İNSANLIK BİRLEŞECEK
Airbus marka uçak sabahın çok erken bir vakti Larnaka'dan havalanırken tam
da Yuval Noah Harari'nin Sapiens isimli eserinde 'insanların birleşmeye
doğru katarlı adımlarla yürüdüğünü' anlatan bölümü okuyordum.
Oysa bölünmüş bir adada, çatışmalı iki toplumun bitmek bilmez sorunundan
bıkıp usanalı çok olmuştu.
Atina üzerinden gideceğimiz Strazburg'da üç gün boyunca izleme fırsatı
bulacağımız Avrupa Parlamentosu'nun gündemi adanın yarısında yaşayanlar
için önemli olsa da, diğer yarısı için hiçbir öneme sahip değildi.
Çünkü sonsuz zamanın bizim payımıza düşen bu döneminde biraz 'kasis' var.
Sapiens'in yazarı değil bir ömre sığabilecek kadar kısa dönemleri, yüz
hatta bin yılları bile milyonlarca yıllık dünya ve yüzbinlerce yıllık
insanlık tarihi içinde sadece bir nokta olarak görüyor.
Ve bize 'dünyanın sonu'ymuş gibi gelen uzlaşmazlıkları, bölünmeleri,
çatışma ve savaşları tarih akışındaki birer 'kasis' diye niteliyor.
Tarihin akışının 'bİrleşme' yönünde olduğunu vurguluyor.
* * *
Atina'daki aktarmanın ardından üç saat süren ikinci yolculuk bitip uçağın
tekerlekleri yere vurduğunda Sapiens'in 'para' bölümü bitmek üzereydi.
Açık semanın altımıza serdiği Strazburg kenti her zamanki gibi sakindi.
Alsas bölgesinin başkenti sayılan kent Almanya ile Fransa arasında gidip
gelmişti. Halk sadece Fransızcayı değiş, Almancayı da iyi biliyor.
AB sonrası zaten iki ülke arasında bildiğimiz anlamda bir sınır kalmadı.
Ama vakt-i zamanında iki ülke savaştı. Almanlar Fransızları, Fransızlar
Almanları öldürdü. Acılar yaşandı.
Sonra Harari'nin tespit ettiği oldu: Daha birkaç yıl önce savaşıp
birbirini yiyen iki ülke işbirliği yapmaya karar verdi.
Kömür ve çelik alanında güçler birleşince başka komşular da ortaya çıkan
bu güzellikten ve zenginlikten yararlanmak istedi.
Avrupa Birliği'nin nüvesi 1950'lerde böyle oluştu.
Sapiens önce savaşsa da, sonra birleşmeyi tercih etmişti.
* * *
İnsan hayatı kısa. Üstelik 'homo sapiens' dediğimiz tür, yani insan,
dünyanın gördüğü ilk ve tek sapiens değil. En az altı sapiens daha
yaşamış, ancak bizim tür galip gelmiş, diğer birçok canlı gibi onların da
sonunu getirmişiz.
Önce ayağa kalkan, sonra ateşi bulan, giderek avcılık ve toplayıcılıktan
yerleşik düzene ve üretmeye yönelen homo sapiens, gıda zincirinde
aşağılardan en tepeye sıçramış.
Birbirinden kopuk ve habersiz yaşayan insanlar, ulaşım imkanları arttıkça
tek tipleşmeye, diğer canlılar ise yok olmaya başlamış.
Bir yandan yeni icadlar, sosyal ve siyasal beceriler sayesinde nicelik ve
nitelik olarak gelişen insanlık, bir yandan da kendi içinde iktidar
mücadeleleriyle kanlı, inanılmaz bir vahşet tarihinin yazıcısı olmuş.
Lakin tüm bunlar insanların birleşme yönündeki eğilimini önleyememiş.
Bizim Ercan'dan bile küçük havaalanından bindiğimiz trenle Strazburg
merkezine vardığımızda hala Kıbrıs bölünmüştü ama hayatın akışı devam
ediyordu.