Ioannou şöyle devam etti:

“Türkiye’nin Maraş kentinin statüsünü değiştirme çabaları iki yıl önce, Türkiye ve Kıbrıslı Türk yetkililerinin kente düzenledikleri ziyaretlerle başladı. Aşamalı olarak bugünkü duruma varıldı. Bugün biz ve tüm Kıbrıs için zor bir noktaya geldik çünkü kentimizin kaybolması Kıbrıs sorununun çözümü için mezar taşı olacaktır. Türkiye Cumhurbaşkanı yeni bir sultan gibi işgal altındaki topraklarımızda bulunuyor ve yarın muhtemelen davul eşliğinde sevgili kentimizde askeri statüden siyasi statüye geçişi açıklayacaktır. Kapalı kentin yasal sakinlerine Türk işgali altında kente geri dönüş çağrısı kesinlikle bize sorunlar yaratacak ve bizi trajik bir çıkmaz önünde bırakacaktır.”

Ioannou Kıbrıs Türk yönetimi altında geri dönmenin mülk yasasını koruma altına almadığı belirterek halka birlik içinde olma, Mağusa’nın iadesi ve Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi hedeflerine bağlı kalmaları çağrısında bulundu.

Belediye Başkanı, Belediye Meclisinin yurt içi ve dışında yoğun kampanyalar gerçekleştirdiğini belirterek ABD, BM ve AB’nin Türkiye’ye baskı yapması gerektiğine vurgu yaptı. Kentin BM Güvenlik Konseyi kontrolü altında açılmasının yabancıların değil hem Kıbrıslı Rumların hem de Kıbrıslı Türklerin yararına olacağına dikkat çekti.

Ioannou yolun sonuna yaklaşıldığını belirterek yasa dışı eylemler durdurulmazsa kayıplar yaşanacağını söyledi.

Mağusa Belediye Başkanı, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e gönderdiği mektupta Maraş konusunun uluslararası bir soruna döndüğünü, sonunda orman yasalarının mı yoksa medeni dünya yasalarının mı hâkim olacağının görüleceğini ve medeni dünya yasalarının hüküm sürmesi durumunda 21. yüzyılın yıllar önce sona eren imparatorluğu ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yasa dışı beklentilerini sonlandırma yolunu bulabileceğini kaydetti.

Belediye Başkanı, ”Nasıl oluyor da uluslararası toplum buna tahammül ederek korsan ve orta çağ saldırılarına benzeyen bu saldırıları engellemeye çalışmıyor? Eğer bunlar Londra, Paris ya da Lizbon’da yaşansaydı uluslararası toplum ne tepki gösterecekti? Tüm dünyada yasaları uygulayanlar hırsızlara ve davetsiz misafirlere nasıl davranacaklar? Sadece mülkleri ele geçirmekle kalmayan ama 47 yıl boyunca diğerlerinden bütün bir hayatı esirgeyene nasıl bir ceza verilecek? sorusunu yöneltti.

Ioannou sözlerini şöyle noktaladı:

“Mağusa ve Kıbrıs halkı, Rum, Türk, Maronit, Ermeni ve Latin, ne iki devletli çözüm önerisini, ne de bugünkü statükonun yaşayabilir ve daimi olacağını kabul ediyor. Halkımız Birleşmiş Milletlerin de tarif ettiği gibi birleşik bir Kıbrıs istiyor. Bunun yanı sıra, Mağusa’nın statüsünün BM kararlarının öngördüğünden farklı olarak değişmesi, kapsamlı bir çözüm bulunması süreci için ölümcül demesek de çok zararlı olacak ve bundan kaçınılması gerekmektedir. Ekselansları, biz daha iyi, barışçıl ve refah dolu bir gelecek için umutlarımızı sizin elinize bırakıyoruz. Tek arzumuz yeniden birleşmiş bir ülkede normal bir hayat sürmek. Bu çok mu?”