiyacı olan hastalara umut olmak için çalışıyor.

YENİDÜZEN’e konuşan Vakıf Koordinatörü Övgü İnce, vakfın faaliyetleri ve donör olmakla ilgili bilgiler aktardı.

Dünya bankasına aktarılan kan örnekleri sahiplerine uzun yıllar geçse dahi ulaşmanın mümkün olduğunu anlatan İnce, bunun Kıbrıs gibi küçük bir adada yaşamanın avantajı olduğuna değindi.

İlik nakli yöntemlerine de değinen İnce, Kemik iliği alımının türlerine de değindi. Övgü, adadaki 51 donörden  49'unun aferez yöntemi, 2'sinin ise Tıbbi Operasyon ile ilik nakli yaptırdığına dikkat çekti. 

 

“Dünya ilik bankasına kayıt olup, dünyadaki tüm kanser hastalarına umut olun”

İlik naklinin, hastalar için bir umut ışığı olduğuna değinen Vakıf Koordinatörü Övgü İnce, konuya ilişkin bilgi aktardı, merak edilen konulara değindi.

YENİDÜZEN’e konuşan İnce, açıklamasında şunlara değindi;

Dünya üzerinde ilik nakli bekleyen hastalara umut olmuş KKTC vatandaşı 51 donörümüz var. Donör olabilmek için 18-45 yaş arası, herhangi bir ciddi hastalıktan muzdarip olmayan her KKTC vatandaşı, yanaktan alınan bir miktar tükürük örneğiyle dünya ilik havuzuna kayıt yaptırabiliyor ve bu kayıtlar kişi 60 yaşına gelene kadar Dünya İlik Bankası’nda tutulmaktadır.

Yapılan kayıtları çok uzun yıllar geçse dahi bulabiliyoruz. Artık sosyal medya ile de birçok kişiye ulaşıyoruz. Telefonunu değişmişse bile bulmamız çok kolay oluyor.

Artık tükürükten örnek kayıt alınsa dahi insanlara kan alınacağını anlatıyor, bunun bilinci ile kayıt yaptırmalarını istiyoruz.

Kişi dünya ilik bankasına kayıt olup, dünyadaki tüm hastalara umut olur. Bugüne kadar yaklaşık kırk bin kişiden örnek aldık. Dünya İlik Bankasının kuralı olan kayıt yaptıracak kişi hangi ülkenin vatandaşı ise  o ülkede kayıt olabilir ki kişilere ulaşmak mümkün olsun. Sadece kanser değil, bazı kan hastalıklarına da derman olabiliyor...

Sadece kanser değil, bazı kan hastalıklarına da derman olabiliyor...

Kişi istediği kadar ilik verebilir. Bir donör bir yabancı hastaya ilik vermişse, kendi ailesinden de hasta olan biri için yeniden ilik verebilir. Bu vatandaşın en büyük korkularından biridir aslında...

Adanın kuzeyinde, bugüne dek yaklaşık kırk bin kişiden örnek aldıklarını belirten İnce, her bağışçının birden fazla hastaya ilik verebileceğine dikkat çekti. 2001 yılından beridir canla başla çalışan vakıf, 74 kanser hastalığıyla mücadele eden çocuk ve ailesine yardım ediyor.

Toplum bilincinin de önemine değinen vakıf, düzenlenen seminerler ve eğitimlerle bu bilincin aşılamaya çalışıldığını kaydetti.

 

“74 çocuk ve ailesine, 2001 yılından bugüne dek 16 yıldır yardım ediyoruz”

Vakıf olarak birçok güzel proje üretiyor, etik davranışlarla hareket ediyor, ihtiyaçlarla yardımlar arasında köprü kuruyoruz. Köy köy gezip örnek alıyor, gönüllülerle pek çok işe imza atıyoruz.

74 çocuk ve ailesine, 2001 yılından bugüne dek 16 yıldır yardım ediyoruz. Psikolojik, maddi, manevi, sosyal birçok yardımda bulunuyoruz. Hem hastalık döneminde hem de sonrasında çocuklarımızın yanındayız, yardımcıyız. Üniversiteye giden çocuklarımıza burs veriyoruz, birçok konuda onların yanındayız.

 

“Üniversitelerdeki sosyal sorumluluk projelerinin çok fazla faydasını görüyoruz”

Okul ziyaretleri, vakıf bünyesinde çıkan dergi yayını gibi birçok etkinlik ve faaliyetle bunu yaymaya çalışıyoruz. Üniversitelerdeki sosyal sorumluluk projelerinin çok fazla faydasını görüyoruz. Öğrenciler de bizden etkileniyor. Kaynaklarımız parasalın yanında lojistik desteklerdir ve çok önemlidir. Okullardaki kermesler, yapılan etkinlik ve projeleri ile vakfımız yararına birçok fayda görüyoruz. İlla ki zorunlu olmasına gerek yok, gönüllü gelen birçok öğrenci de var. Haftada bir gün gelip bize yardımcı olan gönüllü öğrencilerimiz var. İstikrarlı bir bilinç olmalı ve bu bilinci usanmadan yaymalıyız.

saracoglu-(2).jpg

saracoglu-(3).jpg

Bu haber toplam 3196 defa okunmuştur